3. Hukuk Dairesi 2016/16180 E. , 2017/5724 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı dava dilekçesi ile; Dumlupınar... Sınıf öğrencisi olduğunu, eğitim giderlerini karşılamakta zorlandığını ileri sürerek; davalı annenin aylık 600,00 TL yardım nafakası ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesi ile; boşanma davasında verilen kararın maddi tazminat ve velayet yönünden bozulduğunu, davacının babası tarafından açılmış benzer davalar olduğunu, herhangi bir işte çalışmamakta ve gelirininde bulunmadığını, lehine 250 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini; hem nafaka alacaklısı hem de nafaka borçlusu olamayacağını savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, aylık 300,00 TL yardım nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
TMK."nın 328/2.maddesinde; "Çocuk ergin olduğu halde eğitime devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullarına göre, kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler",
TMK."nın 364/1.maddesinde de; "Herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür",
TMK."nın 365/2 maddesinde ise; "Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir" düzenlemeleri yer almaktadır.
Hukuk Genel Kurulunun, 07.06.1998 tarih, 1998/656 E; 688 K.sayılı ilamında da; "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği..." vurgulanmıştır.
Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle, kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir.
Okumakta olan kişi, kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise; ana- babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için, belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için gerekli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde, TMK."nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir.
Somut olayda; davalı annenin sosyal ekonomik durum araştırmasına göre ev hanımı olduğu, aylık gelirinin olmadığı, taşınır ve taşınmazı olmadığı, anne ve babası ile yaşadığı belirlenmiştir. Davalı ile davacının babası (yani eski eşi) anasındaki boşanma davasında; 13.11.2014 tarihli kararla tarafların boşanmalarına karar verildiği, temyiz ve karar düzeltme taleblerinin reddiyle kararın boşanma, nafakalar ve manevi tazminat yönünden 08.02.2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Kararda, davalı anneye 250 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir. Yoksulluk nafakası alan kişi aleyhine nafakaya hükmedilemeyeceğinden, mahkemece, açılan yardım nafakası davasının reddine karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme sonucu davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.