17. Ceza Dairesi 2018/2246 E. , 2018/13186 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi
HÜKÜMLER : Beraat, mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I)Sanık ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet ile katılan ... vekilinin, suça sürüklenen çocuk ... hakkında hırsızlık suçundan verilen beraat kararına yönelik temyiz istemlerinin incelemelerinde;
Sanık ..."un yokluğunda verilen mahkeme kararının 18/11/2014 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği ve sanığın kararı CMUK"nun 310/1. maddesindeki bir haftalık temyiz süresini geçirdikten sonra 14/01/2015 tarihinde temyiz ettiği ve katılan ... vekilinin yokluğunda verilen mahkeme kararının 01/12/2014 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği ve katılan vekilinin kararı CMUK"nun 310/1. maddesindeki bir haftalık temyiz süresini geçirdikten sonra 09.12.2014 tarihinde temyiz ettiğinin anlaşılması karşısında; sanık ... ve katılan ... vekilinin temyiz istemlerinin anılan Yasa"nın 317.maddesi uyarınca isteme uygun olarak ayrı ayrı REDDİNE,
II)Sanık ... hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre sanık ...’ın temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
III)Suça sürüklenen çocuk ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Suça sürüklenen çocuk ...’ın kargo şirketine ait araç içerisinden 200 adet telefon kartını çalma şeklindeki eyleminin 5237 sayılı TCK"nın 142/1-c maddesine uyduğu, Suç tarihinde 12-15 yaş aralığında olan suça sürüklenen çocuğun eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 142/1-c maddesinde tanımlanan hırsızlık suçunun, aynı Yasa"nın 66/1-e ve 66/2. maddelerinde öngörülen 6 yıllık kesintili zamanaşımı süresine tabi olduğu ve suçun işlendiği 26/04/2010 tarihinden incelemenin yapıldığı tarihe kadar 66/1-e, 66/2 ve 67/4. maddesinde belirtilen 6 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresinin geçmiş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... ve müdafiinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞÜRÜLMESİNE,
IV)Sanıklar ..., ... ve ... hakkında hırsızlık suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin incelemelerinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanık ..."ın 18.11.2013 tarihli Çanakkale Sulh Hukuk Mahkemesince vesayet altına alındığı daha sonra 04.04.2014 tarihinde vasinin değiştirilmesine dair ek karar verildiği, dosya içerisinde bulunan ve temyiz dilekçesine ekli karar içeriğinden anlaşılmakla; Sanığın işlediği iddia olunan hırsızlık suçu bakımından, 5237 sayılı TCK"nın 32. maddesi gereğince suçu işlediği tarihte akıl hastalığı veya zayıflığı nedeniyle eylemin hukuksal anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğini tamamen kaldıracak veya önemli ölçüde azaltacak şekilde akıl hastalığının ve ceza ehliyetinin bulunup bulunmadığına dair rapor alınmasında zorunluluk bulunması,
Kabule göre de;
2-Sanıklar hakkında mahkemenin kabul ettiği şekilde sanıkların eyleminin ne zaman, nerede ve ne şekilde işlendiği belli olmadığı, bu nedenle nitelikli hırsızlık olarak kabulüne imkan bulunmadığı eylemlerinin TCK’nın 141/1. maddesi kapsamında kabul edilmesi gerektiği halde, TCK’nın 142/1-b maddesi uyarınca karar verilerek gerekçe ve hüküm arasında çelişki oluşturulması,
3-Hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK"nın 141. maddesinde tanımı yapılan hırsızlık suçunun uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK"nın 7/2. maddesi uyarınca; ""Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur."" hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanun"un 35. maddesi ile değişik CMK"nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanun"un 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
4-T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ... ve ...’ın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 24.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.