9. Hukuk Dairesi 2013/11218 E. , 2015/8606 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, ücret ile prim alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş akdinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla mesai, yıllık izin ücret ve prim alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının kendi isteği ile ayrıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş akdini feshinin haksız olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, mahkemece duruşmada tefhim edilen hüküm özeti (kısa karar) ile gerekçeli kararın hüküm sonucunun (hüküm fıkrasının) çelişip çelişmediği noktasında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü için HMK"nun ilgili maddelerinin incelenmesi gerekmektedir;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;
a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi,
içermesi gerekmektedir.
Aynı yasanın 298 inci maddesinin ikinci fıkrasında, gerekçeli kararın, tehfim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı belirtilmiştir.
Buna göre, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı).
10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da mahkemece duruşmada tefhim edilen hüküm özeti (kısa karar) ile gerekçeli kararın hüküm sonucunun (hüküm fıkrasının) çelişmesinin başlı başına bir bozma sebebi olduğu belirtilmiştir.
Somut olayda, Mahkemece yapılan yargılama sonunda 15.07.2013 tarihli son duruşmada tefhim edilen kısa kararda " 1.678,80 TL net ücret alacağının tahsiline karar verildiği açıklanmış, gerekçeli kararda ise 691.67 TL olarak hüküm altına alınmıştır.
Ancak gerekçeli kararda hüküm altına alınan ücret alacağı miktarı kısa kararda hüküm altına alınan miktardan farklı olması nedeniyle kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır.
Mahkemece gerekçeli kararın gerekçe kısmında duruşmada tefhim edilen kısa kararda yıllık izin ile ilgili miktarın sehven ücret alacağı olarak yazıldığı tespit edildikten sonra devamla, maddi hataya dayanan yanlışlığın düzeltildiği belirtilmiş ise de karar verilmiş olmakla mahkeme davadan el çekmiş olacağından, karar verildikten sonra duruşmada tefhim edilen hüküm özetinin (kısa kararın) değiştirilmesi mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle, duruşmada tefhim edilen hüküm özeti (kısa karar) ile gerekçeli kararın hüküm sonucu (hüküm fıkrası) arasında çelişki yaratılması başlı başına bozma sebebidir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verilmiştir.