8. Hukuk Dairesi 2013/2653 E. , 2014/1209 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
... ile İlit Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil, tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine dair Tirebolu Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 11.10.2012 gün ve 413/211 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı dava dilekçesinde, kadastro çalışmaları sırasında adına tespit ve tescil edilen 154 ada 9 ve 29 sayılı parseller arasında yol olmadığı halde kadastro çalışmaları sırasında iki parsel arasında yol varmış gibi paftasında buranın yol olarak gösterildiğini açıklayarak yol olarak paftasında bırakılan kısmın terkini ile parsellerine eklenmek suretiyle adına tapuya kayıt ve tesciline, davalı köy tüzel kişiliği adına tuvalet ve arsası olarak tespit ve tescil edilen 161 ada 4 sayılı parselin yerinin kendisine ait olduğunu, 1980 yılında kendisinin tuvalet yaptığını, o tarihte ...tarafından tuvalet olarak kullanıldığını, 15 yıldan beride cami tuvaleti olarak tasarruf edildiğini açıklayarak parselin tapu kaydının iptali ile yine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı...i temsilen köy muhtarı, 5.10.2013 tarihinde yapılan keşifte, dava konusu tuvalet ve arsasının camiye gelenler tarafından kullanıldığını, davacının annesinin veya kendisinin köy camisine bağışlayıp bağışlamadığını bilmediğini, hakkının olup olmadığı konusunda da bilgisinin olmadığını açıklamıştır.
Mahkemece, “…154 ada 9 ve 29 sayılı parsellerin davacı adına tapuda kayıtlı olduğundan bunların tapu kayıtlarının iptali ile teknik bilirkişi Mustafa Sırıç’ın 9.10.2012 tarihli raporunda, A harfiyle gösterilen kısmın her iki parselle birleştirilmek suretiyle aynı adanın son parsel numarasıyla toplam 1414,24 m2 yüzölçümlü olarak davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, 161 ada 4 sayılı parsele ilişkin davanın reddine..” karar verilmesi üzerine hüküm, reddedilen 161 ada 4 sayılı parsel yönünden davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastrodan önceki kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak TMK’nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesi gereğince açılan tescil ve tapu iptali tescil isteğine ilişkindir.
-//-
2013/2653-2014/1209 -2-
Davacı dava dilekçesinde, iki parseli arasında kalan paftasında yol olarak gösterilen kısmın esasen yol olmadığını, yol nedeniyle taşınmazının ikiye bölündüğünü, adına kayıtlı parsellerle birlikte kullandığını açıklayarak yol olarak bırakılan kısmın paftasından terkini ile her iki parseli ile birleştirilmek üzere adına kayıt ve tescil isteğinde bulunmuş, ikinci istek olarak da, köy tüzel kişiliği adına tapuda kayıtlı bulunan 161 ada 4 sayılı parselin kendisine ait olduğunu belirterek iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur.
Davacı dava dilekçesinde, 161 ada 4 sayılı parselin köy tüzel kişiliği ile ilgisinin bulunmadığını, bitişikte bulunan aynı ada 3 sayılı parseli ile birlikte daha önceleri tasarruf ettiğini belirterek iptal ve tescil isteğinde bulunmuş, 5.10.2012 tarihinde yapılan keşifte ise, hali hazırda köy camisine ait tuvalet olarak kullanılan yerin daha önce Sübyan Okulu için kendisi tarafından 1980 yılında yapıldığını, bu okulun yaklaşık 15 yıldan beri öğrencisi olmadığından kapandığını, daha önceleri köy camisi olarak kullanılmayan bu yerin 15 yıldan beri köy cami tuvaleti olarak gelip gidenler tarafından kullanıldığını, annesiyle bir ilgisinin bulunmadığını bildirmiştir. Aynı keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar da, cami tuvaleti ve arsası olarak köy tüzel kişiliği tarafından kullanılan parselin 30 – 40 yıldan beri tuvalet ve arsası olarak kullanılan bir yer olduğunu beyan etmişlerdir. Dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler ile davacının bizzat kendi beyanı, yerel bilirkişi ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde 30 – 40 yıldan beri önceleri Sübyan Okulu tuvaleti ve arsası olarak daha sonrasında ise camiye gelen gidenler tarafından kullanılan bir yer olduğu saptandığına ve davacının bu süre içerisinde taşınmaz üzerinde sürdürdüğü malik sıfatıyla zilyetliği ortadan kalktığına göre, somut olayda iradi terkin gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Saptanan bu olgu karşısında 161 ada 4 sayılı parselle ilgili davanın reddine karar verilmesinde usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmadığından, davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün bu bölümünün ONANMASINA,
Paftasında yol olarak bırakılan kısım bakımından köy tüzel kişiliğinin herhangi bir temyiz isteğinin bulunmadığı ve bu isteğin kabulüne karar verilmesi üzerine davacının da temyiz etmediği anlaşılmakta ise de, TMK’nun 713/3. fıkrası uyarınca, tescil dışı bırakılan ya da paftasında yol olarak gösterilen taşınmazlar köy sınırları içerisinde ise, yasal hasım durumunda bulunan Hazine ile birlikte köy tüzel kişiliği, belediye sınırları içinde yer almakta iseler, böyle bir durumda yine Hazine ve ilgili belediye tüzel kişiliği yasal hasım durumunda bulunmaktadırlar. Yani, TMK’nun 713/1. fıkrasına dayalı olarak açılan davalarda davanın aynı zamanda yasal hasım durumunda bulunan ve taşınmazın köy sınırları içerisinde bulunduğu da gözetilerek Hazine"ye yöneltilmesi zorunludur. Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin bulunduğundan davacının temyizinin bu nedenle zorunlu olarak paftasında yol olarak bırakılan ve adına tescilini istediği bölümü de kapsadığının kabulü gerekmektedir. Taraf teşkilinin kamu düzenine yönelik olması nedeniyle Mahkemece bu hususun kendiliğinden göz önünde tutulması gerekir. Davanın Hazine"ye yöneltilmemek suretiyle Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca, savunma hakkının kısıtlandığı ve HMK’nun 27. maddesi uyarınca, hukuki dinlenilme hakkının da göz ardı edildiği sonucuna varılmaktadır. HMK’nun 27. maddesinde yer alan hukuki dinlenilme hakkı aynı zamanda taraf teşkilini de içermektedir. Bu bakımdan davacının temyizinin aynı zamanda taraf teşkiline yönelik bu hüküm fıkrasını da kapsadığının gözetilmesi zorunludur. Bu şekilde yapılacak bir bozma işin esasına da girilmediğinden aleyhe bozma yasağı kuralına aykırı düşmemektedir.
Davacının temyiz itirazları kamu düzeni ilkesi gereği taraf teşkili yönünden paftasında yol olarak gösterilen yer bakımından kabulüyle hükmün sadece 154 ada 9 ve 29
-//-
2013/2653-2014/1209 -3-
sayılı parseller arasında yer alan yol bakımından 6100 sayılı HMK. nun geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre işin esasının bozmanın niteliği gereği şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve aşağıda dökümü yazılı 21,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 4,05 TL"nin temyiz eden davacıdan alınmasına, 27.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.