Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1761
Karar No: 2017/5467
Karar Tarihi: 06.04.2017

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2017/1761 Esas 2017/5467 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2017/1761 E.  ,  2017/5467 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
    İpotek senedinin geçersiz olduğuna yönelik sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
    Alacaklı tarafından başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takipte, borçlu 01.04.2016 günü icra mahkemesine yaptığı başvuruda, takip süresince gönderilen icra emri, kıymet takdiri, satış ilanı dahil tüm tebligatların usulsüz olduğunu ve takipten 30.03.2016 tarihinde haberdar olduğunu ileri sürerek diğer şikayetleri ile birlikte borca itiraz etmiş; mahkemece icra emrinin borçlunun kredi sözleşmesinde yazılı adresine usulüne uygun tebliğ edildiğinden bahisle istemin reddine karar verilmiştir.
    7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun "Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina" başlıklı 21/1. maddesinde; "Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır." düzenlemesine yer verilmiştir.
    Madde metni, iki hali birlikte düzenlemiştir. Bunlardan ilki "adreste bulunmama", diğeri ise "tebellüğden imtina"dır. Muhatabın, tebliğ adresinde ikamet etmekle birlikte, kısa ya da uzun süreli ve geçici olarak adreste bulunmadığının, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin beyan ve bunun tevsik edilmesi halinde ancak, maddede sayılanlardan, örneğin muhtara imza karşılığı tebliğ edilip, 2 numaralı fişin kapıya yapıştırılması ve komşunun durumdan haberdar edilmesi işlemlerine geçilebilecektir.
    Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30/1. maddesinde; "Adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkartılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclis üyeleri, kolluk amir ve


    memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir" hükmü yer almaktadır. Bu itibarla Tebligat Yönetmeliği"nin 30. maddesinde öngörülen şekilde ve maddede belirtilen kişilere sorularak imzaları da alınmak suretiyle, imzadan çekinmeleri halinde, bu husus da belirtilerek, muhatabın adreste geçici olarak bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra geleceği "tevsik edilmeden", Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre yapılan tebligat işlemi geçersizdir. Zira bu belgeleme işlemi, devamı işlemleri belirlemesi yanında muamelenin doğru olup olmadığına karar verilmesi yönünden yardımcı olacak ve tebliği isteyen makam ve hakimin denetimini sağlayacaktır.
    Somut olayda borçlu adına çıkan icra emrine ilişkin tebligatın 02.11.2015 günü; "muhatabın adresinin kapalı olduğu komşu/yönetici/kapıcı alt komşudan sorulduğunda nerede olduğunun bilinmediği sözlü/imzalı beyanından anlaşıldığından tebliğ evrakı TK 21 madde gereğince ... teslim edilmiş olup 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılmış ve en yakın komşu/kapıcı/yöneticiye alt komşuya haber verilmiştir." şerhi ile yapıldığı görülmektedir. Muhatabın adreste bulunmama sebebi, adresten geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığı ve tevziat saatlerinden sonra gelip gelmeyeceği tevsik edilmeden, beyanı alınan kişinin sıfatı ve ismi açık ve net bir şekilde belirlenmeden ve imzası alınmadan ya da imzadan çekinme durumu varsa, bu husus tespit edilmeden tebliğ işleminin tamamlandığı görülmektedir. Bu nedenle anılan tebliğ işlemi 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/1 ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği"nin 30 ve 35. maddeleri hükümlerine aykırı olarak yapıldığından usulsüzdür.
    Diğer taraftan, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 17. maddesine göre, belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde, tebliğ, aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Bu maddede belirtilen şahıslara, muhatap adına tebligatın yapılabilmesi için, tebligatın yapılacağı sırada muhatabın orada bulunmaması gerekir. Muhatap, o adreste olmakla beraber sadece tebliğin yapılacağı anda orada bulunmuyor ise, tebligat, 17. madde hükmü uyarınca yapılır. Ancak, 7201 Sayılı Kanun"un 17. maddesi ve yönetmelikte yazılı olduğu üzere muhatabın tebliğ sırasında orada bulunmadığı saptanmadan anılan maddeye göre tebligat yapılamaz.
    Somut olayda, borçlu adına çıkarılan takip konusu taşınmaza ilişkin kıymet takdiri raporu tebligatının da, (diğer borçlu şirket adresi) iş yeri adresi olduğu varsayılarak, 15.01.2016 tarihinde; “... yetkili ... ..... imzasına tebliğ edildi.” şerhi ile yapılmış ise de, muhatabın iş yerinde bulunup bulunmadığına dair bir açıklamanın tebliğ evrakında yer almadığı görülmekle, borçlunun gerçek kişi olduğu dikkate alınmadan ve adreste bulunmadığının tespiti yapılmadan “şirketin yetkilisi imzasına” şeklinde yapılan tebligat, Tebligat Kanunu"nun 17. ve Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 26. maddelerine göre usulsüzdür.
    Bununla birlikte, Adana 4. İcra Müdürlüğü’nün 2015/23337 Talimat sayılı satış dosyasında da borçlu adına 3 adet satış ilanının tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Buna göre; 30.03.2016 ve 01.04.2016 tarihlerinde gerçekleştirilen tebliğ işlemleri, yukarıda izah edildiği üzere, muhatabın adreste bulunmama sebebi, adresten geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığı ve tevziat saatlerinden sonra gelip gelmeyeceği tevsik edilmeden, beyanı alınan kişinin sıfatı ve ismi açık ve net bir şekilde belirlenmeden ve imzası alınmadan ya da imzadan çekinme durumu varsa, bu husus tespit edilmeden yapılmış olduğundan, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/1 ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği"nin 30 ve 35. maddeleri hükümleri uyarınca usulsüzdür. 24.05.2016 tarihinde gerçekleşen tebliğ işlemi de yine


    yukarıda izah edildiği üzere, borçlunun gerçek kişi olduğu halde, adreste bulunmadığı tespit edilmeden doğrudan şirketin yetkilisi sıfatı ile 3. kişiye yapıldığından Tebligat Kanunu"nun 17. ve Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 26. maddeleri uyarınca usulsüzdür.
    O halde mahkemece, borçlu adına yapılan tüm tebligatların usulsüz olduğu dikkate alınarak, borçlunun tebligatların usulsüzlüğüne ilişkin şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 32. maddesi uyarınca öğrenme tarihine göre düzeltilmesine karar verildikten sonra, süresinde olan borca yönelik itiraz ve şikayetlerinin incelenmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin tümden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
    SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi