3. Hukuk Dairesi 2015/19702 E. , 2017/5682 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; tarafların görücü usulü tanıştıklarını, 21.12.2012 tarihinde isteme ve usulüne uygun nişan, 05.01.2013 günü kına gecesi, 06.01.2013 tarihinde de düğünlerinin yapıldığını, daha sonra nikah yapılacağı söylenmesine rağmen yapılmadığını, 20 gün birliktelikleri olduğunu ve davacının resmi nikah istemesi nedeniyle davalı tarafın davacıya kötü davrandığını, bu duruma daha fazla dayanamayan davacının ailesinin evine döndüğünü, düğünde davacıya takılan ziynet eşyaları ve paranın evden ayrılırken elinden zorla alındığını, çeyiz eşyalarının da davalıda kaldığını ayrıca yaşamış olduğu 20 günlük gayri resmi evliliğin hayatında derin yaralar açtığını belirterek 500,00 TL maddi tazminat, 30.000,00 TL manevi tazminat ile çeyiz eşyası ve ziynet eşyasının fiili ayrılık tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, düğünden yaklaşık 20 gün sonra davacının kendisinin haberi olmadan evi terk ettiğini, kendisinin tüm çeyiz eşyalarını davacıya teslim ettiğini, düğün sırasında kendi ailesinin davacıya taktığı ziynet eşyalarının da davacı tarafından teslim edildiğini, bu şekilde davacı ile birbirlerinden alacakları eşya kalmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; dava, nişandan doğan alacak davası olarak nitelendirilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, süresi içinde taraflarca temyiz edilmiştir.
1-) 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4. maddesi uyarınca, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabı ile (3.kısım hariç) 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun kapsamındaki aile hukukundan doğan dava ve işler Aile Mahkemesinde görülür.
Davada, olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak mahkemeye aittir. Her ne kadar davacı nişan bozulması gerekçesi ile maddi ve manevi tazminat talep etmiş ise de, tarafların bir müddet birlikte yaşadıkları tarafların kabulündedir. Taraflar arasında nişan değil, gayri resmi evlilik vardır. Tarafların nikahsız yaşamaları, bu birleşmenin kanuni ve medeni evlenmeye tekaddüm eden bir nişanlanma mahiyetinde olmadığını göstermektedir. Bu nendenle uyuşmazlığın aile hukukundan kaynaklandığından söz edilemez.
Dava, önce asliye hukuk mahkemesinde açılmış olup, Düzce 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.04.2013 tarih ve 2013/186-2013/203 E.K. sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilmiş, verilen karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak sözkonusu olmaz.
Öte yandan, asliye hukuk mahkemesince verilen görevsizlik kararı Yargıtay denetiminden geçmeden kesinleştiği için aile mahkemesini bağlamaz.
Hal böyle olunca; mahkemece, uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görevi olduğu düşünülmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2-) Bozma nedenine göre, sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek olmadığna, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.