Abaküs Yazılım
6. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/22121
Karar No: 2022/9491
Karar Tarihi: 20.06.2022

Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/22121 Esas 2022/9491 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, nitelikli yağma suçundan sanığın mahkumiyetine karar verdi. Ancak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına yapılan ihbarda bulunmaması nedeniyle hükmün bozulması gerektiği belirtildi. Kararda Anayasa'daki \"Kanun önünde eşitlik\" maddesi ve Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun hükümleri de yer aldı. Bu kanuna göre, şiddet mağduru olan kişilerin yanı sıra Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da ilgili davaya katılabilir ancak yağma suçunda doğrudan zarar görmeyen kurumların katılma hakkı yoktur. 6284 sayılı kanun kapsamına giren suçlarla ilgili olarak açılan ceza davalarında, kovuşturma evresinde mahkemesince Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının davadan haberdar edilmesinin zorunlu olmadığına karar verilmiştir.
6. Ceza Dairesi         2021/22121 E.  ,  2022/9491 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli yağma
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
    Anayasamızın “Kanun önünde eşitlik” başlıklı 10/2-3 maddesinde;
    “Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.
    Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz ve çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz.” hükmüne yer verilmiştir.
    6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un 2/d maddesinde yer alan “şiddet” tanımına göre;
    “Kişinin, fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmesiyle veya acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfî engellenmesini de içeren, toplumsal, kamusal veya özel alanda meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik her türlü tutum ve davranışı” ifade eder.
    Aynı Kanun’un 20. maddesinin 2. fıkrasında da davaya katılma konusuyla ilgili olarak;
    “Bakanlık, gerekli görmesi hâlinde kadın, çocuk ve aile bireylerine yönelik olarak uygulanan şiddet veya şiddet tehlikesi dolayısıyla açılan idarî, cezaî, hukukî her tür davaya ve çekişmesiz yargıya katılabilir.” hükmüne yer verilmiştir.
    6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un 20/2. maddesi uyarınca davaya katılma hakkı bulunan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına yokluğunda yapılan yargılamaya ilişkin olarak mahkemelerce re'sen ihbarda bulunulmasının zorunlu olup olmadığı hususunda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 13.12.2019 gün, 2019/6 Esas, 2019/7 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararı ile özetle; 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un 20/2. maddesi uyarınca, bu kanun kapsamına giren suçlarla ilgili olarak açılan ceza davalarında, kovuşturma evresinde mahkemesince; Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının davadan haberdar edilmesinin zorunlu olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
    Somut olayda pozitif ayrımcılığa tabi tutulan mağdurun 6284 sayılı Kanun kapsamında şiddet mağduru olması nedeniyle Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının aynı Kanun’un 20/2. maddesi uyarınca davaya katılmasında isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bu husustaki temyiz isteminin reddine ilişkin görüşe iştirak edilmemiştir.
    Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdiri ile suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    6284 sayılı Kanunun 20/2. maddesi gereğince davaya katılma hakkı olan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekilinin ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama sırasında davaya katılması nedeniyle lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, katılan kurum vekili ile sanık ... ve müdafiinin temyiz istemleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, "Katılan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı yararına karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 14/1. maddesi uyarınca takdir edilen 8.200 TL maktu vekalet ücretinin sanıktan alınarak katılan Bakanlığa verilmesine" ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20.06.2022 gününde oy çokluğu ile karar verildi.

    KARŞI OY:
    Yağma; başkasının zilyetliğindeki taşınabilir malın zilyedin rızası olmadan cebir ve tehdit kullanmak suretiyle alınması olduğundan yağma suçu, amaç ve araç hareketlerden oluşan bir suçtur. İlk önce almayı gerçekleştirmek için araç hareketler olan cebir veya tehdit kullanılır, sonrasında bu cebir veya tehdidin etkisiyle malın alınması veya tesliminin sağlanması ile suç tamamlanır.
    Yağma suçundan korunan hukuki değer; kişi özgürlüğü, vücut dokunulmazlığı, zilyetlik ve mülkiyettir.
    Yağma suçu; cebir ve/veya tehdit ile hırsızlık suçlarının birleşmesiden meydana gelmekte ise de yağma cürümü kendisini meydana getiren suçlardan tamamen bağımsız bir suçtur.
    Eşyanın mülkiyeti kişiye değil bir kuruma ait ise, örneğin bankanın parasını koruyan görevliye karşı tehdit veya zor kullanılıp alındığında mağdur, cebir ve tehdite maruz kalan gerçek kişidir, parası alınan kurum ise suçtan zarar görendir.
    Bir hakkın sujesi yalnız birey olabilir, devlet ve tüzel kişiler suçun işlenmesinde zarar görseler de suçun pasif sujesi olamazlar ancak görülen davada talepte bulunmaları halinde katılan sıfatıyla yer alabilirler.
    Cebir ve tehdit ile mal varlığı üzerindeki tasarruf özgürlüğü zorlanan kişi "Mağdur"; mağdur dışında mülkiyet hakkı saldırıya uğrayan başka biri varsa "Suçtan zarar gören" olarak davada yer alabilecektir.
    Kamu davasına katılma 5271 sayılı CMK'nın 237. maddesinde; katılma usulü ise aynı kanunun 238. maddesinde düzenlenmiştir.
    5271 sayılı CMK'nın 237/1. maddesinde "Mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanlar, ilk derece mahkemesindeki kovuşturma evresinin her aşamasında hüküm verilinceye kadar şikâyetçi olduklarını bildirerek kamu davasına katılabilirler." hükmüne yer verilmiştir.
    Katılma talebinin kabulünde esas teşkil edecek zarardan maksat, suçtan doğrudan doğruya meydana gelen ve gelmesi umulan zarardır. Dolaylı olarak meydana gelebilecek zarar, katılma hususunda nazara alınamaz.
    6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 20/2. maddesi “Bakanlık, gerekli görmesi halinde kadın,çocuk ve aile bireylerine yönelik olarak uygulanan şiddet veya şiddet tehlikesi dolayısıyla açılan idari, cezai,hukuki her türlü davaya ve çekişmesiz yargıya katılabilir” şeklinde düzenlenmiştir.
    6284 ayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunda, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının yağma suçuna ilişkin ceza davalarına katılabileceğine dair özel bir düzenlemeye yer verilmemiştir.
    O halde, anılan Bakanlığın katılma talebinin genel hükümlere göre sonuca bağlanması zorunludur. 5271 sayılı CMK'nin 237. maddesinde suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişilerin kamu davasına katılabileceği belirtilmektedir. Öte yandan, Ceza Genel Kurulu'nun 24.12.1965 gün ve 5855 sayılı kararında vurgulandığı üzere katılma talebinin kabulüne esas teşkil edecek zarardan maksat suçtan doğrudan doğruya meydana gelen ve gelmesi umulan zarardır. Dolaylı olarak meydana gelebilecek zararın sözkonusu olduğu hallerde davaya katılmak mümkün değildir. Yağma suçunda İdarenin doğrudan zarar gördüğünden bahsedilemez.
    Kaldı ki mağdur yargılama aşamasında şikayetinden vazgeçmiştir.
    Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 13.12.2019 tarihli ve 2019/6-7 sayılı kararı ile “6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 20/2. maddesi uyarınca, bu kanun kapsamına giren suçlarla ilgili olarak açılan ceza davalarında, kovuşturma evresinde mahkemesince Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının davadan haberdar edilmesinin zorunlu olmadığına” karar verilmiş olup, bu itibarla mağdurun malvarlığına karşı işlenen yağma suçunda doğrudan zarar görmeyen Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığının anılan suç yönünden davaya katılmaya hak ve yetkisi bulunmadığından , idarenin katılan olarak kabulünün, hükmü temyiz yetkisi bahşetmeyeceğinden Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının temyiz talebinin reddine karar verilmesi gerektiğinden aksi yöndeki sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi