3. Hukuk Dairesi 2015/19750 E. , 2017/5675 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki maddi manevi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar vekili; davalıların velayetleri altında bulunan çocukları ...., davacıların çocuğu olan Uğur Haktan ...."e karşı çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarını işlediğini, ....Mahkemesinin 2010/204 esas sayılı dosyasının karara bağlanarak Halil İbrahim’in cezalandırılmasına karar verildiğini, olay nedeni ile davacıların maddi ve manevi olarak zarara uğradığını, henüz yaşı küçük olan Uğur Haktan’ın ise beden bütünlüğü ve kişilik haklarına yapılan bu saldırı nedeni ile büyük üzüntü ve acı yaşadığını, bu nedenle tedavi görmek durumunda kaldığını ileri sürerek 1.000 TL maddi ve 30.000 TL manevi olmak üzere toplam 31.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faize ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili; davacıların maddi ve manevi tazminat istemlerinin haksız ve fahiş olup, haksız kazanç ve zenginleşmeye yönelik olduğunu, davalıların husule geldiği iddia edilen tazminata konu olayda küçüğü gözetim altında bulundurma görevini yerine getirmede herhangi bir kusurlarının olmadığını, aile ortamının özellikleri ve yetiştirme ilkeleri nazara alınarak küçüğe aile içerisinde gereken ilgi ve özenin gösterildiğini, başkalarına zarar verme olasılığı bulunan davranışlar konusunda küçüğe gerekli ve yeterli eğitim verildiğini, maruz kaldığı iddia edilen olayı ve neticelerini idrak edemeyen küçüğün söz konusu olay sebebi ile psikolojisinin bozulmasının mümkün olmadığını ve olay nedeniyle tarafların herhangi bir maddi zarara uğramadıklarını belirterek davanın reddini istemiştir
Mahkemece; manevi tazminat isteminin kabulü ile davacılar için ayrı ayrı 10.000’er TL olmak üzere toplam 30.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı yandan alınarak davacılara verilmesine, kanıtlanamayan maddi tazminat isteminin ise reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine ve özellikle davalıların müşterek çocuğu Halil İbrahim hakkında açılmış bir dava bulunmamasına ve mahkemece de bu hususa değinilmek suretiyle hüküm kurulmuş olmasına göre, davalıların tüm, davacıların sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacıların vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Davacılar, dava dilekçesi ile 1.000 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş, mahkemece maddi tazminat talepleri reddedilmiştir.
Karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T.’nin 13. maddesinde ‘’(1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.’’ düzenlemesi yer almaktadır.
Mahkemece; davaya konu edilen uyuşmazlıkta reddedilen miktar yönünden davalılar vekili lehine yukarıdaki madde düzenlemesi gözetilmek suretiyle 1000,00 TL nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, davalı vekili lehine 1.500,00 TL vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir.
Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK .436/2 maddesi gereğidir.
SONUÇ:Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalıların tüm, davacıların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenle temyiz olunan hükmün 7.maddesinde yer alan "Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden, A.A.Ü.Tarifesi uyarınca davalılar vekili için 1,500,00 TL nispi ücreti vekaletin davacılardan alınarak davalılara verilmesine" ifadesinin yerine "Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 13/2.md uyarınca 1.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine" ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.04.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.