20. Hukuk Dairesi Esas No: 2020/2447 Karar No: 2020/2666
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2020/2447 Esas 2020/2666 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalının uzun süredir siteye aidat ödemeyi reddettiğini ve diğer kat maliklerinin yaşam koşullarını olumsuz etkilediğini iddia etmiştir. Davalıya ait taşınmazın KMK'nın 25. maddesi gereği tapusunun iptal edilerek, aynı parselde hissedar olan bir başka kişi adına tescil edilmesi talep edilmiştir. Mahkeme, davanın subut bulmadığını ve reddedilmesine karar vermiştir. Ancak, dosya incelendiğinde, uyuşmazlığın birden fazla parsel üzerinde kurulu sitede bağımsız bölüm mülkiyetinin devri istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Dosya kapsamı ile davacının 3324, 7284 ve 7285 parsel sayılı taşınmazların üst yönetimi olduğu belirtilmiştir. Yönetim planının incelenmesinden, henüz toplu yapı yönetimine geçilmediği anlaşılmıştır. Bu nedenle, uyuşmazlıkta Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin değil, genel hükümlerin uygulanması gerekmektedir. Asliye hukuk mahkemesinin görevi asıl, sulh hukuk mahkemesinin ise istisna olup özel bir kanun hükmü ile açıkça sulh hukuk mahkemesinde bakılması belirtilmeyen bütün dava ve işler asliye hukuk mahkemesinde görülür. Mahkemece, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, esas hakkında
(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2020/2447 E. , 2020/2666 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ...Sit 1. Isı Merkezi Üst Yön Ad. ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava dilekçesinde, davalının uzun süredir siteye aidat ödememekte ısrar ettiği ve diğer kat malikleri için ortak hayatı çekilmez hale getirdiğini, nitekim davalı aleyhine taşınmazına ait ortak gider aidat borçları sebebiyle icra takibi yapıldığını, ancak davalının tüm icra takiplerine rağmen ısrarla borcunu ödemediğini, davalının aidat borcunu ısrarla ödememesi üzerine ...Sitesi 1. Isı Merkezi Apartmanlar Üst Yöneticiliği tarafından yapılan 18/01/2015 tarihli genel kurul kararı alındığını, 4 nolu genel kurul kararında 2014 yılında site vecibelerini yerine getirmeyen kat maliklerinin 2015 yılında da vecibelerini yerine getirmemesi halinde dairelerin satışı yapılmasının ve bu hususta üst yönetime yetki verilmesinin karar altına alındığını, davalı için KMK madde 25"deki aranan şartların gerçekleştiğini, bu nedenlerle davalı adına Mevlana mahallesi, Aksekili ... caddesi, ...sitesi, 7284 parsel, 1P1 D:31 .../... adresinde bulunan taşınmazın KMK"nın 25. maddesi gereği tapusunun iptaline, taşınmazın aynı parselde hissedar ... adına tescili istenilmiştir. Mahkemece Kat Mülkiyeti Kanununun 25 maddesinde yazılı düzenlemeye göre davanın subut bulmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava Kat Mülkiyeti Kanununun 25. maddesi kapsamında bağımsız bölüm mülkiyetinin devri istemine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelemesinde uyuşmazlığın birden fazla parsel üzerine kurulu sitede Kat Mülkiyeti Kanunu 25. madde uyarınca bağımsız bölümün tescili istemine ilişkin olup dosya kapsamı ile davacının 3324, 7284 ve 7285 parsel sayılı taşınmazların üst yönetimi olduğu anlaşılmaktadır. Dosya içindeki bilgi ve belgelerle, tapu kaydı ve yönetim planının incelenmesinden; davaya konu sitenin birden fazla parsel üzerinde kurulu olduğu ve Kat Mülkiyeti Kanununda değişiklik yapılmasına ilişkin 5711 sayılı Kanunun 22. maddesi ile Kat Mülkiyeti Kanununun 66. ve devamı maddelerinde düzenlenen Toplu Yapılara İlişkin Özel Hükümler uyarınca sitede henüz toplu yapı yönetimine geçilmediği anlaşıldığından, uyuşmazlıkta Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin değil, genel hükümlerin uygulanması gerekmektedir. Buna göre görev hususu da genel hükümler uyarınca belirlenmelidir. Hukuki uyuşmazlıklarda asliye hukuk mahkemelerinin görevi asıl, sulh hukuk mahkemesinin görevi ise istisnadır. Özel bir kanun hükmü ile açıkça sulh hukuk mahkemesinde bakılacağı bildirilmeyen bütün dava ve işler asliye hukuk mahkemesinde görülür. Bu nedenle mahkemece, genel hükümlere göre asıl görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde bakılmak üzere dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, esas hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/09/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.