20. Hukuk Dairesi 2015/3046 E. , 2016/672 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Müdürlüğü vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili, 26.07.2013 tarihli dava dilekçesi ile, müvekkilinin ... köyü, 47 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, MK"nın 1007. maddesi gereğince fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak açtıkları tazminat davasında ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 22/11/2012 tarih ve 2012/512 E. - 2012/571 K. sayılı kararıyla 14527,00.-TL tazminatın davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verildiğini ve hükmün 5. Hukuk Dairesinin 04/06/2013 gün ve 2013/4716 - 11704 sayılı kararı ile onanarak 20.06.2013 tarihinde kesinleştiği, bu dosyada tazminat miktarının ziraat mühendisi bilirkişiler tarafından 35774,70.-TL olarak hesaplandığını, o davada 13600.-TL maddi tazminat ve 927.-TL masraf olmak üzere toplam 14527.-TL tazminat talep ettiklerini ve bu miktara hükmedildiğini fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak dava açtıkları için maddi tazminat isteminden bilirkişi raporlarında belirtilen miktardan geriye kalan 22174,70.-TL tazminata, ilk dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 21247,70.-TL alacağın ilk dava tarihi olan 14.07.2009 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi, tapu sicilinin aleniliği ve tapu siciline güven ilkelerinin yansımasının sonucu olarak, mülkiyet hakkı ya da başkaca bir aynî hak edinen kişinin, bu sicilin tutulması nedeniyle uğradığı zararın tazminine ilişkin olup, buna göre "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur”.
Medenî Kanunun 1007. maddesi gereğince davalı sıfatı ...nin olup ... Müdürlüğünün davalı sıfatı bulunmadığından tapu müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumetten reddi gerekeceği hususu düşünülebilir ise de; Yüksek Hukuk Genel Kurulunun HGK.2011/9-718 E. - 2012/36 K. sayılı kararında da değinildiği üzere, HMK’nın 124/4. maddesindeki,“Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” hükmü uyarınca, somut olayda, tapu müdürlüğünün davalı gösterilmesi ve tapu müdürlüğünün de ... vekili tarafından temsil edilmiş olmasının temsilcide yanılgı olarak değerlendirilmesi gereklidir.
Yargıtayın istikrar kazanmış uygulamalarına göre de, davacı, temsilcideki yanılmayı sonradan düzeltebilir.Temsilcide yanılmanın hukuki yaptırımı, hasımda yanılmada olduğu gibi, davanın reddi gibi ağır bir sonuç doğurmaz.
Davanın niteliğine göre, husumetin ...ye yöneltilmesi gerekirken, taraf sıfatı bulunmayan ... Müdürlüğü hasım gösterilmiştir. Dava dilekçesindeki anlatım ve istemden, asıl dava edilmek istenenin tapu müdürlüğü değil, ... olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın davalı olarak sadece tapu müdürlüğüne yöneltildiğinden söz edilemez. Ortada belirgin biçimde temsilcide yanılma hali vardır. Mahkemece temsilcide yanılma hali re"sen gözetilerek, davanın ...ye yönlendirilmesi için davacı yana olanak verilmesi, ...nin delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan işin esası hakkında hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 20/01/2016 günü oy birliği ile karar verildi.