10. Hukuk Dairesi 2020/929 E. , 2021/7142 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye Mahkemesi : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
Dava, davacının denetim raporuna istinaden sigortalı hizmetlerinin iptali ile buna dayalı olarak ödeme emri vs. tüm Kurum işlemlerinin iptaline ve iptal edilen hizmetlerinin fiili çalışmaya dayandığının tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi davanın kabulü ile davacının, 2008 yılı Kasım ayı ile 2012 yılı Mart ayı arasında kalan toplam 1221 günlük sigortalılık süresinin geçerli olduğunun tespiti ile aksine Kurum işleminin iptaline karar verilmiştir. Bursa BAM 11. Hukuk Dairesince yapılan yargılama neticesinde; "davalı Kurum vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK"nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine," karar verilmiştir.
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Dava, Davacının denetim raporuna istinaden sigortalı hizmetlerinin iptali ile buna dayalı olarak ödeme emri vs. tüm kurum işlemlerinin iptaline ve iptal edilen hizmetlerinin fiili çalışmaya dayandığının tespiti istemine ilişkindir.
II-CEVAP:
Davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların yaşamın olağan akışına uygun olmadığını, davacının fiili çalışmasının bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI:
Davanın kabulü ile davacının, 2008 yılı Kasım ayı ile 2012 yılı Mart ayı arasında kalan toplam 1221 günlük sigortalılık süresinin geçerli olduğunun tespiti ile aksine Kurum işleminin iptaline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; SGK Bursa İl Müdürlüğü"nde 2 4675 01 01 1154176 016 13 25 sicil numarası ile işlem gören..."s Kişisel Koruyucu Donanım Teks. İnş. Petr. Ürün. Hayv. İth. İhr. A.Ş. unvanlı işyerinden yapılan bildirimlerin fiili çalışmaya dayanmadığının 03/06/2013 tarih ve 2013/EA/104 sayılı denetmen raporu ile anlaşılması üzerine 2008/11-2012/3 döneminde davacı adına yapılan bildirimlerin iptal edildiğini, denetime konu işyerinin Kurum kayıtlarındaki adresine gidildiğinde işyerinin tamamen kapatılmış olduğunun ve aynı yerde 2009 yılından beri faaliyet göstermekte olan başka bir işyerinin bulunduğunun anlaşıldığını, yapılan araştırma ve alınan beyanlar birlikte değerlendirildiğinde, işyerinden yapılan bildirimlerin fiili çalışmaya dayanmadığının, hatta bazı bildirimlerin para karşılığı yapıldığının tespit edildiğinin tespiti üzerine anılan işyeri tarafından yapılan tüm bildirimlerin ve kişiler adına verilen sigortalı işe giriş bildirgelerinin re"sen iptal edilmesine karar verildiğini, davacının fiili çalışmasının bulunmadığını, eksik inceleme ile yalnızca tanık beyanları esas alınarak davanın kabulüne karar verdiğini, anılan işyerinde yapılan satışa ilişkin olduğu ileri sürülen faturaların davacının söz konusu şirkette fiilen çalışmış olduğuna delil kabul edilemeyeceğini, bu faturalar söz konusu şirketin hayali bir şirket olmadığını ispata yönelik ise de; ve bu şirket gerçek bir şirket olarak kabul edilse dahi eylemli olarak çalışma olmadıkça sigortalılık şartlarının gerçekleşmeyeceğini, gerek Bursa 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/264 Esas sayılı dosyası kapsamında alınan tüm ifadeler gerekse iş bu dosyada toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde davacı tarafından davalı Kurum kayıtları çürütülemediğini, iddiaların ispatlanamadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum temyiz dilekçesinde özetle; Kurum kayıtları çürütülemediğini ve davacı yanın iddiaları ispatlayamadığı belirterek haksız ve mesnetsiz olarak açılan işbu davanın reddinin gerektiğini belirtmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ:
Davacı davalı Kurumun, 03.06.2013 tarih ve 2013/EA/104 sayılı denetmen raporuna dayalı olarak "usulsüz işlemlerle sahte sigortalılık bildirimleri yapıldığı" gerekçesiyle 2008 yılı Kasım-2012 yılı Mart ayı arasındaki dönemde..."s A.Ş. işyerinden davacı adına bildirilmiş 1221 günlük sigortalılığı iptal ettiğini ve söz konusu dönemde davacı ve haksahiplerinin yararlandığı sağlık giderlerini yersiz ödeme kapsamında iadesini istediğini, Kurum işlemlerinin yerinde olmadığını ileri sürerek davalı Kurum işlemlerinin iptaline, davacının iptal edilen hizmetlerinin fiili ve gerçek çalışmaya dayandığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Somut olay incelendiğinde; davacının 10.11.2008- 2012/ 3. aylar arasında 1154176 sicil numaralı işyerinden yapılan bildirimlerinin fiili ve gerçek olmadığı gerekçesiyle iptal edildiği, Davacıya ait kurum kayıtları, kurum işlemlerinin dayanağı denetim raporu ve eki tüm belgeler, davacı hakkında başlatılan icra takibine konu takip evrakı , bahse konu usulsüz işlemler nedeniyle açılan kamu davasının görüldüğü 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/264 E. sayılı derdest dosyası evrakları uyap üzerinden dosyaya alınmış, söz konusu..."s A.Ş. unvanlı firmaya ait 2008 yılında düzenlenmiş bir kısım faturalar sunulmuş, Kamu tanıkları ..., ..., ..., ..., ..., davacı tanıkları ..., ..., ..."ın beyanları Mahkememizce alınmış, zabıt mümzisi tanık ... talimat yoluyla dinlenmiştir.
Uyuşmazlığın çözümü, sigortalılık niteliğini taşıdıkları halde Bağ-Kur’a kayıt ve tescil yaptırmamış olanlar hakkında Bağ-Kur Kanununda öngörülen düzenlemelerin irdelenmesini de zorunlu kılmaktadır.
5510 sayılı Yasa"nın 5754 sayılı Yasa"nın 33. maddesi ile değişik 53. maddesinde; “Sigortalının, 4"üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılır.
4"üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sayılanlar, kendilerine ait veya ortak oldukları işyerlerinden dolayı, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı bildirilemezler.
İsteğe bağlı sigortalı olanların 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamına tabi olacak şekilde çalışmaya başlamaları halinde, bu Kanunun 51 inci maddesinin üçüncü fıkrası saklı kalmak kaydıyla isteğe bağlı sigortalılık hali sona erer.
Sigortalının, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık halleri ile 5"inci maddenin (a) ve (e) bentlerine tâbi sigortalılık hallerinin çakışması halinde, 4"üncü madde kapsamında sigortalı sayılır ve birinci fıkra hükmü uygulanır.
Sigortalının, bu madde hükmüne göre sigortalı sayılması gereken sigortalılık halinden başka bir sigortalılık hali için prim ödemiş olması durumunda, ödenen primler birinci fıkraya göre esas alınan sigortalılık hali için ödenmiş ve esas alınan sigortalılık halinde geçmiş kabul edilir.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren ilk defa sigortalı sayılanlardan 4"üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinden birden fazlasına tabi olarak çalışmış olanların yaşlılık aylığı bağlanma taleplerinde, en fazla sigortalılığın geçtiği sigortalılık hali, hizmet sürelerinin eşit olması ile malûllük ve ölüm halleri ile yaş haddinden re’sen emekli olma, süresi kanunla belirlenen vazifelere atanma veya seçilme ve bağlı oldukları sigortalılık halinin kanunla değiştirilmesi durumunda ise son sigortalılık hali esas alınır." hükmü düzenlenmiştir.
Bununla birlikte, 04/04/2015 tarih ve 6645 sayılı Yasa’nın 56. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’ya Geçici 63. madde eklenmiş olup “Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, Kuruma kayıt ve tescilleri yapıldığı hâlde, bu maddenin yayımlandığı ayın sonu itibarıyla 12 ay ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunanların, bu sürelere ilişkin prim borçlarını, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ay başından itibaren üç ay içinde ödememeleri veya ilgili kanunları uyarınca yapılandırmamaları hâlinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur” hükmü getirilmiştir.
İlke olarak, şirket organları ile şirket arasındaki ilişkinin hukuki dayanağı hizmet sözleşmesi biçiminde değerlendirilemez. Dolayısıyla bunlar 4/1(a) bendine göre sigortalı kabul edilemezler. Örneğin anonim şirketin temsil ve idare yetkisi, yönetim Kurulu üyesi ve şirket ortağı olan kimselere verildiği takdirde şirketle bunlar arasındaki ilişki iş sözleşmesine dayandığı için m.4/1(a) anlamında sigortalı kabul edilmeyeceklerdir. Bu esaslar komandit ve limited şirketler için de aynı şekilde geçerlidir. (Güzel/Okur/Caniklioğlu, Sosyal Güvenlik Hukuku, 16. Bası, Sh. 89 ) Limited şirket ortakları az sayıda olmaları nedeniyle kendi işini yapan kimse konumunda oldukları için, gerek 1479 sayılı Yasa gerek 5510 sayılı Yasa 4/1-b kapsamında zorunlu sigortalı sayılırlar. Başka bir deyişle bunların ortağı oldukları limited şirketteki çalışmaları, hizmet akdine değil, vekalet akdine dayalıdır ve 506 sayılı Yasa/ 5510 sayılı Yasa 4/1 (a) kapsamında değerlendirilemez. Bu kuralın istisnası, Limited Şirket ortağı, başka işyerlerinde hizmet akdine göre çalışmışsa, o taktirde 506 sayılı Yasa ve 5510 sayılı Yasa 4/1 (a) kapsamında sigortalı sayılabilir.
Davacının 5510 sayılı Kanunun 53.maddesinin 2.fıkrasındaki düzenleme uyarınca ortağı olduğu şirketten 4/a kapsamında sigortalı gösterilmesinin mümkün olmadığı, davacının şirket ortağı olması nedeniyle 4/b kapsamında sigortalı sayılacağı açıktır.
Bununla birlikte, davacının Kurum tarafından gerçek ve fiili bir çalışmaya dayanmadığı gerekçesiyle iptal edilen 4/a sigortalığının, 10.11.2008- 2012/ 3 .ayları kapsadığı görülmektedir. Davacının sigortalılık talep ettiği dönemde Kemal"s A.Ş. kurucu ortaklığı ile yönetim kurulu üyesi olup olmadığı net olarak ortaya konulmadan, davacının kendi beyanına göre şirket yönetim kurulunda yer aldığı beyanı karşısında bu durumun ticaret sicil kayıtları getiritilerek irdelenmediği anlaşılmakla; 5510 sayılı kanundaki düzenlemeler ışığında 4/a ve 4/b sigortalılıkları da tartışarak bir sonuca gidilmesi gerekirken, yazılı şekilde kurulan hüküm hatalı olmuştur.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Bölge Adliye Mahkemesi"nin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 27/05/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.