23. Ceza Dairesi Esas No: 2016/10564 Karar No: 2016/8406 Karar Tarihi: 29.09.2016
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - görevi kötüye kullanma - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2016/10564 Esas 2016/8406 Karar Sayılı İlamı
23. Ceza Dairesi 2016/10564 E. , 2016/8406 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, görevi kötüye kullanma HÜKÜM : Beraat
Dosya incelenerek gereği düşünüldü: ... kayıtlı olarak avukatlık görevini yapan sanıkların, katılandan aldıkları vekaletname gereğince vekil sıfatıyla takip ettikleri ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"ndeki tapu iptal ve tescil davasında vekillik görevlerini gerektiği gibi yerine getirmedikleri, katılanın bilgisi ve talimatı olmadan davaya konu otel üzerine konulan ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep ederek, teminat bedeli olarak daha önce yatırılan 170.000,00 TL"yi 13/12/2007 tarihinde almalarına rağmen katılana vermeyerek uhdelerinde tuttukları, söz konusu davanın katılan aleyhine sonuçlanmasına rağmen sanıkların birlikte verdikleri dilekçe ile temyiz hakkından feragat ederek kararın kesinleşmesine neden oldukları, bu kararın kesinleşmesinden sonra da iadesine karar verilen 228.775,10 TL yargı harcını 07/01/2008 tarihinde almalarına rağmen katılana vermeyerek uhdelerinde tuttukları, bu surette sanıkların hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve görevi kötüye kullanma suçunu işledikleri iddia olunan somut olayda, Katılan tarafından imzalandığı kendi beyanı ile kabul edilen, üzerinde her hangi bir tahrifat bulunmadığı da Adli Tıp Raporu ile sabit olan, katılan tarafından sanıklara verilen yazılı talimatlarda “söz konusu davaya ilişkin temyiz hakkından vazgeçilerek kararın kesinleştirilmesinin sağlanması ve teminat bedeli ile yargı harcından da avukatlık ücretlerinin alınmasının” istendiği, sanıklarında söz konusu dava da müvekkilleri olan katılanın
talimatları doğrultusunda hareket ettikleri, dolayısıyla eylem ve işlemlerinin hukuka uygun olduğu ve katılanın yazılı talimatlarına dayandığı, aksi ispat edilemeyen sanık savunmalarından, Adli Tıp Raporundan, katılan ve tanık beyanlarından anlaşıldığından, sanıkların cezalandırılabilmesi için her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediğinden verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 29/09/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.