23. Hukuk Dairesi 2014/1254 E. , 2014/5031 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Antalya 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 13/11/2013
NUMARASI : 2012/369-2013/376
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi iken, üyelikten ihraç edilmesi üzerine açtığı dava sonucunda ihraç kararının iptal edildiğini, karardan sonra davalı kooperatifin müvekkili kooperatife gönderdiği ihtarname ile 24.925,00 TL anapara ile 101.094,00 TL temerrüt faizi borcunun ödenmesini istediğini, müvekkilinin anaparayı ödediğini, ancak Temmuz 2003 dönemine ait işlemiş faiz toplamı 5.379,00 TL dışındaki 95.715,00 TL temerrüt faizinden müvekkilinin sorumlu olmadığını, zira ihraç kararı verilmesinde müvekkilinin kusuru bulunmadığını, ihraç edilen üyenin aidat ödemesinin mümkün olmadığını ileri sürerek, müvekkilinin 95.715,00 TL temerrüt faizi borcu bulunmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacının dava tarihi itibariyle davalı kooperatifin üyesi olduğu, 6098 sayılı TBK"nın 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girdiği gözetildiğinde, bu tarihten itibaren anılan Yasa"nın 88. maddesindeki faizle ilgili sınırlama da gözönüne alınarak yapılan hesaplamada davacının geç ödeme nedeniyle dava tarihi itibariyle ödemesi gereken faiz tutarının 101.255,72 TL olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2) Dava, 06.07.2012 tarihli ihtarname ile talep edilen temerrüt faizinin 95.715,00 TL"lik kısmından dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Temmuz 2003 dönemine kadar olan 5.375,00 TL tutarındaki temerrüt faizi davacı tarafından kabul edilmiştir.
Dava tarihinden önce 01.07.2012 tarihinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlüğe girmiş olup, Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanunu"nun 7. maddesinde, "Türk Borçlar Kanunu"nun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76., faize ilişkin 88., temerrüt faizine ilişkin 120. ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138. maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanır." hükmüne yer verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 88. maddesinin "Fazi ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz." hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de "Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt fiaiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faiz kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur." düzenlemesine yer verilmiştir.
Kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranının anılan yasal düzenlemedeki yerine gelince; para borçları açısından borçlu temerrüdüne bağlanan sonuçlardan birisi, temerrüt faizi ödeme yükümlülüğüdür. Temerrüt faizi borçlunun para borcunu zamanında ödememesi ve temerrüde düşmesi üzerine kanun gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüdün devamı müddetince varlığını sürdüren bir karşılık olması itibariyle, zamanında ifa etmeme olgusuyla doğrudan bir bağlantı içindedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 42. maddesine göre genel kurul bütün üyeleri temsil eden en yetkili organ olup, kanun veya anasözleşme ile genel kurula tanınmış olan konularda karar verme yetkisini haizdir. Konut Yapı Kooperatifi Tip Anasözleşmesi"nin 23/1. maddesinin 6. bendi uyarınca ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etmek genel kurulun yetkisi dahilindedir.
Genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidatın veya şerefiye bedelinin süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı açıktır. Genel kurul kararları, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğinde olup, kooperatif ve üyeler arasında ayrıca faiz oranları ile ilgili sözleşme yapılmasına gerek yoktur. Ayrıca genel kurullarca kararlaştırılan faiz oranları daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece genel kurula katılmasa dahi tüm üyeleri bağlar. Bu durumda, 818 sayılı BK"nın 101/2. ( 6098 sayılı TBK"nın 117.) maddesi hükmü karşısında, genel kurulun belirlediği tarih kesin vade olup, üyenin bir ihtarla ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek kalmadan, borcun ifasının istenebileceği kuşkusuzdur. Anapara faizi ise, borçlunun henüz temerrüde düşmeden ödemesi gereken sözleşmeyle kararlaştırılan faizdir.. Bu durumda, kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranı, TBK" nın 88. maddesinde düzenlenen anapara faizi olmayıp, 120. maddede düzenlenen temerrüt faizine ilişkindir.
Kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından yasal oranda temerrüt faizi uygulanmalıdır. 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun" un 2/1. maddesi gereğince, bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1. maddede belirlenen yasal faiz oranına göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur. Maddenin açık ifadesinden de anlaşılacağı üzere temerrüt faizinin, yasal faiz oranından fazla alınması taraflarca kararlaştırılabilir. Anılan maddeler birlikte değerlendirildiğinde kooperatif genel kurulunca belirlenen aidatların ödenmesinde gecikme durumunda alınacak temerrüt faizinin yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabileceği anlamı çıkmaktadır. Ancak taraflar, uygulanacak temerrüt faizi oranını belirlerken, yukarıdaki paragrafta belirtilen 6098 sayılı TBK"n’nın 120/2. maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate almak zorundadır.
Bu durumda mahkemece, Temmuz 2003 dönemine ait kabul edilen miktar esas alınarak bu dönemden sonrası için yukarıda açıklanan yasal düzenleme somut olay bakımından değerlendirilerek davacının ihtarnamede talep edilen ve dava konusu yapılan Haziran 2012 tarihi itibariyle TBK"nın 120/2. maddesinde yazılı oran aşılmadan işlemiş faiz borcu ile ilgili ek rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanun"un, Türk Borçlar Kanunu"nun 88 ve 120. maddelerinin uygulanma şekli ile ilgili 7. maddesi hükmü gözardı edilerek, Türk Borçlar Kanunu hükümlerinin yürürlük tarihi olan 01.07.2012 tarihi ile dava tarihi olan 05.09.2012 tarihine kadar olan dönem ile sınırlı olarak yasa değişikliğini uygulayan, üstelik kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranı TBK"nın 120. maddesinde düzenlenen temerrüt faizi niteliğinde olduğu halde, TBK"nın 88. maddesinde düzenlenen anapara faizi olduğunun kabulü ile hesaplama yapan raporun esas alınması, Temmuz 2003-Haziran 2012 arası dönem için yasa değişikliğinin uygulanmaması doğru olmamıştır.
Öte yandan, dava tarihi 05.09.2012 olduğu halde, gerekçeli karar başlığında 11.09.2012 olarak yazılması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.