MAHKEMESİ : Ankara 16. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 24/10/2013
NUMARASI : 2012/20-2013/242

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, üyelik aidatlarını ödememesi nedeniyle davalı aleyhine başlatılan takibin davalının itirazı sonucu durduğunu, itirazın haklı nedenlere dayanmadığını ileri sürerek, itirazın iptali ile inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 15.02.2012 tarihi itibariyle normal üyelerin ödediği aidat toplamı 38.000,00 TL olduğu halde müvekkilinin ödediği aidat toplamının 53.655,00 TL olduğunu, ayrıca müvekkilinin eski yönetim kurulu üyesi olması nedeniyle kooperatiften 3.504,00 TL huzur hakkı alacağının bulunduğunu, ancak kayıtlara işlenmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; takip tarihi itibariyle davacı kooperatifin davalıdan 11.717,00 TL aidat alacağı ile, 3.874,46 TL gecikme faizi alacağı bulunduğu, davalının huzur hakkına yönelik talebinin ise dayanaksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının takibe itirazının kısmen iptaline, 15.591,46 TL"nin, asıl alacağa takip tarihinden itibaren Borçlar Kanunu"nun 120. maddesinde belirtilen faiz oranlarını geçmeyecek şekilde faiz yürütülmek suretiyle davalıdan tahsili için takibin devamına, alacak likid olduğundan davacı yararına inkâr tazminatına hükmedilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, aidat alacağının tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 139/3 (818 sayılı B.K. m. 118/3) maddesi “Zamanaşımına uğramış bir alacağın takası, ancak takas edilebileceği anda henüz zamanaşımına uğramamış olması koşuluyla ileri sürülebilir.” hükmünü içermektedir. Somut olayda, davalı huzur hakkı alacağıyla ilgili takas talebinde bulunmuş olup, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalının huzur hakkı alacağının kayıtlara geçirilmediğinden talep edilemeyeceği belirtilmiş ise de ilgili yıllara ait genel kurullarda huzur hakkına ilişkin karar alındığı ve miktarının belirlediği sabittir. Huzur hakkı ödenmesi sabit olduğuna göre bunun ödendiğinin isbatı davacı kooperatife düşer. Bu konuda davacı kooperatife isbat hakkı tanınarak, davalının huzur hakkı alacağının bulunduğunun kabulü halinde, her iki alacağın muaccel olduğu tarihler belirlenerek, davalı alacağının beş yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu da dikkate alınarak, saptanacak muacceliyet tarihi itibariyle davalı alacağının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususunun değerlendirilmesi suretiyle davalı alacağının zamanaşımına uğramayan kısmının asıl alacaktan mahsup edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 27.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.