16. Ceza Dairesi 2017/767 E. , 2017/3522 K.
"İçtihat Metni"Mahkeme Kararı : Asliye Ceza Mahkemesinin
Hüküm : TCK"nın 268/1 madde delaletiyle 267/1, 62, 53, 58 maddeleri uyarınca mahkumiyet
Suç : Başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) İTİRAZ KONUSU:
Sanık ... hakkında başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan mahkumiyetine dair Bakırköy 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 05.09.2013 tarih ve 2012/1260 - 2013/872 sayılı Kararının sanık tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 16. Ceza Dairesi tarafından yapılan temyiz incelemesi sonucu Dairenin 04.02.2016 tarih ve 2015/6343 - 2016/618 sayılı ilamı ile hükmün oybirliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA karar verilmiştir.
B) İTİRAZ NEDENLERİ:
İtiraz nedeni, sanık hakkında açılan kamu davasının mükerrer olup olmadığı ve bu bağlamda açılan davanın reddine karar verilmesinin gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
C) İTİRAZIN VE KONUNUN İRDELENMESİ :
Sanığın hırsızlık yaparken yakalanması ve olay nedeniyle beyanının alınması sırasında kardeşi ...’ya ait kimlik bilgilerini kullandığından bahisle
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2006/34778 sırasında hazırlık soruşturmasına başlanmış, sanık hakkında 08.05.2006 gün ve 2006/1002 sayılı iddianame ile TCK"nın 206/1. maddesi gereğince cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmıştır.
Bakırköy 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 11.06.2008 gün ve 2006/378 Esas, 2008/477 Karar sayılı ilamı ile sanığın eyleminin TCK’nın 268/1 madde delaletiyle 267/1 maddesindeki suçu oluşturduğundan bahisle görevsizlik kararı ile dosya asliye ceza mahkemesine gönderilmiştir.
Bakırköy 27. Asliye Ceza Mahkemesinin 25.10.2010 gün ve 2008/1346 Esas, 2010/734 Karar sayılı ilamı ile sanık hakkında TCK"nın 206/1, 53/1, 58/7. maddeleri gereğince 3 ay hapis cezasına hükmedildiği anlaşılmış sanığın temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 04.04.2013 gün ve 2013/536 Esas, 2013/5242 Karar sayılı ilamı ile eylemin unsurları itibariyla TCK’nın 268/1 madde atfıyla 267/1 maddesindeki suçu oluşturacağı gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma üzerine yapılan yargılama sonunda Bakırköy 27. Asliye Ceza Mahkemesinin 02.03.2015 tarih ve 2014/444 Esas, 2015/98 Karar sayılı ilamı ile TCK’nın 268/1 madde delaletiyle 267/1, CMK"nın 231/5 maddeleri uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş ve hüküm 11.03.2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Sanığın başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma eylemine konu olan hırsızlık suçundan mahkumiyetine ilişkin Bakırköy 11.Asliye Ceza Mahkemesinin hükmü Yargıtay 13. Ceza Dairesi tarafından incelenirken sanığın kardeşine ait kimlik bilgilerini kullanması suçundan zamanaşımı süresi içinde dava açılabileceği hususu nazara alınarak aynı eylem sebebiyle Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 10.10.2012 tarih 2012/75481 soruşturma, 2012/36592 Esas 2012/14536 numaralı iddianamesi açılan davada sanığın Bakırköy 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 05.09.2013 tarih ve 2012/1260 Esas, 2013/872 Karar sayılı ilamı ile TCK’nın 268/1 madde delaletiyle 267/1 maddesi gereğince cezalandırıldığı anlaşılmış;
Sanığın başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçunu bir kez işlemesine rağmen anılan eylem nedeniyle yukarıda ayrıntıları verilen iki ayrı mahkumiyet hükmünün tesis edildiği soruşturma ve kovuşturma sırasında mükerrirlik yönünden itirazda bulunmayan sanığın infaz aşamasındaki itirazı üzerine farkedilmiş ve Bakirköy 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 05.09.2013 gün ve 2012/1260 Esas, 2013/872 Karar sayılı ilamı ile sanık hakkında TCK"nın 268/1 madde delaletiyle 267/1, 62/1, 53/1, 58/7. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezasına ilişkin Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 04.02.2016 gün ve 2015/6343 Esas, 2016/618 sayılı düzeltilerek onama ilamı ile kesinleşen 10 ay hapis cezasının infazı Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine Bakırköy 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 02.06.2016 tarihli kararı ile durdurulmuştur.
Bu bağlamda muhakeme yapılabilmesinin şartlarından birisi de "Non bis in idem" olarak ifade edilen, aynı fiilden dolayı verilmiş bir hükmün veya açılmış bir davanın bulunmamasıdır.
Kanunlarda açıkça yazılı olmadan da uygulanan bir hukuk normu olarak doktrinde de kabul olunan ve muhakeme hukukunun ana ilkelerinden olan "Non bis in idem" ilkesi 1412 sayılı CMUK"nın 253. maddesinin üçüncü fıkrasında; "Aynı konuda, aynı sanık için evvelce verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava var ise davanın reddine karar verilir", 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK"nın "Duruşmanın sona ermesi ve hüküm" başlıklı 223. maddesinin yedinci fıkrasında ise; "Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilir" şeklinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerden anlaşılacağı üzere, aynı fiil nedeniyle, aynı sanık hakkında önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa, sonradan açılmış olan davanın reddine karar verilecektir.
Sanık hakkında başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma eylemi nedeniyle Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 10.10.2012 gün ve 2012/75481 sayılı hazırlık soruşturması ile Bakırköy 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 05.09.2013 gün ve 2012/1260 Esas, 2013/872 Karar sayılı dosyasında görülen davanın "mükerrer dava" niteliğinde olduğundan 5271 sayılı CMK"nın 223/7. maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekçesiyle itirazda bulunulması gerektiği değerlendirilmiştir.
Özel Daire düzeltilerek onama ilamının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün, mükerrer açılan davanın 5271 sayılı CMK"nın 223/7. maddesi uyarınca reddi yerine, duruşmaya devamla hüküm kurulması isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz gerekçeleri yerinde görülmekle itirazın kabulüne karar verilmiştir.
D) KARAR
1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2-Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 04.02.2016 gün ve 2015/6343 Esas - 2016/618 Karar sayılı düzeltilerek onamaya ilişkin kararının KALDIRILMASINA,
3-Sanığın temyizine ilişkin incelemede;
Aynı fiil nedeniyle sanık hakkında Bakırköy 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 05.09.2013 gün 2012/1260-2013/872 sayılı kararı ile hükmolunan mahkumiyet kararının Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 04.02.2016 tarihli düzeltilerek onama kararı ile kesinleştiği anlaşılmakla, mükerrer dava nedeniyle CMK"nın 223/7. maddesi uyarınca sanık hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi yerine mahkumiyet hükmü kurulması,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 30.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.