23. Ceza Dairesi 2016/9544 E. , 2016/8405 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : 5237 sayılı TCK"nın 204/1, 62/1 ve 53 maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası ile,
5237 sayılı TCK"nın 158/1-f-son, 62, 52 ve 53 maddeleri uyarınca 2 yıl 11 ay hapis cezası ve 40.500 TL adli para cezası ile mahkumiyetine
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Tebligat Kanun"un 35. maddesinin 1. fıkrası hükmüne göre; muhataba veya tebligat evrakında belirtilen adreste bulunan ve muhatap adına tebligatı kabule yetkili kişilere önceden usulüne uygun olarak tebligat yapılmış olması gerekir. Bu durum Tebligat Kanunu 35. maddesinin uygulanabilmesi için ilk aşamayı oluşturur.
Gerekçeli kararın tebliğ edildiği son adreste, sanığa usulüne uygun bir tebligatın yapılmamış olduğunun anlaşılması karşısında; 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 35. maddesi uyarınca yapılan tebligatın usul ve yasaya aykırı olduğu dikkate alınarak, sanığın temyiz başvurusunun öğrenme tarihinden itibaren süresinde yapıldığı ve kesinleştirme işleminin usulüne uygun olmadığı kabul edilerek yapılan incelemede;
Katılana ait.. Güvenlik şirketinden kablo satın alan sanığın, bu alış veriş karşılığında katılana .. Kredi Bankası ... Şubesi"ne ait 08/09/2009 keşide tarihli, 14.600 TL bedelli tamamen sahte olarak üretilmiş suça konu çeki ve daha önceki bir tarihte ölen ..."e ait olan ve iş yerindeki kasasından boş bir şekilde çalınan ..... Şubesi"ne ait 17/08/2009 keşide tarihli, 9.700 TL bedelli suça konu çeki cirolayarak vermek suretiyle, hileli eylemlerle haksız menfaat temin ettiği, sanığın birbirleri ile
çelişen savunmaları ve suça konu çekleri aldığını iddia ettiği kişilerin kimlik ve adres bilgilerini tespite yarar her hangi bir somut bilgi vermemesi, ayrıca yine bu çekleri yapmış olduğu hangi hukuki ilişki çerçevesinde aldığına ilişkin her hangi bir fatura, irsaliye veya belge ibraz edememesi, çekler üzerindeki yazı ve imzaların keşideci görünen kişilere ait olmadığına ilişkin kriminal rapor, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık ve müdafiisinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı TCK"nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının, Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmekle beraber, maddenin (b) fıkrasında yer alan "ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" şeklindeki ibarenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle bu husus,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun"un 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesi ile değişik 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, TCK"nın 53/1. maddesinin (b) bendinin uygulanmasına ilişkin hüküm fıkrasında yer alan "ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin tamamen çıkartılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 29/09/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.