Esas No: 2021/16096
Karar No: 2022/9432
Karar Tarihi: 20.06.2022
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/16096 Esas 2022/9432 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir davada sanık, karşılıksız yararlanma ve mühür bozma suçlarından yargılanmıştır. Müşteki kurum suçlanan sanığın cezalandırılmasını talep ederek davaya katılmıştır. Ancak Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun kararına uygun olarak mağdurun katılan sıfatını alacak kadar zarar gördüğü konusunda herhangi bir şüphe olmadığından müşteki İski Genel Müdürlüğü, davaya katılma hakkı kazanmıştır. Ancak sanığa yüklenen suçların zamanaşımı süresi dolmuş olduğundan sanık hakkında açılan kamu davası düşmüştür. Kanunlar olarak, 5271 sayılı CMK'nın 260/1. ve 237/2. maddeleri, 5237 sayılı TCK'nın 163/3., 203/1., 66/1-e ve 66/2. maddeleri, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi ve 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesi açıklanmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Karşılıksız yararlanma ve mühür bozma
HÜKÜMLER : Beraat
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
5271 Sayılı CMK'nın 260/1. maddesine göre katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yolunun açık olduğu, müşteki kurumun şikayet dilekçesi ile sanığın cezalandırılmasını istediği, davaya katılma talebinde bulunduğu ve mahkemece verilen hükmü temyiz etmekle açıkça katılma iradesini ortaya koyduğu, Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.10.2010 gün ve 2010/9-149 Esas, 2010/205 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere mağdurun katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar gördüğü konusunda araştırma yapmayı gerektirecek bir tereddüt bulunmadığı görülmekle, CMK'nın 237/2. maddesi uyarınca suçtan zarar gören müşteki İski Genel Müdürlüğü’nün davaya katılmasına ve vekilinin katılan vekili olarak kabul edilmesine karar verilmekle, katılan vekilinin temyizi üzerine yapılan incelemede;
Sanığa yüklenen ve 5237 sayılı TCK'nın 163/3. ve 203/1 maddelerine uyan suçların gerektirdiği cezaların türü ve üst sınırlarına göre, aynı yasanın 66/1-e, 66/2. maddelerinde öngörülen 8 yıllık zamanaşımının sanığın sorgusunun yapıldığı 14.10.2008 tarihinden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 20.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.