Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/2674
Karar No: 2017/3486
Karar Tarihi: 23.03.2017

Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan ve başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/2674 Esas 2017/3486 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanık, sürücü belgesi olmadan alkollü araç kullanırken, başkasına ait kimlik bilgilerini kolluk görevlilerine vererek idari para cezasından kurtulmuştur. Ancak bu eylemi doğrudan resmi bir belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu oluşturduğundan, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgileri kullanma suçundan mahkum edilmesine gerek yoktur. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı kanun yararına bozma talebiyle, aynı eylemden dolayı iki farklı hüküm kurulamayacağı yönünde itirazda bulunmuş ve bu itiraz kabul edilmiştir. Bu doğrultuda, sanık sadece resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu nedeniyle cezalandırılacaktır.
Kanun Maddeleri:
-TCK 206/1
- TCK 62/1
- TCK 52/2-4
- TCK 268/1
- TCK 267/1
- TCK 53/1
16. Ceza Dairesi         2016/2674 E.  ,  2017/3486 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkeme Kararı : Asliye Ceza Mahkemesinin
    Hüküm : 1-TCK"nın 206/1, 62/1, 52/2-4 maddeleri gereğince mahkumiyet,
    2-TCK’nın 268/1 maddesi delaleti ile 267/1, 62/1, 53/1. maddeleri gereğince mahkumiyet
    Suç : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan ve başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz yazısı ve ekindeki dava dosyası incelendiğinde;
    Sanığın, kolluk görevlilerince rutin kontrol uygulaması sırasında yanında sürücü belgesi olmadığı halde alkollü olarak araç kullandığı sırada durdurulduğu, katılana ait kimlik bilgilerini verdiği ve katılan adına idari para cezası tutanağı düzenlendiği, katılanın idari para cezası tutanağından haberdar olması üzerine şikayetçi olduğu ve sanık hakkında İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.09.2013 tarih ve 2013/253 esas, 2013/481 K. sayılı karar ile TCK"nın 206/1, 62/1, 52/2-4 maddeleri ve TCK"nın 268/1 maddesi delaleti ile 267/1, 62/1, 53. maddeleri gereğince mahkumiyetine kararı verildiği, kararın taraflara tebliğ edildiği ve temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır.
    İnfaz aşamasında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına bozma talebinde bulunulmuştur. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca bu talep yerinde görülerek;
    Yanında sürücü belgesi olmadığı halde alkollü olarak araç kullandığı sırada trafik ekibince durdurularak kimliği sorulan sanığın katılana ait kimlik bilgilerini vermesi nedeniyle, katılan adına sürücü belgesiz ve alkollü araç kullanmak eylemlerinden dolayı idari yaptırım kararı düzenlenmesinden ibaret olayda; 5237 sayılı Kanunun 268/1. maddesinde yazılı suçun "işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek" unsurunun gerçekleşmediği gibi aynı eylemden dolayı iki farklı hüküm kurulamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
    Talebi inceleyen Dairemiz, 24.12.2015 tarihli ve 2015/5026 esas, 2015/5285 karar sayılı ilamıyla özetle; TCK"nın 268. maddesinde düzenlenen suçun oluşabilmesi için failin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanması gerektiği; somut olayda trafik ekiplerince yapılan yol uygulamasında durdurulan sanığın 0,66 promil alkollü araç kullanması nedeniyle hakkında 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu gereğince trafik ceza tutanağı ile ehliyetin 180 gün süre ile geri alınması şeklinde idari yaptırım uygulanması sırasında mağdur Mustafa Acar"a ait kimlik bilgilerini vermesi ve mağdur adına trafik idari para cezası karar tutanağının düzenlenmesine neden olma şeklindeki eyleminin bir bütün olarak TCK"nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu oluşturacağı, sanık hakkında bu eylemi nedeniyle sadece TCK"nın 206. maddesi gereğince hüküm kurulması gerekirken ayrıca TCK"nın 268/1 madde delaleti ile 267/1, 62/1, 53 maddeleri gereğince de mahkumiyet kararı verilmesinde hukuka uygunluk görülmediği belirtilmiş ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma talebinin kabulü ile İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.09.2013 tarih ve 2013/253 esas, 2013/481 karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına karar vermiştir.
    Bu karar üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanununun 309. maddesinin 4-d bendi gereğince uygulama yapılması gerektiğinden bahisle itiraz yasa yoluna başvurmuştur.
    İtiraz ve ekli dosya 6352 sayılı Kanunun 99. maddesi ile değişik CMK 308/2, 3. madde ve fıkralarınca Dairemizce incelendiğinde; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının bu hususa ilişkin itirazının yerinde olduğu anlaşılmakla itirazın kabulüne karar verilmiştir.

    KARAR:
    1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının KABULÜNE,
    2-Sanık ... hakkında Yargıtay Yüksek 16. Ceza Dairesince Kanun yararına bozma talebi üzerine verilen 24.12.2015 tarihli ve 2015/5026 E. 2015/5285 K. sayılı ONAMA kararının KALDIRILMASINA,
    3-Sanık ... hakkında İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.09.2013 tarih ve 2013/253 esas, 2013/481 K. sayılı ilamıyla başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanmak suçundan verilen kararın CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
    Sanık ...’un eylemi bir bütün olarak resmi belgenin düzenlenmesi sırasında memura yalan beyan suçunu oluşturduğundan başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçundan KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
    4-Sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün diğer kısımlarında değişiklik yapılmasına yer olmadığına, infazın buna göre yapılmasına,
    5-Dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi