16. Ceza Dairesi 2019/11309 E. , 2021/1875 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : Sanıklar hakkında ayrı ayrı: TCK"nın 314/2, 62/1, 53/1-2-3, 58/9, 63/1. maddeleri ve 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi uyarınca mahkumiyet kararlarına yapılan istinaf başvurularının esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Sanıklar ... ve ... müdafilerinin duruşmalı inceleme talebinin yasal şartları oluşmadığından CMK"nın 299. maddesi gereğince REDDİNE,
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler, sanıkların savunması ve gerekçe içeriğine göre yapılan inceleme sonunda;
1-Ayrıntıları ve hukuki mahiyeti Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 Karar sayılı ilamında açıklandığı üzere;
Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle
organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de, örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.
Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir (Evik, Cürüm işlemek için örgütlenme, Syf 383 vd.).
Açıklanan ilkeler doğrultusunda, iddia, savunma, delil niteliğinde kabul edilen diğer bilgi ve belgeler, mahkemenin kabulü ve tüm dosya kapsamından somut olay değerlendirildiğinde;
İddia, savunma ve toplanan tüm delillerden; sanıklar ... ve ...’dan elde edilen cep telefonu ve diğer dijitallerde tespit edilen mail, video, ve fotoğraflar ile sanık ...’ın cep telefonunda tespit edilen sanığa ait ses kayıtlarındaki silahlı terör örgütüne sempati düzeyini aşmayan paylaşım ve konuşmaların örgüte üye olma suçu için yeterli olmayacağı, tüm sanıklar arasındaki dosyaya yansıyan ve aralarındaki husumeti yansıtan duyuma dayalı beyanların cezalandırmaya etkili delil olarak kabul edilemeyeceğinden, sanıklar ... ve ...’ın DAEŞ silahlı terör örgütünün, sanık ...’ın ise EL NUSRA silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olduklarına dair her türlü şüpheden uzak, cezalandırılmalarına yeterli ve kesin delil elde edilemediği gözetilmeden sanıklar hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan beraatleri yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,
2-Kabul ve uygulamaya göre de;
İlk Derece Mahkemesinin kabulünde belirtilen nedenlerle sanıklar hakkında hükmolunan cezalarda TCK’nın 62. maddesi uyarınca takdiri indirim uygulanmamasına karar verildiğinin belirtilmesine karşın, hüküm fıkrasında gerekçe ile çelişki yaratacak şekilde uygulama yapılarak hükmolunan cezalarda indirim yapılması,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı BOZULMASINA, sanıklar ... ve ...’ın TAHLİYELERİNE, başka suçtan tutuklu ya da hükümlü değil iseler derhal salıverilmeleri için ilgili yer Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve
7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.