16. Hukuk Dairesi 2015/1459 E. , 2016/1290 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ......., .... Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında imar ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, 03.10.2013 tarihli fen bilirkişi raporu ve eki krokide (A) harfi ile gösterilen 4.337,09 metrekare ve (B) harfi ile gösterilen 1.702,49 metrekare yüzölçümündeki kısımların davalı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; davacı lehine zilyetlikle kazanım koşulları gerçekleşmediği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma karar vermek için yeterli bulunmamaktadır. Dava, TMK"nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir. Dava konusu taşınmaz, 1958 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında taşlık ve kayalık olduğu belirtilerek tapulama harici bırakılan yerlerdendir. Mahallinde yapılan keşif sonrası alınan ziraat mühendisi bilirkişi raporunda, dava konusu (A) ve (B) harfi ile gösterilen kısımların hali hazırda 2. sınıf tarım arazisi vasfında olduğu belirtilmiş, taşınmazların kullanım süresi hususunda jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi raporuna atıfta bulunulmuştur. Jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi 1978 ve 1991 yılı hava fotoğraflarını değerlendirerek dava konusu (A) ve (B) harfi ile gösterilen yerlerin bu tarihlerde sürülü olmadığını belirtmiş ise de, mahkemece, dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğrafları getirilerek jeodezi ve fotogrametri bilirkişi eliyle stereoskop aleti ile incelenmemiştir. Diğer taraftan keşifte dinlenilen mahalli bilirkişi ve tanık beyanları da soyut ve yetersizdir. Sağlıklı bir sonuca ulaşmak için taşınmazın dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosyaya konulmalı, bundan sonra, fen bilirkişi, ziraat mühendisi bilirkişi ile jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşacak bilirkişi heyeti huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenilecek davada yararı bulunmayan yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazların öncesinin ne olduğu, taşınmazlar üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime, nasıl intikal ettiği, taşınmazlarda imar-ihyaya ne zaman başlanılıp tamamlandığı, tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar Kadastro Kanunu"nun 14. maddesinde belirtilen sürenin geçip geçmediği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, dinlenen bilirkişi ve tanık beyanlarında çelişki doğduğu takdirde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılmalı, temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğrafları değerlendirilmeli, çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, taşınmazın kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla ölçekleri eşitlenmek suretiyle uydu ve hava fotoğraflarına aktarılmalı, ziraat bilirkişisi vasıtasıyla taşınmazın öncesi ve zirai faaliyete konu olup olmadığı, hangi tarihte imar-ihyaya başlandığı, tamamlandığı, zilyetliğin kimden kime ne zaman geçtiği ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü, kullanım sınırlarının oluşup oluşmadığı hususları ve de komşu parseller ile dava konusu taşınmaz arasında nitelik farkı olup olmadığı özellikle belirtilmeli, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 15.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.