11. Hukuk Dairesi 2015/6335 E. , 2016/879 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davadam Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 23.09.2014 tarih ve 2011/447-2014/451 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin .... nezdinde tescilli ...." markası olduğunu, aynı zamanda tescilli tasarıma da sahip olduğunu, davalının “.....” markası ile faaliyet göstererek müvekkilinin marka hakkına tecavüz ettiğini ve müvekkilinin tasarımına da tecavüz edecek şekilde su kabağından süs yaptığını ileri sürerek tasarım haklarına tecavüzde bulunduğunun tesbitini, haksız rekabetinin önlenmesini, haksız rekabet sonucu meydana getirilen maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet sonucu meydana gelen zararı nedeniyle maddi ve manevi tazminat tahsilini ve marka hakkına tecavüz fiillerinin durdurulması ile davalının "...." markasının sicilden terkinini ve maddi ve manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin ürettiği ürünlerin farklı olduğunu ve davacının tasarım hakkına tecavüz yaratmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalının ürünlerinin davacıya ait ve davacı adına tescilli ürünlerle aynı veya benzer olmadığı, davacının endüstriyel tasarım hakkına tecavüz oluşturmadığı, davalının ürünlerin tanıtımı için kullanmış olduğu.... ibaresinde yer alan Kabbak kelimesinin ise davacının tescilli markasında yer alan Kabbak kelimesi ile aynı olduğu, bu kullanımın davacı adına tescilli markaya tecavüz oluşturduğu, ancak davacının marka hakkına tecavüz nedeniyle uğradığı maddi zararını ispatlayamadığı ve manevi tazminatın koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının .... markasını kullanmasının menine, reklam malzemelerinden, işletmesinden, internet sitesinden, kullanmış olduğu resmi belgelerden .... ibaresinin kaldırılmasına, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava, marka ve tasarımdan doğan haklara tecavüzün tespiti, önlenmesi ve haksız rekabetin tespiti, meni ve maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın bu niteliğine göre 556 sayılı KHK"nın, 22.06.2004 tarih ve 5194 sayılı Yasa ile değiştirilen 71"nci maddesi hükmü uyarınca davaya bakma görevi Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine aittir. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun, 16.09.2004 tarih ve 396 sayılı kararı ve daha sonra alınan ve halen yürürlükte olan 24.03.2005 tarih ve 188 sayılı kararı ile anılan Kanun Hükmünde Kararname ile düzenlenen hususlardan kaynaklanan uyuşmazlıklara ilişkin davalar bakımından, Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi kurulmayan yerlerde, Asliye Ticaret Mahkemesi kurulmuş olup olmamasına bakılmaksızın, bir ya da iki Asliye Hukuk Mahkemesi olan yerlerde bir numaralı Asliye Hukuk Mahkemesi, ikiden fazla asliye hukuk mahkemesi olan yerlerde numaralı Asliye Hukuk Mahkemesi görevlendirilmiş olup, bu mahkemelerin yargı çevresinin adli yargı adalet komisyonlarının merkez ve mülhakatları olan ilçeleri kapsadığı da belirtilmiştir. Bu durumda, davayı görüp sonuçlandırmaya nolu Asliye Hukuk Mahkemesi görevli bulunduğundan, mahkemece, bu gerekçeyle dosyanın görevsizlikle nolu Asliye Hukuk Mahkemesi"ne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girerek davanın kısmen kabulü yönünde hüküm kurması doğru olmamış, resen bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre taraf vekillerinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün resen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 27.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.