Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/1995 Esas 2015/17476 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/1995
Karar No: 2015/17476
Karar Tarihi: 01.10.2015

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/1995 Esas 2015/17476 Karar Sayılı İlamı

Özet:

İş Mahkemesi'nin almış olduğu kararda, tebligatın sadece şekil olarak değil belgelendirme özelliği olarak da önemli olduğu belirtilmiştir. Tebligat işlemi ve tarihleri düzenlemelerde belirtildiği şekilde yapılmalıdır. Ayrıntılara uymayan tebligatlar geçerli değildir. Vekilin istifası ile davadaki vekalet görevi sona erer. Vekilin istifası mahkemeye bildirilmeden asıl vekilin duruşma yapması savunma hakkını kısıtlar. Tebligat Kanunu'na göre tüzel kişilere tebligat yapılırken yetkili temsilcilerine yapılması gerektiği belirtilmiştir. Bu sıraya uyulmadan tebligat yapılması usulsüz tebligat olarak kabul edilir. Kararda geçen kanun maddeleri, Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13. maddeleridir.
21. Hukuk Dairesi         2015/1995 E.  ,  2015/17476 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    K A R A R
    Tebliğ ile ilgili düzenlemeler tamamen şeklidir. Değinilen işlemler nedeniyle tebligat; bilgilendirme yanında belgelendirme özelliği de bulunan bir usul işlemidir. Gerek tebliğ işlemi ve gerekse tebliğ tarihi ancak düzenlemelerde emredilen şekillerle tevsik ve dolayısıyla ispat olunabilir. Bu sebeple tebligatın usul yasaları ile ilişkisi daima göz önünde tutulmalıdır. Hal böyle olunca, tebligat ile ilgili düzenlemelerin en ufak ayrıntılarına kadar uygulanması zorunludur. Öngörülen şekilde yapılmamış ve belgelendirilmemiş olan tebligatların geçerli olmayacağı Yargıtay içtihatlarında açıkça vurgulanmıştır.
    Öte yandan, vekilin vekaletten istifası ile davadaki vekalet görevi sona erer. Bir tarafın vekilinin istifa ettiği mahkemeye bildirildiğinde mahkemece asile vekilinin vekillikten çekildiği bildirilmelidir. Vekilin vekillikten çekildiği bildirilmeden davalı asilin yokluğunda duruşma yapılıp karar verilmesi savunma hakkının kısıtlanmasına yol açacaktır.
    Yine, Tebligat Kanunu"nun 12. ve 13. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, tüzel kişilere yapılacak tebliğin, bunların yetkili temsilcilerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılıcağı, temsile yetkili kişilerin herhangi bir nedenle tebliğ yapıldığı sırada işyerinde bulunamadıkları veya bizzat alamayacak durumda olmarı halinde, kendisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürüne, bu durum da olanaklı değil ise, tüzel kişinin o yerdeki memur veya işçilerinden birine yapılacağı sonucuna ulaşılmaktadır. Bu sıraya uyulması gerekir. Aksi takdirde usulsüz tebligat sözkonusudur.
    Somut olayda, davalı ...ekilinin 21/11/2013 tarihli vekillikten istifa dilekçesinin adı geçen davalıya tebliğ edilmesi için çıkarılan ilk tebligatın şirketin taşınmış olduğundan bahisle 29/11/2013 tarihinde bila tebliğ iade edildiği, aynı nedenle sonradan çıkarılan tebligatın ise şirket yetkililerinin babasına imza karşılığında şirketin taşınmış olduğu şerh düşülerek 09/06/2014 tarihinde usulsüz olarak tebliğ edildiği, sonrasında ise vekillikten istifa dilekçesi geçerli bir şekilde tebliğ edilmeden, gerekçeli karar ve diğer davalının temyiz dilekçesinin adı geçen davalı şirketin sicil adresine 7201 sayılı yasanın 35. maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
    Yapılacak iş, istifa dilekçesi, gerekçeli karar ve diğer davalının temyiz dilekçesinin davalı asile yöntemince tebliğ edilerek temyiz süresi geçtikten sonra ve gerektiğinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432. ve 433. maddelerindeki prosedür işletildikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 01/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.