12. Ceza Dairesi 2018/3422 E. , 2018/7502 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Ceza Hakimliği
Karar Tarihi : 14/09/2017
Taksirle yaralama suçundan şüpheli ... hakkında yürütülen soruşturma evresi sonucunda Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 09/08/2017 tarihli ve 2017/53963 soruşturma, 2017/30222 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine dair mercii Adana 6. Sulh Ceza Hâkimliğinin 14/09/2017 tarihli ve 2017/5257 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, dosya kapsamına göre, somut olayda şüphelinin sevk ve idaresinde bulunan araç ile seyir halindeyken karşıdan karşıya geçmekte olan mağdura çarparak yaralanmasına neden olduğu, müştekinin olay nedeniyle şikayetçi olduğu, aynı gün düzenlenen kaza tespit tutanağına göre meydana gelen olay nedeniyle araç sürücüsünün herhangi bir kural ihlali yapmadığının tespit edildiği, Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca, söz konusu rapora göre şüphelinin kusurunun bulunmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 05/09/2013 tarihli ve 2012/19402, esas, 2013/19286 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere taksirle işlenen suçlardan dolayı kusurluluk değerlendirmesi ancak mahkeme hakimi tarafından yapılabileceği, kusurun belirlenmesi normatif bir değerlendirmeyle mümkün olmakla birlikte, konunun teknik bilgiyi gerektirmesi, hakimin hukuk bilgisiyle sorunu çözemeyeceği durumlarda, bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğinde dahi, bilirkişinin inceleme yetkisi kusurlulukla ilgili olmayıp, işin tekniği ve norma aykırı davranışın belirlenmesi ile sınırlı olacağı, bilirkişi raporlarının mahkemeyi bağlayıcı değil, delilleri değerlendirme vasıtalarından biri olduğu, mahkemelerin gerekçelerini açıklamak suretiyle bilirkişi raporlarına itibar edip etmeme hususunda takdir ve değerlendirme hakkına haiz bulunduğu, bilirkişi tarafından münhasıran hakimin yetkisinde bulunan kusurluluk konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmaması gerekmekle birlikte, bu yöndeki bir değerlendirmenin de hakimi bağlayıcı bir yönünün bulunmadığı, meydana gelen olay nedeniyle keşif yapılarak bilirkişi raporu aldırılması ve soruşturmanın buna göre sonuçlandırılması gerektiği gözetilemeden, yapılan eksik soruşturma sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulü, yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 15/03/2018 gün ve 94660652-105-01-13667-2017-Kyb sayılı yazılı istemini içeren yazısı ekinde bulunan dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22/03/2018 gün ve 2018/23654 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Oluşa ve dosya kapsamına göre, olay günü sanığın sevk ve idaresindeki otomobille meskun mahalde, bölünmüş asfalt kaplama caddede seyri sırasında, yolun karşısına yatay bir şekilde geçmek isteyen müştekiye aracının sağ ön köşe ve far kısımları ile çarpması sonucu müştekinin kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı olayda; aynı gün düzenlenen kaza tespit tutanağında şüphelinin kusursuz olduğu yönünde yapılan tespite göre Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca takipsizlik kararı verildiği, müşteki tarafından takipsizlik kararına itiraz edildiği, itirazı inceleyen Adana 6. Sulh Ceza Hakimliği tarafından kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın usule uygun olduğu kabul edilerek itirazın reddine karar verilmiş ise de, şüpheli beyanında, müştekinin koşarak karşıya geçmek istediğini, müştekiyi fark ettiğinde frene bastığını ancak müştekinin aniden yola çıkması nedeniyle müştekiye çarptığını belirttiği anlaşılmakla; şüphelinin kusur durumunun her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı biçimde tespit edilmesi bakımından olay yerinde keşif yapılarak, tarafların kusur durumuna ilişkin teknik bilirkişi raporu alınmasından sonra şüphelinin hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik inceleme sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karara yönelik itirazın kabulü yerine, delillerin hatalı değerlendirilmesi sonucu yazılı şekilde reddine karar verilmesi,
İsabetsiz olup, kanun yararına bozma talebine atfen düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, Adana 6. Sulh Ceza Hakimliğinin 14/09/2017 tarihli ve 2017/5257 değişik iş sayılı kararının CMK"nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE; 04.07.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.