
Esas No: 2015/17385
Karar No: 2016/10846
Karar Tarihi: 26.12.2016
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/17385 Esas 2016/10846 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR : ... v.d.
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.06.2010, 07.12.2010, 01.08.2012 gününde verilen dilekçeler ile elatmanın önlenmesi, ecrimisil, kaynak hakkı kurulması, suya elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 12.02.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R
Asıl dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil, birleştirilen davalar ise irtifak hakkı tesisi, suya elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı ... tarafından temyizi üzerine karar Yargıtay 1.Hukuk Dairesi’nin 14.06.2012 tarihli ilamı ile; "...asıl davada davalı ...’nin, davacının kayden maliki olduğu 664 parsel sayılı taşınmazın 1807m2lik kısmına haklı ve geçerli bir neden olmaksızın müdahale ettiği saptanmak suretiyle elatmasının önlenmesine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalı ...’nin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Ancak; birleşen dava irtifak hakkı tesisine ilişkin olup, davalı ... birleştirilen davada taraf olmamasına rağmen, karar başlığında tek davalı olarak gösterilmek suretiyle aleyhine hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, kabule göre de, birleştirilen dava irtifak hakkı tesisi isteğiyle açıldığı halde, su hattına elatmanın önlenmesi şeklinde yorumlanması da isabetsizdir..." denilerek bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyulmak ve bozmadan sonra davacı tarafından davalı ... aleyhine açılan suya elatmanın önlenmesi davası da asıl dosyada birleştirilmek suretiyle yapılan yargılama sonucunda; davacının men"i müdahale davası yönünden davalı ..."ın haksız elatmasının önlenmesine dair daha önce verilen karara ilişkin temyiz talebi reddedilmekle karar kesinleştiğinden bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
...
davalı ... aleyhine açılan birleştirilen davanın kabulü ile davalının suya vaki müdahalesinin men"ine, irtifak hakkı tesisine ilişkin birleştirilen davanın ise reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılardan ... temyiz etmiştir.
Hükmün hangi hususları kapsayacağı 6100 sayılı HMK’nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Ayrıca hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır, hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini ve ifa kabiliyetini yitirir.
Bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hüküm yeni bir hükümdür. Bozmaya uyularak tesis edilen hükmün, tüm istekleri karşılar şekilde yeniden yazılması gerekir. Mahkemece bu husus gözetilmeden, hükmün diğer yönlerinin kesinleşmiş olduğundan bahisle “aynı konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.12.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.