12. Ceza Dairesi Esas No: 2019/8492 Karar No: 2021/2494 Karar Tarihi: 10.03.2021
Taksirle yaralama - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/8492 Esas 2021/2494 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanığa taksirle yaralama suçu yöneltildiği ve TCK'nın ilgili maddeleri gereğince mahkumiyet kararı verildiği belirtilen karar, sanığın temyizi üzerine incelendi. Kararda, taksirle yaralama suçu için TCK'nın belirlediği ceza miktarının üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası olduğu ve basit yargılama usulünün uygulanabileceği suçlar arasında olduğu ifade edildi. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi kararlarına göre, basit yargılama usulü uygulandığı durumlarda cezanın dörtte bir oranında indirilebileceği ve CMUK'un ilgili maddeleri gereğince sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi gerektiği vurgulandı. Kararın sonunda, TCK'nın 7. maddesi ve CMK'nın 251. maddesi hükümlerine uygun olarak karar verilmesi gerektiği belirtilerek, sanığın temyiz itirazlarının kabul edilerek hüküm BOZULDU. Kararda bahsi geçen kanun maddeleri: TCK 89/1-2-b, 62/1, 52/2; CMK 251/1,2888, 251/3, 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesi, Anayasa Mahkemesi 2020/16 Esas-2020/33 Karar.
12. Ceza Dairesi 2019/8492 E. , 2021/2494 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Taksirle yaralama Hüküm : TCK"nın 89/1-2-b, 62/1, 52/2. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığa isnat edilen eylemin, 5237 sayılı TCK"nın 89. maddesinin 1-2-3. fıkralarında düzenlenen ""taksirle yaralama"" suçuna ilişkin olduğu, taksirle bir kişinin yaralanmasına sebebiyet verilmesi halinde gerçekleşecek olan taksirle yaralama suçu için TCK"nın 89. maddesinin 1. fıkrasında temel ceza miktarının ""üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası"" olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK"nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ""Basit Yargılama Usulü"" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; ""Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir."" şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan ""01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz."" şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli ve 31218 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan, 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile; ""...kovuşturma evresine geçilmiş..."" ibaresinin, aynı bentte yer alan ""...basit yargılama usulü..."" yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle, kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; ""mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir."" şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK"nın 7. maddesi ile CMK"nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, ""Basit Yargılama Usulü"" yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması; Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı sair yönler incelenmeksizin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 10/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.