16. Ceza Dairesi 2019/1462 E. , 2021/1871 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : Antalya 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.11.2017 tarih 2017/43 - 2017/67 sayılı kararı
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : TCK"nın 314/2,3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 53, 58/9, 62, 63 maddeleri uyarınca verilen mahkumiyet kararlarına ilişkin istinaf başvurularının esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Sanıklar ... ve ... müdafilerinin duruşmalı inceleme talebinin yasal şartları oluşmadığından CMK"nın 299. maddesi gereğince REDDİNE,
Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1)Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... yönünden yapılan incelemede;
Suç tarihinin temadinin kesildiği yakalanma tarihi olan “Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... yönünden; 11.08.2016, sanık ... yönünden; 09.02.2017, sanık ... yönünden; 12.08.2016, sanık ... yönünden; "25.07.2016” tarihi yerine gerekçeli karar başlığında “15.07.2016” olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir yazım hatası kabul edilmiştir.
Gerekçeli karar içeriğinde sanık ..."ın beyanına göre kendi kullandığı anlaşılan telefon numarasının ""0541 ....."" olması gerekirken hatalı şekilde eşi tarafından ByLock kullanıldığı iddiasıyla hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunulan ""0545....." numaralı hattın gösterilmesi, yine sanık ... yönünden tüm dosya kapsamı gözetilerek, sanığın ByLock kullanıcısı olduğunu bildiren ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının dosyaya gelmesi beklenilmeden karar verilmesi diğer deliller nazara alındığında sonuca etkili görülmemiştir.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık ... ve sanıklar müdafilerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2)Sanıklar ... ve ..."nın temyiz taleplerinin incelenmesinde;
A) Sanık ... yönünden;
I)Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16.MD-956 E. 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas 2017/3 sayılı kararında; “ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren bir delil” olacağının kabul edildiği gözetilerek;
ByLock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanıkların, ByLock uygulamasını kullandığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, bu delilin suçun vasfı açısından belirleyici nitelikte olması karşısında; ilgili birimlerden ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının getirtilmesi, tespit ve değerlendirme raporunun temin edilememesi halinde sanığın teknik olarak bu programı kullandığının tespiti açısından HİS (CGNAT) ve HTS kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması, ayrıca UYAP"ta bulunan örgütlü suçlar bilgi havuzunda sanıklar ile ilgili araştırma yapılarak herhangi bir şüpheli beyanı bulunup bulunmadığı, var ise dosya içerisine alınması, gerekirse ilgili şahısların tanık olarak dinlenmelerinin sağlanması, tüm bu delillerin istinaf kararından sonra dosya içerisine gönderilen sanık ..."a ilişkin dijital inceleme raporları ve ifade ve teşhis tutanaklarıyla birlikte CMK"nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanıklar ve müdafilerine okunup diyecekleri sorulduktan sonra sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken yetersiz belgelere dayanılarak eksik araştırmayla yazılı şekilde karar verilmesi,
II) Kabul ve uygulamaya göre;
Suç tarihinin temadinin kesildiği yakalanma tarihi olan “11.08.2016” tarihi yerine gerekçeli karar başlığında “15.07.2016” olarak gösterilmesi,
B)Sanık ... hakkında;
I)Ayrıntıları Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 06.12.2016 tarih ve 2016/17-939, 2016/465 sayılı kararında açıklandığı üzere;
Kovuşturma aşamasında kendisinin seçtiği bir müdafiinin bulunmadığı gibi CMK"nın 156. maddesi uyarınca da hakkında re"sen bir müdafii görevlendirilmeyen sanığın, silahlı terör örgütü üyeliği suçundan da yargılanması yapıldığı dikkate alındığında, CMK"nın 150. maddesinin 2 ve 3. fıkraları uyarınca hakkında müdafi görevlendirilmesinin zorunlu olduğu nazara alınmadan, Anayasanın 36 ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddelerinde teminat altına alınan adil yargılanma ilkesine aykırı olacak ve savunma hakkının kısıtlanmasını doğuracak biçimde kovuşturmada müdafii hazır bulundurulmaksızın hakkında mahkumiyet hükmü kurulmak suretiyle CMK"nın 150/3, 188/1, 197/1 ve 289/1-a-e maddelerine muhalefet edilmesi;
II)Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 26.09.2017 tarih, 2017/16.MD-956 E. 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas 2017/3 sayılı kararında; “ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren bir delil olacağı"nın kabul edildiği gözetilerek;
ByLock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın, ByLock uygulamasını kullandığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, bu delilin suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olması karşısında;
İstinaf kararından sonra dosya içerisine geldiği anlaşılan ByLock tespit ve değerlendirme tutanakları ile ifade ve teşhis tutanaklarının duruşmada sanık ve müdafiine okunup diyecekleri sorulduktan sonra sanığın hukuki durumu hakkında bir karar verilmesi gerekirken yetersiz belgelere dayanılarak eksik araştırmayla yazılı şekilde karar verilmesi,
III) Kabul ve uygulamaya göre;
Suç tarihinin temadinin kesildiği yakalanma tarihi olan “20.02.2017” tarihi yerine gerekçeli karar başlığında “15.07.2016” olarak gösterilmesi,
Kanuna aykırı, sanıklar ... ve sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, tutuklu sanıkların tutuklulukta geçirdiği süre, atılı suç için kanun maddelerinde öngörülen ceza miktarı ve bozma nedeni gözetilerek tutukluluk hallerinin devamına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Antalya 10. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.