Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/4971
Karar No: 2018/9853
Karar Tarihi: 26.11.2018

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2017/4971 Esas 2018/9853 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2017/4971 E.  ,  2018/9853 K.

    "İçtihat Metni"

    ........

    Davacı tarafından yeniden aylık bağlanması talebinin reddine ilişkin kurum kararının iptali ile ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemiyle açılan davada, yapılan yargılama sonucu......davanın kabulüne dair verilen hükme karşı davalı Kurum avukatı tarafından İstinaf yoluna başvurulması ve.......Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulüne dair verilen kararın temyizen incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı vekili tarafından; babası üzerinden aldığı ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı gerekçesiyle iptali ve bu işlemin iptaline yönelik davanın reddine ilişkin kararın kesinleşmesi sonrasında, davacı tarafından yeniden yapılan ölüm aylığı başvurusunun, aynı gerekçeyle reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu iddia edilerek; 60991618 3/698067 sayılı aylık isteminin reddine ilişkin Kurum kararının iptaline ve ölüm aylığı bağlanması gereğinin tespitine karar verilmesi talep edilmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı Kurum vekili, davacının talebinin esas yönünden yasaya aykırı olduğunu, ......arafından düzenlenen 26.03.2010 tarih,...... sayılı rapor uyarınca Kurumdan yetim aylığı almakta olan davacının boşandığı eşi......e 15.09.2003 tarihinde boşanmış oldukları görülse de, komşularının alınan ifadeleri ve Muhtarlık kayıtlarından yapılan araştırmada davacının ve boşandığı eşinin aynı yerde birlikte ikamet ettikleri saptanmış olduğundan boşanmalarının Kurumu kasten yanıltma amaçlı olduğu, yani muvazaalı olduğunun tespit edildiği, Kontrol Memurluğu Raporunda ..."in eşinden ayrı olduğu tarihlerde (16.09.2003"den bu yana) eşi...........ile fiilen birlikte yaşadığı, bu dönemler için bağlanan yetim aylığı maşının geri alınması gerektiğinin tespit edildiği, davacının 3. İş Mahkemesi"nin 2011/111 Esasına kayden açtıkları yetim maaşının iptali ve yersiz ödemelerin Kurumca geri alınmasının iptali konulu davayı kaybettiklerini ikrar ettiği, davacının talebinin kabul edilmemesinde hukuka ve mevzuata aykırı bir yön bulunmadığını beyanla, davanın reddi gereğini savunmuştur.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk derece Mahkemesince; "...Davacının, boşandığı eşi ile fiilen birlikte yaşama halinin, 20.04.2010 tarihinde ........muhtarından nakil alarak adresini ......adresine nakletmesi ile son bulduğu, 20.04.2010 tarihinden sonra davalı Kuruma yaptığı, yeniden aylık bağlanması talebinin reddedilmesi işlemine gerekçe olabilecek, 5510 sayılı Yasa"nın 34. maddesinde belirtilen kız çocuklara aylık bağlanmasına ilişkin koşulları taşımadığına ya da 56. maddesinin son fıkrası hükmüne göre, eşinden boşandığı halde boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığına ilişkin bir tespit bulunmadığı..." gerekçesine dayalı olarak; "Davanın Kabulüne, Kurumun 22/10/2014 tarihli işlemin iptaliyle, 20/04/2010 tarihinden itibaren davacıya yetim aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine," karar verilmiştir.
    İstinaf Başvurusu;
    İstinaf kanun yoluna başvuran davalı ..... vekili, Yargıtay içtihatlarının öngördüğü kanıtlar toplanmadan, eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğini; talep aşılarak hüküm kurulduğunu beyanla, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    B-BAM KARARI
    Bölge Adliye Mahkemesince “... ortada yöntemince oluşturulmuş bir Kurum işlemi bulunmadığı ve buna dayalı olarak da davacının aylık isteminin reddini gerektirir yasal bir gerekçe bulunmadığı halde; davacının sosyal güvenlik hakkına ulaşmasında daha fazla gecikmeye yol açıp hakkın özünün zedelenmemesi için, yargılama süreci ve istinaf aşamasında da davacının aylık koşullarının bulunmadığı yönünde herhangi bir somut itiraz ve kanıt sunamayan davalı kurum vekilinin dilekçesinde yer verdiği itirazların bir kısmının, sıralanan gerekçeler ışığında yerinde olmadığı; ancak, istemin 14.10.2014 tarihli başvurunun reddi yönündeki işlemin iptaline yönelik olmasına ve aylık koşullarının da bu tarihteki duruma göre değerlendirilmesi gereği bulunmasına karşın, istem de aşılmak suretiyle 20.04.2010 tarihinden itibaren aylık bağlanması gereğinin tespitine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı bulunmuş ise de, bu aykırılığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği” gerekçesiyle “Davalı ... Başkanlığı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle;..............., 30.12.2016 tarihli, 2014/438 E., 2016/611 K. sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 353/1-b.2 maddesi uyarınca kaldırılmasına;
    Davanın KABULÜNE, aylık başvurusunun reddine ilişkin 22.10.2014 tarih, 60991618 3/698067 sayılı Kurum işleminin iptaliyle; davacıya 01.11.2014 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine” karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı vekili; Bölge Adliye Mahkemesi kararını ölüm aylığı bağlanma tarihinin 01.11.2014 olarak tespiti yönünden temyiz ettiklerini, yerel mahkemece yapılan bilirkişi incelemesinde ve delil olarak bildirilen önceki davadaki bilirkişi raporunda, davacının 20.04.2010 tarihi itibariyle ölüm aylığına hak kazandığının açıkça belli olduğu gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı lehine bozulmasını talep edilmiştir.
    Davalı ........ vekili; “Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının boşandığı eşi ....... güncel adres bilgilerinin dosya içerisinde yer almadığına yönelik itirazlarının dikkate alınmadan, kamu tanığı tespiti ve çevre araştırması yapılmaksızın sadece davacının kardeşi dinlenilmesi ile yetinilmesinin, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında belirtilen hususlarda yeterince araştırma ve inceleme yapılmaksızın karar ve yasaya aykırı olduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Dava; yeniden yapılan ölüm aylığı başvurusunun reddine ilişkin kurum kararının iptali ile ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
    Davanın, yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı......’nun 56. maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada: “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96. madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Düzenleme ile ölen sigortalının kız çocuğu veya dul eşi yönünden, boşanılan eşle boşanma sonrasında fiilen birlikte olma durumunda, ölüm aylığının kesilmesi ve ödenmiş aylıkların geri alınması öngörülmektedir. Buna göre, daha önce sosyal güvenlik kanunlarında yer almayan, boşanılan eşle fiilen birlikte yaşama olgusu, gelir veya aylık kesme nedeni ve bağlama engeli olarak benimsenmiştir.
    5510 sayılı....Kanunu"nun 59/2. maddesinde: “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
    5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun 56"ncı maddesinin ikinci fıkrasına dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu nedenle Anayasanın 20"nci maddesi ile 5510 sayılı Kanun, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun, 4857 sayılı İş Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanmalı, bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıkların ifadeleri alınmalı, davacının ve boşandığı eşinin su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiğini saptanmalı, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, boşanan eşler 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta iseler adlarına ödeme yapılabilecek özel olarak açılan banka hesabı bulunup bulunmadığı belirlenmeli, davacının ve boşandığı eşinin kayıtlı olduğu adreslerde kapsamlı...... araştırması yapılmalı, tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 15.09.2003 tarihinde eşi ......’den boşandığı, 03/12/1997 tarihinde vefat eden babasından dolayı, 15.10.2003 tarihi itibariyle gelir bağlandığı,.......tarafından düzenlenen 26.03.2010 tarih..... sayılı rapor uyarınca boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı ve boşanmalarının Kurumu kasten yanıltma amaçlı olduğu, yani muvazaalı olduğunun tespit edildiği gerekçesine dayalı olarak kesildiği ve 18.10.2008-17.09.2010 tarihleri arası döneme ilişkin ödemelerin istirdadı yoluna gidildiği, davacı tarafından açılan Kurum işleminin iptali ile kesilen aylığın ödenmesine devam edilmesi gereğinin tespitine ilişkin davanın yargılaması sonucunda,.... verilen 2011/111 E., 2013/346 K. sayılı, 12.06.2013 tarihli kararla, Kurum işleminin iptaline yönelik istemin reddine karar verildiği ve kararın, Yargıtayca onanarak kesinleştiği, bu defa davacının bu dönemi kapsamayacak şekilde 14.10.2014 tarihinde yeniden aylık bağlanması talebinde bulunduğu, anlaşılmıştır.
    Somut olayda; davacının talebine ilişkin Kurum tarafından, yeni bir araştırma yapılmadan, kesinleşen davadaki denetmen raporu gerekçe gösterilerek talebi reddedilmiştir. Kesinleşen dava dosyasından sonra artık yeni talebine ilişkin ispat külfeti davacıya geçmiştir.
    Mahkemece, davacının yeniden aylık talebi için başvuruda bulunduğu 14.10.2014 tarihi sonrası için “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, hususu araştırılmalıdır. Bu kapsamda; davacı ve eşinin kayıtlı olduğu adreslerdeki tüm abonelik kayıtlarını araştırmalı, komşu ve muhtarların tanık olarak beyanına başvurmalı, Kurumdan davacı ve eşinin Medula sistemindeki kayıtlarını getirtmeli, 2014 yılından itibaren hangi şehirlerde tedavi olduklarını sorgulamalı, davacının eşinin kayıtlı olduğu adresteki yaptığı işi, emekli ise maaş aldığı bankayı tespit etmeli, davacı ve eşinin tespit edilen adreslerinde zabıta araştırması yaptırtarak adres beyanlarının doğruluğunu sorgulamalı, kirada oturdukları takdirde kira sözleşmelerini getirtmeli ve tüm delilleri topladıktan sonra varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, taraf vekillerinin temyiz başvurusu kabul edilmeli, temyiz olunan....... Hukuk Dairesi kararı, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren........Hukuk Dairesine, kararın bir örneğinin de ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 26.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    .....

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi