23. Hukuk Dairesi 2014/1251 E. , 2014/4934 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 30. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/10/2013
NUMARASI : 2013/549-2013/112
Taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı arsa sahibi vekili, müvekkili ile davalı yüklenici arasında 13.10.2003 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, buna göre davacıya verilecek olan bir adet tamamlanmış, bir adet kabası bitmiş haldeki dairelerin süresinde teslim edilmediğini, bu nedenle de aktin feshedildiğini, öncelikli müvekkilinin akti feshetmekte haklı olduğunun tespiti ile proje aykırılıklarının giderilmesine, giderilme bedelinin davalıdan tahsiline, müdahalenin menine ve uğranılan zararlardan dolayı şimdilik 6.000,00 TL"nın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili birleşen davada, sözleşmenin geç ifası sebebiyle müspet zarar bedeli olarak 10.000,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı yüklenici vekili, davacının inşaatın bitirilmesi için 15.02.2006 tarihine kadar ek süre verdiğini, yüklenicinin de mayıs 2006"da inşaatı bitirip bağımsız bölümlerini teslim etmek için davacıya ihtar çektiğini, bu ihtarların sonuçsuz kaldığını, davacının kötü niyetle hareket ettiğini savunarak, asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; yargılama sırasında dava konusu inşaatın tamamlandığı ve projeye aykırılıkların giderildiği, davacının menfi ve müspet zarar taleplerinin de kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 15.03.2013 günlü, 2012/6668 Esas, 2013/1604 Karar sayılı ilamı ile “davacının dava açmakta haksız olmadığından yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağı” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda asıl ve birleşen davanın reddine dair verilen kararın esası yönünden onama kararı verildiği gerekçesiyle yeniden karar verilmesine yer olmadığına, yargılama gideri yönünden davanın açılmasına davacı taraf sebebiyet vermediğinden davalı vekili lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, yargılama giderinin inşaat oranı gözetilerek, davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.
Karar, asıl ve birleşen davada davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Mahkemece, hükmüne uyduğu Dairemizin 15.03.2013 günlü, 2012/6668 Esas, 2013/1604 Karar sayılı ilamında, davacının dava tarihi itibariyle dava açmakta haklı olduğu ancak dava açılmasına sebep olan hususların, davalı yüklenici tarafından davadan sonra giderildiği belirtilerek davacının yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağı belirtilmiştir. İfade edilen bu kabulün doğal sonucu olarak, dava açılmasına sebebiyet veren davalının, davacının yaptığı yargılama giderlerinden ve davacının yargılama sırasında vekille temsil olunması sebebiyle yaptığı vekalet ücreti giderinden, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca sorumlu olması gerekmektedir. Nitekim davacı yan temyizinde, “hasren” lehine vekalet ücreti takdir edilmemesini temyize konu yapmıştır.
Şu halde, davacı yararına vekalet ücreti takdir edilmemesi nedeniyle kararın bozulması gerekmekte ise de düşülen bu hatanın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün HUMK"nın 438/7. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hüküm fıkrasına “davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden ve davanın açılmasına davacı taraf sebebiyet vermediğinden davacı vekili lehine A.A.Ü.T göre hesaplanan 10.530,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine” şeklinde bent eklenmek suretiyle, kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.