Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/6575
Karar No: 2016/10799
Karar Tarihi: 22.12.2016

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/6575 Esas 2016/10799 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2015/6575 E.  ,  2016/10799 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi


    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 23.01.2013 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile ortaklığın aynen taksim suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
    Hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Bilindiği üzere; paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir. Bu nedenle davacının satış suretiyle paylaşma istemesi davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmez.
    Paydaşlığın giderilmesi davalarında mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ve tarım arazilerinin niteliği ile imar mevzuatına göre aynen taksimin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemez. Keza paydaşlar rıza göstermedikleri takdirde taşınmazın bir bölümü paylı bırakılamaz.
    Aynen bölünerek paylaştırmanın (taksimin) mümkün olması durumunda bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para (ivaz) eklenerek denkleştirme sağlanır. Paydaşlar arasında anlaşma olmadıkça hakim kendiliğinden bazı taşınmazların bir kısım paydaşlara, kalanın diğer paydaşlara verilmesi şeklinde aynen bölünerek paylaştırmaya karar veremez.
    Aynen bölünerek paylaştırma (taksim) halinde teknik bilirkişiye ifraz projesi düzenlettirilerek bu projeye göre taşınmaz belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde ise ilgili belediyeden, belediye dışında ise İl İdare Kurulundan bölüşmenin (taksimin) mümkün olup olmadığı sorulur.
    Belediye Encümeni veya İl İdare Kurullarınca 3194 sayılı İmar Kanunu ve ilgili Yönetmelik hükümlerine uygun bulunması halinde onaylanması gereken ifraz projesinde kimlere nerelerin verileceği, bu konuda paydaşlar aralarında anlaşamazlarsa hakim huzurunda kura çekilerek belirlenir.
    Onay makamından olumsuz cevap gelmesi halinde paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi gerekir.
    Öte yandan; paydaşlığın giderilmesi istenilen taşınmazın tapudaki yüzölçümü fiili duruma uymuyorsa tapu kaydındaki yüzölçümünün düzeltilmesi için dava açmak üzere taraflara süre verilmesi, dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi gerekir. Şayet dava açılmaz veya açılan dava retle sonuçlanırsa ve tapu miktarı fiili durumdan az ise sabit sınırlardan başlanarak taşınmazın yüzölçümü belirlenip teknik bilirkişiye bu doğrultuda kroki düzenlettirilerek, krokide belirlenen yer hakkında karar verilmelidir. Eğer tapu miktarı fiili durumdan daha fazla ise davanın reddi gerekir.
    Geçerli bir paylaşma (taksim) sözleşmesine dayanılarak açılan paydaşlığın giderilmesi davalarının da reddi gerekir. Zira bu gibi durumlarda paylaşma (taksim) sözleşmesine göre tescil davası açılmalıdır.
    Somut olaya gelince; dava konusu 1016 ada 191 parsel sayılı taşınmazın tapuda 56.600,00 m2 yüzölçümlü ve tarla niteliğiyle müşterek mülkiyet hükümlerine tabi olarak taraflar adına 2/8"er pay oranında kayıtlı bulunduğu, mahkemece yapılan keşif sonucu fen bilirkişiler tarafından düzenlenen raporla, taşınmazın ifrazen taksiminin mümkün olduğu ve yüzölçümünün 56.284,48m2 olarak hesaplandığının bildirildiği, ziraat yüksek mühendisi tarafından düzenlenen raporda da, dava konusun taşınmazın arsa vasfında olduğu ve 5403 Sayılı Kanun kapsamında olmadığının belirtildiği;....Belediye Başkanlığı"nın 24.10.2013 tarih ve 708 sayılı Encümen Kararı ile, taşınmazın A,B,C,D,E,F,G,H,J,K,L,M,N,O"ya ifrazı, D"nin yapılaşmaya müsait olmadığından artık parsel olarak ayrılarak inşaat yapılamaz şerhi konulması, G,H,J,K parsellerinde eğitim tesisleri alanı olarak ayrılması, L,M,N"nin park, O"nun yol olarak kamu yararına bila bedel terk edilmesi şartıyla ifrazının uygunluğuna karar verildiği; mahkemece ziraatçi bilirkişiden ivaz ilavesiyle ilgili rapor alındığı; .... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2014/39 esas sayılı ve davacı tarafından Tapu Müdürlüğü aleyhine açılan dava konusu taşınmazın yüzölçümünün düzeltilmesi davasında yapılan keşif sonucu düzenlenen teknik bilirkişi heyeti raporunda; taşınmazın alanının 56.600,00 m2 olup, tapu alanının doğru olduğu, eldeki dosyada alınan raporda belirtilen bazı köşe noktalarının diğer sınırlardaki noktalarla çakışmadığının açıklandığı ve mahkemece 22.05.2015 tarih ve 2015/185 sayılı kararla davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği; mahkemece 19.11.1014 tarihli duruşmada "fen bilirkişi ile yapılan telefonla görüşmede sözkonusu tapudaki mevcut yüzölçümüne göre aynı taksim projesinin geçerli olduğunun bildirildiği görüldü" şeklinde açıklama yapıldığı ve aynı celse kura çekimi yaptırıldığı anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtilmelidir ki; 6100 sayılı HMK’nun 297/2. maddesi gereğince; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bunların yanında hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. (HMK m.26/1).
    Yukarıda değinilen ilkeler ile birlikte somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda tapu miktarı 56.284,48m2 olarak hesaplanıp, buna göre ifraz krokisi hazırlanmıştır. Oysa dava konusu taşınmazla ilgili olarak açılan yüzölçümün düzeltilmesi davasında temin edilen bilirkişi raporunda, eldeki dosyada hükme esas alınan raporun hatalı olduğu vurgulanarak gerçek alan ile tapu kaydındaki alanın uyumlu olup, taşınmazın 56.600,00m2 olduğu bildirilmiştir. Öyleyse, dava konusu taşınmazın 56.284,48 m2 yüzölçümlü olarak ve bazı noktaları hatalı belirlenerek düzenlenen ifraz rapor ve krokisinin hükme yeterli ve elverişli olduğu söylenemeyeceği gibi, infaza da elverişsiz olduğu tartışmasızdır.
    O halde, yukarıda değinilen ilkeler gözetilmek suretiyle dava konusu taşınmazda usulüne uygun olarak aynen taksim suretiyle ortaklığın giderilip giderilemeyeceğinin belirlenmesi, tapu kaydında yüzölçümün düzeltilmesi davasında verilen kararın kesinleşme şerhli örneğinin temin edilmesi ve bu dosyada alınan rapor ile eldeki dosyada alınan raporları da irdeleyip değerlendiren uzman bilirkişilerden oluşan heyet raporu ve infaza elverişli kroki alınması, aynen taksim mümkünse ve ifraz projesinin Belediye Encümen kararı ile onaylanması durumunda kamusal alanlara terk edilecek kısımlar bakımından tüm paydaşların muvafakatlarının bulunup bulunmadığı üzerinde durulması, ondan sonra toplanan ve toplanacak olan deliler birlikte değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek ve infaza elverişsiz biçimde yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ..."in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 22.12.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi