Esas No: 2018/3379
Karar No: 2019/2344
Karar Tarihi: 26.03.2019
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2018/3379 Esas 2019/2344 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
A) Davacı İstemi;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin sevk ve idaresindeki araç ile davalı ... A.Ş. çalışanı davalı sürücü ..."in sevk ve İdaresindeki araç arasında meydana gelen trafik iş kazası sonucunda yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde davalıların kusurlu bulunduğunu, fazlaya ilişkin haklarım saklı tutarak 30,000 TL manevi, 1,500 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasaL faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabı;
Davalı ...Ş. Vekili cevap dilekçesinde; davacının kaza öncesi olduğu gibi sonrasında da aynı işyerinde çalışmaya devam ettiğini, kaza öncesi ve sonrası ücretinde herhangi bir değişiklik olmadığını, davacının maddi ve manevi ihtiyaçlarının karşılanmasına hazır olunduğu yönünde teklifte bulunulduğunu, talep edilen miktarların fahiş olduğunu beyan etmiştir.
Davalı ... A.Ş. Adına usulüne uygun meşruhatlı tebliğine rağmen duruşmaya iştirak edilmediği gibi, cevap dilekçesi de ibraz edilmemiştir.
Davalı ... tarafından cevap dilekçesi ibraz edilmediği ancak davalının duruşmalara iştirak ettiği anlaşılmıştır.
C) İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi:
“Davacının davalı işyerinde çalışmakta iken 15/02/2008 tarihinde geçirdiği trafik iş kazası sonucu % 9,2 oranında malül kaldığı, oluşan iş kazasında davalı ..."in % 100 oranında kusurlu olduğu, işleten olarak davalı ... Mensucat A.Ş."nin sorumlu olduğu, hesap bilirkişisi raporunda belirtildiği üzere davalının kusur oranı nazara alındığında ve ödenen geçici iş göremezlik ödeneği miktarı mahsup edildiğinde davacının talep edebileceği maddi zarar tutarının net 163.325,81 TL olduğu, bu tutarın ve olayın özel durum ve koşulları , tarafların mali ve sosyal durumu nazara alındığında 15.000,00-TL Manevi Tazminatın davalılar ... ve ... Mensucat A.Ş."den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Davalı ... BÜRO GEREÇLERİ SAN. VE TİC. A.Ş. hakkında açılan davanın, iş kazasında söz konusu davalının kusuru bulunmamakla reddine karar vermek gerekmiştir.” şeklinde belirtilmiştir.
D) İlk Derece Mahkemesi Kararı:
“ A) Davalı ... BÜRO GEREÇLERİ SAN. VE TİC. A.Ş. Hakkında açılan davanın reddine,
B) Davalılar ... ve... MENSUCAT A.Ş. Hakkında açılan davanın kısmen kabulü ile;
1-Net 163.325,81 TL maddi tazminatın ve Net 15.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir.
E)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesinde Özetle;
“İstinafa başvuran davalı ...vekilinin istinaf sebeplerine göre dairemizce yapılan incelemede, hesap bilirkişisi tarafından düzenlenen, raporun gerekçeli, açıklayıcı, olaya ve dosya kapsamına uygun olduğundan hükme ve hesaplamaya esas kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır. İstinafa başvuran davalı şirket vekili tarafından kusuru bulunmayan şirketin tazminatlardan sorumlu tutulamayacağı ileri sürülmüş ise de; davalı şirketin işleten olduğu, işletenin hukuki sorumluluğunun düzenlendiği 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu (KTK)’nun 85. maddesi uyarınca işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduğundan, yani sürücüsünün zarar doğurucu eylemlerinden ötürü araç sahibi işletenin kusursuz sorumluluğu bulunduğundan ilk derece mahkemesinin davalı ... zararlandırıcı olaydan sorumlu tutması usul ve yasaya uygundur.
İş kazası nedeniyle tazminat alacağı haksız fiile dayalı olup, faiz başlangıcı tazminatı doğuran zararlandırıcı olay tarihidir. Bu nedenle ilk derece mahkemesince ıslah ile arttırılan kısım yönünden de olay tarihinden itibaren faiz yürütülmesi de usul ve yasaya uygundur.
Davalı taraf davacının maluliyetinin %0 olarak belirlendiğini ileri sürmüş ise de; ilk derece mahkemesince gerek Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Dairesi"nden alınan rapor, gerekse Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu"ndan alınan raporlarda davacının sürekli işgöremezlik oranının %9,2 olarak belirlenmiş olması karşısında bu oranın hesaplamalara esas alınmasında da herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Sigortalı yararına hükmedilen 15.000,00 TL manevi tazminat davacının kusurunun bulunmadığı gözetildiğinde dosya kapsamına uygundur. Davalı vekilinin bu konudaki istinaf sebebi de yerinde değildir.
Dahili davalı SGK vekilinin istinaf sebepleri yönünden yapılan değerlendirmede ise, ilk derce mahkemesince işgöremezlik oranına itiraz edildiği gerekçesiyle SGK kurumu davaya dahil edilmiş ise de; 6100 sayılı HMK hükümerine göre zorunlu dava arkadaşlığı dışında, bir kişinin dahili dava yolu ile davaya dahil edilmesi ve hakkında hüküm kurulması mümkün değildir.” şeklinde belirtilmiştir.
F) Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:
“1-) Davalı ...vekili ile SGK vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK"nun 353/1-b/1. bendi uyarınca AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE,” karar verilmiştir.
G)Temyiz Nedenleri;
Davalı ...vekili temyiz dilekçesi ile; davacının davasını 2017 yılında ıslah etmesine rağmen ıslah edilen kısıma da ıslah tarihi yerine dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin açıkça hukuka aykırılık teşkil ettiğini, davacı ..."ın, trafik kazası ile ilgili olarak ... Eğitim ve Araştırma Hastanesi"nin 17.04.2013 tarih 852 sayılı ve 06/02/2013 tarih 263 sayılı Sağlık Kurulu Raporlarında da meslekte kazanma gücü kaybının "0 "olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre; bilirkişilerin davacının meslek grubuna göre değerlendirme yapmaları gerekirken bilirkişilerce bir meslek grup numarası takdir edilerek değerlendirme yapıldığını ve bu değerlendirme sonucunda hatalı olarak %9,2 oranında meslekte kazanma gücü kaybı olduğu sonucuna varıldığını, bu raporun esas alınarak hüküm verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı ..."ın, İnsan Kaynakları Sorumlusu olmasından dolayı görevinin niteliği itibariyle iddia ettiği üzere ağır işlerde çalışamama ve işverenin, asli uzuv kaybı nedeniyle memnuniyetsizliği vs.şeklinde bir halin olamayacağının açık olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporu incelendiğinde hesap bilirkişi raporunun 20/02/2017 tarihli olmasına rağmen raporda 01/01/2013 tarihine kadar davacının almış olduğu ücretin SSK bildirgesine göre kabul edip daha sonrası için, aldığı en yüksek ücret üzerinden asgari ücrete göre oranlama yapıp buna göre yüksek belirlenen değerlere göre hesap yapmasının hukuka aykırı olduğunu, bilirkişinin elinde sadece 2012 yılında yüksek ücret aldığına yönelik SGK kaydına dayanarak rapor tarihindeki döneme kadarki kazançları da bilinen dönem olarak hukuka aykırı bir şekilde değerlendirdiği ve tüm raporun 2012 yılında alınan yüksek ücrete dayanarak fahiş şekilde yüksek hesaplandığını, oysa rapor tarihi itibari ile davacının aldığı ücretlerin belirli olduğunu, bu ücretlerin asgari ücrete göre oranlanması gerektiğini, Adli Tıp Kurulu raporunda davacının iyileşme sürecinin 12 ay olarak belirlenmesine rağmen hesap bilirkişisi raporunda bu hususun dikkate alınmamış olduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
H) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
1- Davacı için hükmedilen manevi Tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde, Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararlar için kesinlik sınırının karar tarihi itibariyle 47.530,00 TL olduğu açıktır. Dava dilekçesinde davacı için 30.000,00 TL manevi tazminat talebinde bulunulduğu, yerel mahkemece verilen 05/07/2017 tarihli kararda davacı için 15.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiği, Davalı ...vekili ile dahili davalı SGK vekilinin istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesince verilen 29/03/2018 tarihli kararda 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b-1. maddesi gereğince Davalı ...vekili ile dahili davalı SGK vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine hükmedildiği anlaşılmaktadır.Bölge Adliye Mahkemesi kararını, davalı ...vekili temyize getirmiştir. Bu kapsamda; manevi tazminat miktarının, hükmedilen miktarı yönünden temyiz sınırının altında kaldığı açıktır.O halde Bölge Adliye Mahkemesi kararının manevi tazminat yönünden temyiz kabiliyeti olmayıp, davalı ...Ş vekiline ait temyiz itirazlarının 6100 sayılı HMK."nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİNLİKTEN REDDİNE karar verilmiştir.
2- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kararın dayandığı kanuni gerektirici nedenler ile temyiz kapsam ve nedenlerine göre davalı ...nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
Dava 15/02/2008 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu % 9,2 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan davacının maddi ve manevi zararlarının karşılanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, maddi tazminat isteminin kabulü, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulü ile 163.325,81 TL maddi, takdiren 15.000,00 TL. Manevi tazminatın kaza tarihi olan 15/02/2008 tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalılar ... ve ... Mensucat A.Ş. den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; SGK tarafından olayın iş kazası olduğunun tespit edildiği, hükme esas bilirkişi kusur raporunda olayın meydana gelmesinde, kazalı sigortalının kusursuz, davalı ...‘in % 100 kusurlu, davalı ... Mensucat A.Ş. nin ise kusursuz olduğu ancak işleten olarak sorumlu olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.Taraflar arasındaki uyuşmazlık maddi zararın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.Sigortalının yada iş kazasında ölüm halinde hak sahiplerinin açtıkları maddi tazminat davalarında maddi zarar kazalının gerçek net ücreti üzerinden yapılacak hesaplama ile belirlenmelidir. Sigortalının maddi tazminatının saptanmasında ilke olarak öncelikle tazminat hesabını doğrudan etkileyecek olan sigortalının gerçek ücretinin açıkça saptanması gerekmektedir. Gerçek ücretin ise işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarından saptanacağı, işçinin imzasının bulunmadığı iş yeri ve sigorta kayıtlarının nazara alınamayacağı, işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarının bulunmaması durumunda işçinin yaşı, kıdemi, mesleki durumu dikkate alınarak, emsal işi yapan işçilerin aldığı ücret göz önünde tutularak belirlenmesi gerektiği, Dairemizin giderek Yargıtay"ın yerleşmiş görüşlerindendir.Somut olayda, davacının “personel ve özlük işleri uzmanı” olarak çalışırken iş kazası geçirdiği, hükme esas alınan 20/02/2017 tarihli hesap raporunda davacının kaza tarihinden 2012/12. aya kadar SGK kayıtlarındaki ücretinin esas alındığı ve bu ücretin tarafların kabulünde olduğu anlaşılmaktadır. Ancak 01/01/2013 tarihi sonrasında davacının işten ayrıldıktan sonra başka işyerlerinde çalışması bulunduğunun ve 05/02/2013 tarihli SGK hizmet dökümüne göre dönem içinde artan şekilde prime esas kazançları olduğunun anlaşıldığı ve bu ücrete itibar edilmek suretiyle asgari ücretin yaklaşık 3,74 katı üzerinden yapılan hesabın hükme esas alınması hatalı olmuştur.Yargıtay kararlarında istikrar kazanmış uygulamaya göre hakkaniyete uygun maddi tazminatın tespiti açısından, öncelikle davacının imzasını taşıyan maaş bordrolarının temini, imzalı bordroların temin edilmemesi halinde ise sigortalının olay tarihindeki yaşı, kıdemi ve yaptığı iş dikkate alınarak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TÜİK ve sendikalı olmayan işçi için sendikalardan bildirilen ücretlerin de tatbike uygun olmadığı gözetilmek suretiyle “sendika haricinde ilgili meslek odalarından” ücret araştırması yapılmak suretiyle davacının alabileceği ücretin belirlenmesi gerekmektedir. Öte yandan yapılacak yeni hesapta usuli kazanılmış hak da dikkate alınarak temyize konu kararda itibar edilen 20/02/2017 tarihli hesap raporundaki verilerin gözönünde bulundurulması, esas alınan ücretin aşılmaması, işlemiş devrenin bu raporda kabul edilen tarihten ileri çekilmemesi ve bu rapordan sonra yürürlüğe giren asgari ücretteki farkların rapora yansıtılmaması suretiyle maddi tazminat alacağının belirlenmesi gerekmektedir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: 1- Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, davacı yararına hükmedilen maddi tazminata ilişkin olarak yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenlerle BOZULMASINA,
2- Yukarıda açıklanan nedenle, taraf vekillerinin temyiz dilekçesinin, davacının manevi tazminat talebine ilişkin temyiz edilen miktar temyiz kesinlik sınırı kapsamında kaldığından REDDİNE, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesi"ne, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26/03/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.