Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/1328
Karar No: 2020/1032
Karar Tarihi: 15.12.2020

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/1328 Esas 2020/1032 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/1328 E.  ,  2020/1032 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



    1. Taraflar arasındaki “maddi ve manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Kartal 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesince onanmış; davacı vekili tarafından karar düzeltme yoluna başvurulması üzerine Özel Dairece yapılan incelemede karar düzeltme isteminin kabulü ve onama kararının kaldırılması suretiyle karar bozulmuş; Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacı vekili 05.04.2010 tarihli dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ..."ın evinde kiracı olarak oturmakta iken taşındığını, 24.05.2009 tarihinde evin anahtarlarının teslimi sırasında davalıların müvekkiline saldırdıklarını, müvekkilini hızla mutfak camlarına doğru ittiklerini, bu sırada davacının sağ elinde median sinir kesisi oluştuğunu, hâlen sağ elinde kalıcı araz olduğunu ileri sürerek 5.000,00TL maddi ve 20.000,00TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı cevabı:
    5. Davalılar vekili 28.10.2010 tarihli cevap dilekçesinde; davacının haksız fiil ile ilgili şikayette bulunmadığını, herhangi bir ceza davası açılmadığını, davacının kiracısı olduğu evi tahliye edip anahtarlarını teslim etmediğini, anahtarların davalı ..."ın oğlu tarafından davacının oğlundan istenerek alındığını, bundan haberdar olan davacının davalı ...’ın evine gelerek olay çıkardığını, sinir krizi geçirdiğini, kendi elini tezgah arkasındaki cama vurup yaraladığını, asıl sorumlu ve suçlunun konut dokunulmazlığı sınırlarını aşan, müvekkilleri ile eşlerine ağır küfürler eden ve konuta zarar veren davacı olduğunu, olay mahallinde yapılacak bir keşifle davacının yaralanma olayının anlattığı şekilde itilerek olamayacağının anlaşılacağını, böyle bir itme olayı olsa bile aynı anda iki kişinin bir insanı itmesinin mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkeme Kararı:
    6. Kartal 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.06.2012 tarihli ve 2010/214 E., 2012/400 K. sayılı kararı ile; soruşturma evrakı kapsamı ile davalı şahitlerinden Ümit Ali Özçetin"in beyanı nazara alınarak davacının sağ elini yumruk yapıp cama vurduğu ve yaralanmanın da bu nedenle gerçekleştiğinin anlaşıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Özel Daire Bozma Kararı:
    7. Yerel Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekilinin temyiz isteminde bulunması üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 09.10.2013 tarihli ve 2012/18332 E., 2013/16127 K. sayılı kararı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.
    8. Söz konusu onama kararına karşı süresi içinde davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuş; yapılan inceleme sonunda Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 02.05.2014 tarihli ve 2014/3686 E., 2014/7039 K. sayılı kararı ile;
    “…Olayla ilgili Kartal Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2009/21701 soruşturma nolu dosyasında; davacının yaralanması basit tıbbi müdahele ile giderilebilecek düzeyde olup davacı şikayetçi olmadığı için kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Davacı bu dosyada alınan ifadesinde, davalıların kendisini ittirdiğini, mutfak camına tutunmak istediğinde kolunun kesildiğini beyan etmiş, davacının annesi de davacıyı destekleyen beyanlarda bulunmuştur.Yine davacının annesi iş bu dosyada tanık olarak alınan beyanında, evden çıkmaları için 15 günlük süreleri olmasına rağmen taşındıklarını, kanepenin ayağını bulamadıklarını, davacının oğlunu eve gönderdiğini, fakat ev sahibinin anahtarı çocuğun elinden aldığını, bu nedenle davacı ile birlikte gittiklerinde davalıların davacıyı tartakladıklarını, kızını cama çarptıklarını beyan etmiştir. İş bu dosyada dinlenen ve mahkemece beyanı hükme esas alınan tanık Ümit Ali Özçetin ise ifadesinde davacının kendisinin sinir krizi geçirerek sağ elini yumruk yapıp cama vurduğunu beyan etmiştir.
    Tanık Ümit Ali Özçetin davalı ..."ın damadı olup soruşturma aşamasında ifadesi yoktur. Mahkemece, diğer tanıklara nazaran neden ifadesine üstünlük tanındığı anlaşılamamıştır. Davacının annesi olan tanık ..."nın gerek soruşturma aşamasında gerekse mahkeme aşamasındaki verdiği ifadeler benzer nitelikli olup istikrarlıdır, bu tanığın beyanı gözardı edilemez. Bu kapsamda, davacının kolundan yaralandığı sabittir ve davalıların bu yaralanmadan sorumlu olduğu kabul edilmelidir. Bu nedenle kararın bozulması gerekirken onanmış olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin karar düzeltme istemi kabul edilmeli, Dairemizin onama kararı kaldırılmalı ve karar bozulmalıdır.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Direnme Kararı:
    9. İstanbul Anadolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.12.2014 tarihli ve 2014/320 E., 2014/384 K. sayılı kararı ile; önceki karar gerekçelerinin yanında, davalı şahitlerinden davalı ..."ın damadı ve diğer davalının bacanağı olan güvenlik görevlisi Ümit Ali Özçetin’in mahkemeye verdiği 03.11.2011 tarihli beyanının olayın oluşuna uygun bulunması nedeniyle itibar edildiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    10. Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK
    11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda, davacının yaralanmasından dolayı davalıların maddi ve manevi tazminattan sorumlu tutulup tutulamayacakları noktasında toplanmaktadır.

    III. GEREKÇE
    12. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle konuyla ilgili kavram ve yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır.
    13. İlke olarak borçların kaynakları sorumluluk hukuku olarak da adlandırılan borçlar hukukunda düzenlenmiştir.
    14. Dava konusu olayın yaşandığı tarihte yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nda (BK) borcun kaynakları, “Borçların teşekkülü” başlığı altında, sözleşmeden doğan borçlar (m. 1- 40), haksız fiilden doğan borçlar (m. 41- 60) olarak düzenlenmiş; yine aynı başlık altında, borçların üçüncü genel kaynağı olarak haksız (sebepsiz) iktisaba (m. 61–66) yer verilmiştir.  
    15. BK"nın 41. maddesinde ifadesini bulan haksız fiil, kusurlu ve hukuka aykırı bir eylemle başkasına zarar verilmesidir. Haksız fiilden söz edilebilmesi için şu dört unsurun birlikte bulunması zorunludur: Öncelikle ortada hukuka aykırı bir fiil bulunmalıdır. İkinci unsur, fiili işleyenin kusurudur. Üçüncü olarak, kusurlu şekilde işlenen ve hukuka aykırı olan bu fiil nedeniyle bir zarar doğmalıdır. Nihayet, doğan zarar ile hukuka aykırı fiil arasında uygun nedensellik bağı bulunmalıdır. Bu unsurların tümünün bir arada bulunmadığı, bir veya birkaç unsurun eksik olduğu durumlarda, haksız fiilin varlığından söz edilemez.  
    16. BK’nın 41. maddesine göre, kusurlu ve hukuka aykırı bir eylemle başkasına zarar veren kimse bu zararı tazmine mecburdur. Böylece haksız fiilden sorumluluk, tazminat borcunun kaynağını oluşturmaktadır. Özel bir sorumluluk hükmüyle düzenlenmemiş bütün hâllerde bir  kimse için haksız fiil sorumluluğunun söz konusu olması, BK"nın 41. maddesindeki şartların  gerçekleşmesine bağlıdır. Bir başka deyişle, ayrık bir düzenleme bulunmayan kusur sorumluluğu  hâllerinde, BK’nın 41. maddesi ve devamında yer alan esaslar uygulanır.
    17. Bunun yanında, BK’nın 50. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesinde; “Birden ziyade kimseler birlikte bir zarar ika ettikleri takdirde… mütesilsilen mesul olurlar.” hükmü getirilmiştir.  
    18. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesinde ise “İspat yükü” başlığı altında, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmü mevcuttur.
    19. Yapılan açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; davacının davalı ...’ın evinde kiracı iken taşındığı ve 24.05.2009 tarihinde evin anahtarlarının teslimi sırasında davacı ve davalılar arasında tartışma yaşandığı ve bu sırada davacının sağ elinde, mutfak camına çarpması nedeniyle kesi oluştuğu hususu çekişmesizdir.
    20. Ne var ki, oluşan kesiden davalıları sorumlu tutabilmek için, kesinin davalıların fiili neticesinde meydana geldiğinin ispatı gerekir.
    21. Tüm dosya kapsamı ile özellikle davacı ve davalı tanıklarının beyanları ve tartışmanın yaşandığı davalı ...’a ait evin mutfak dolaplarından birinin kapağının da kırılmış olduğunun belirtildiği soruşturma dosyası içinde bulunan 24.05.2009 tarihli görgü tespit tutanağı dikkate alındığında, davalılar tanığı Ümit Ali Özçetin’in, davacının sinir krizi geçirerek sağ elini yumruk yapıp cama vurduğunu beyan eden ifadesinin oluşa daha uygun olduğunun kabulü gerekir.
    22. Bu durumda, davacının elinde meydana gelen kesinin davalıların filleri neticesinde oluştuğunun ispat edildiğinden bahsedilemez.
    23. Hâl böyle olunca; tanık .....’in ifadesine itibar edilerek davanın reddine karar verilmesi yerindedir.
    24. Bu nedenle; usul ve yasaya uygun direnme kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

    IV. SONUÇ
    Açıklanan nedenlerle;
    Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının ONANMASINA,
    Gerekli temyiz ilâm harcı peşin alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına,
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 440. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 15.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi