9. Hukuk Dairesi 2020/2340 E. , 2021/4886 K.
"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ : ... Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 01.04.1987-30.04.2015 tarihleri arasında davalı işverenin yurtdışı şantiyelerinde ambar memuru olarak fix 2400 USD ücretle çalıştığını, dönem içerisinde günde 3 öğün yemek barınma-ısınma-aydınlatma gibi imkanların davalı işverenlik tarafından karşılandığını, iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak sonlandırıldığını, işyerinde haftanın 7 günü 07.00-19.00 saatleri arasında ve dini bayramların ilk günü hariç tüm bayram ve genel tatillerde çalıştırıldığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının aralıklı olarak çalıştığını, yurt dışında çalışması nedeniyle çalışılan yer hukukunun uygulanması gerektiğini, belirli süreli sözleşmeler ile çalıştığından kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağını, 2013/8. ay bordrosunda ihbar ödemesi, 2014 (2015 olmalı)/4. ay bordrosunda davacıya kıdem ve ihbar tazminatı ödendiğini, yıllık izin kullandığını, kalan izinlerin ücretinin ödendiğini, fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil ödemelerinin bordrolara yansıtılarak banka kanalıyla ödendiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı taraflar vekilleri istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun, Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun ise hükmedilen vekalet ücreti yönünden, davacı yararına kabul edilen meblağa göre düşük olarak ve davalı yararına hükmedilen vekalet ücretinin ise reddedilen miktara göre fazla olması nedeniyle kabul edilerek İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Temyiz:
Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı taraflar vekilleri temyiz başvurusunda bulunmuştur.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Mülga 1475 sayılı İş Kanunu"nun 14/2. maddesi, işçinin aynı işverene bağlı olarak bir ya da değişik işyerlerinde çalıştığı sürelerin kıdem hesabı yönünden birleştirileceğini hükme bağlamıştır. O halde kıdem tazminatına hak kazanmaya dair bir yıllık sürenin hesabında, işçinin daha önceki fasılalı çalışmaları dikkate alınır. Bununla birlikte, her bir fesih şeklinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde gerçekleşmesi, hizmet birleştirmesi için şarttır. İşçinin önceki çalışmaları sebebiyle kıdem tazminatı ödenmişse, aynı dönem için iki defa kıdem tazminatı ödenemeyeceğinden, tasfiye edilen dönemin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması mümkün olmaz. Yine, istifa etmek suretiyle işyerinden ayrılan işçi kıdem tazminatına hak kazanmayacağından, istifa yoluyla sona eren önceki dönem çalışmaları kıdem tazminatı hesabında dikkate alınmaz. Ancak aynı işverene ait bir ya da değişik işyerlerinde çalışılan süre için kıdem tazminatı ödenmemişse, bu süre aynı işverende geçen sonraki hizmet süresine eklenerek son ücret üzerinden kıdem tazminatı hesaplanmalıdır. Zamanaşımı def"inin ileri sürülmesi halinde, önceki çalışma sonrasında ara verilen dönem on yılı aşmışsa önceki hizmet bakımından kıdem tazminatı hesaplanması mümkün olmaz.
İşçinin iş sözleşmesi feshedilmediği halde çeşitli sebeplerle kıdem tazminatı adı altında yapılan ödemler avans niteliğinde sayılmalıdır. İşçinin iş sözleşmesinin feshinde kıdem tazminatına hak kazanılması durumunda, işyeri ya da işyerlerinde geçen tüm hizmet sürelerine göre kıdem tazminatı hesaplanmalı, daha önce avans olarak ödenen miktar kanuni faiziyle birlikte mahsup edilmelidir. Dairemizin kararlılık kazanmış olan uygulaması bu doğrultudadır.
Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre davacı işçi davalı işverenin değişik şantiyelerinde aralıklarla çalışmıştır. Davalı işveren iş ilişkisinin iş bitimi nedeniyle sona erdirildiğini belirli süreli sözleşmesinin sona ermesinde kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanılamayacağını, 2013/8. ay bordrosunda ihbar ödemesi, 2014(2015 olmalı)/4. ay bordrosunda davacıya kıdem ve ihbar tazminatı ödendiğini savunmuştur.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda 2013/8. ayda bordroda ihbar ödemesi gözükse de aynı ay avans adı altında 2.039.80 USD kesinti yapıldığı ve avans konusunda ispat bulunmadığından, 2015/4. ayda yapılan ödeme ise banka kaydı olmadığı gerekçesiyle dikkate alınmamıştır. İşverence sunulan bordro ve cari hesap ekstresinde yer alan bu ödemeler konusunda; cari hesap ekstresinde İş Bankasına bordro tutarından 67.86 USD Sosyal Güvenlik Kurumu kesintisi yapılarak 8.612.78 USD olarak ödendiği belirtildiğinden ilgili döneme ait İş Bankası kayıtları celbedilerek ödemeler hesaplanan kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarından mahsup edilmelidir.
3-İşçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 59"uncu maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı işçi davalı işverenin yurtdışı şantiyelerinde kesintili olarak çalışmıştır. Davacının yıllık izin ücreti alacağı istemi yönünden yıllık izin talep formları ve polnet kayıtlarıyla uyumlu olan 49 günlük yıllık izin kullanımı toplam hakedilen yıllık izin süresinden düşülerek hüküm kurulmuştur. Ancak izin kullandırılan dönem haricinde bordroda yer alan yıllık ücretli izin tahakkukları dikkate alınmamıştır.
Yıllık izin ödemesi adı altında bordroda yer alan tahakkukların işçinin farklı şantiyelerdeki çalışmalarının iş bitimi sebebiyle sona erdiği dönemlere rastlayıp rastlamadığı yönünde bilirkişi raporundaki değerlendirmeler de dikkate alınmamıştır. İşverence bordroda yer alan ödemelerin işçinin banka hesabına yapıldığı savunulmuş olmakla bu yönde gerekirse ilgili banka kayıtları ile cari hesap ekstresi ve bordroda gösterilen miktarlar karşılaştırılarak iş bitimi sebebiyle çıkışların verildiği dönemde yapılan ödemelerin karşılığı olan izin günleri ile çalışma dönemi içine rastlamakla birlikte izinlerin kullandırıldığını gösteren imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile desteklenen izin tahakkukları hesaplamadan düşülmelidir.
Dosyada yıllık izin talep formlarına göre kullanılan izin günleri zaten mahsup edildiğinden, açıkça yıllık ücretli izin olarak gösterilen ve iş bitimi dönemlerine denk gelen 2009/12. ay, 2013/8 ve 2015/4. aylardaki yıllık izin ödemeleri de mahsup edilmelidir.
Bu konuda eksik incelemeyle karar verilmesi hatalıdır.
Sonuç:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 25/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.