Görevi kötüye kullanmak - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2020/8369 Esas 2021/701 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/8369
Karar No: 2021/701
Karar Tarihi: 18.02.2021

Görevi kötüye kullanmak - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2020/8369 Esas 2021/701 Karar Sayılı İlamı

9. Ceza Dairesi         2020/8369 E.  ,  2021/701 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
    Suç : Görevi kötüye kullanmak
    Hüküm : Mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanık hakkında görevi kötüye kullanmak suçundan Türk Ceza Kanunu’nun 257/2. maddesi uyarınca mahkumiyet kararı verilmekle birlikte TCK"nın 53/5. maddesi uyarınca güvenlik tedbirine hükmedilmemiş ise de;
    TCK"nın 53/5 maddesinde düzenlenen "Belli bir hak ve yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen kasıtlı suçlar dolayısıyla bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına" dair yaptırımın bir güvenlik tedbiri olması nedeniyle 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi kapsamında aleyhe bozma yasağına konu olmayacağı, diğer bir ifade ile söz konusu maddenin hükümde uygulanmamasının sanık yararına kazanılmış hak oluşturmayacağı, bu nedenle infaz aşamasında re"sen göz önüne alınmasının gerekeceği anlaşılmakla sanık hakkında TCK"nın 53/5. maddesindeki "Belirli hak ve yetkilerin kullanılmasının yasaklanmasına" dair güvenlik tedbirine hükmedilmesinin infaz aşamasında olanaklı olduğu görülmüştür.
    28/06/2014 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasanın 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanunun 106/3 maddesi hükmüne aykırı olarak infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin sanığa ihtarına karar verilmesi hususunun da infaz aşamasında nazara alınması mümkün görülmüştür.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanık müdafiinin ve katılan vekilinin diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
    1136 sayılı Kanun’un 168 ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/5. maddesi uyarınca, kendisini vekille temsil ettiren katılan lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, somut olayda ise katılan vekilinin baro tarafından zorunlu müdafii olarak atandığı ve katılan lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Yasaya aykırı, katılan vekilinin ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından "Katılan kendisini vekille temsil ettirdiğinden avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 5.450 TL maktu vekalet ücretinin sanıktan alınıp, katılana verilmesine" şeklindeki bölümün çıkartılarak, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 18/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.











    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.