1. Hukuk Dairesi 2014/14328 E. , 2016/1996 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, ECRİMİSİL
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece, ecrimisil isteğinin reddine, elatmanın önlenmesi isteği konusuz kaldığından, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına ilişkin olarak verilen karar, davacı ve davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..." ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacı, kayden maliki olduğu 824 ada 6 parsel sayılı taşınmazdaki 6 nolu bağımsız bölümü çocuğu İsmail" e kiraladığını, davalının İsmail" in eşi olduğunu, oğlu ile davalının birlikte oturduklarını, ancak boşanmaları üzerine İ..." in 22/5/2007 tarihinde taşınmazı terk ettiğini, davalının ise taşınmazı kira bedeli ödemeksizin kullandığını ileri sürüp, elatmanın önlenmesini ve ecrimisil istemiştir.
Davalı, taşınmazın aile konutu olarak kullanılması nedeniyle görevli mahkemenin aile mahkemesi olduğunu, davacının çocuğu İsmail ile .... Aile Mahkemesi"nin 03/6/2008 tarihinde kesinleşen, 25/3/2008 tarih, 2007/364 esas, 2008/215 karar sayılı kararı ile boşandıklarını, kira sözleşmesinin her yıl yenilenmesine gerek olmadığını, taşınmazı davacının muvafakatı ile kullanmaya devam ettiğini, işgalci olmadığını, dava dilekçesinde delil olarak belirtilen ihtarnameden haberdar edilmediğini, istenen ecrimisil miktarının yüksek olduğunu belirtip, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kira ilişkisinden doğan alacak davalarına bakma görevinin sulh hukuk mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle, dava dilekçesinin reddi ile mahkemenin görevsizliğine ilişkin olarak verilen karar, Dairece; “...boşanma ile davalının kira sözleşmesinin tarafı olan kiracı eşine teban tasarruf imkanının ortadan kalktığı, mahkemece, davalının bu yerde oturmasının haklı bir nedene dayanıp dayanmadığının tartışılması ve işin esası hakkında hüküm kurulması gerektiği....” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyulmak suretiyle yargılamaya devam edilerek, davalının dava konusu taşınmazda davacının rızası ile oturduğu, dava devam ederken taşınmazın boşaltıldığı gerekçesiyle, ecrimisil isteğinin reddine, etmanın önlenmesi isteğinin konusu kalmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Özellikle, davacıya ait bağımsız bölümün, muvafakata dayalı olarak kullanıldığı, dava açılmakla muvaffakatin geri alındığı, taşınmazı muvaffakate dayalı olarak kullanan davalının, kötüniyetli zilyedin malike ödemekle yükümlü olduğu ecrimisilden sorumlu tutulamayacağı gözetilerek, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
Davalının tüm, davacının öteki temyiz itirazları yerinde olmadığından, reddine, davacının sair temyiz itirazlarına gelince; karar tarihinde geçerli olan Avukatlık Ücret Tarifesinin 6. maddesinde, anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulh nedenleriyle; delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı gereğinin yerine getirilmesinden önce giderilirse, tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, karar gereğinin yerine getirilmesinden sonra giderilirse tamamına hükmolunacağı kuralı getirilmiştir.
Somut olayda, dava konusu taşınmaz, delillerin toplanmasına ilişkin ara karardan sonra boşaltıldığına göre, davacı lehine tam avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken, yarısına hükmedilmesi doğru değil ise de, bu husus yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, hükmün davacı vekili için takdir edilen vekalet ücreti ile ilgili 4. paragrafındaki "6.725,00-TL" ibaresinin "13.450,00-TL" şeklinde düzeltilmesine, davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.