10. Hukuk Dairesi 2016/11282 E. , 2018/9811 K.
"İçtihat Metni"....
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, yapılan yargılama neticesinde hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı ve davalılardan ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, 09.04.2009 tarihli iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan peşin sermaye değerli gelir ile masraf ve ödemelerden oluşan Kurum zararının rücuan tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 21 ve 23. maddeleridir.
Rücu davaları, kusur sorumluluğuna dayanmakta olup, iş kazasında kusuru olanlar davacı Kurumun rücu alacağından kusurları karşılığında sorumludur. Kusurun belirlenmesinde ise; zararlandırıcı sigorta olayının ne şekilde oluştuğunun, dosya içeriğindeki tüm deliller taktir olunarak belirlenmesi ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, konusunda uzman sayılacak kişilerden oluşturulacak bilirkişi heyetinden, aynı olay nedeni ile daha önce açılmış ve kesinleşmiş tazminat ve ceza davaları varsa, bu davalardaki kusur raporları ile çelişki oluşturmayacak şekilde kusur oran ve aidiyeti konusunda rapor alınması gereklidir. Kusur durumu saptanırken, iş güvenliği mevzuatına göre hangi önlemlerin alınması gerektiğinin, bu önlemlerin işverence alınıp alınmadığının ve alınmış önlemlere sigortalı işçinin uyup uymadığının, 5510 sayılı Kanunun 21. maddesi, 4857 sayılı Kanunun 77. maddesi çerçevesinde değerlendirilerek belirlenmesi gerekir.
Sigortalı veya hak sahipleri tarafından tazmin sorumluları aleyhine açılan tazminat davalarında alınan kusur tespitine ilişkin bilirkişi raporları ile ulaşılan sonuçlar, rücu davasında Kurumun taraf olmaması nedeniyle bağlayıcı nitelikte bulunmamakta ise de işçi sağlığı ve iş güvenliği kuralları yönünden ayrıntılı irdeleme içermesi halinde güçlü delil olarak kabul edilmektedir.
Dosya kapsamından, iş kazası nedeniyle........’nin % 20, ...’nın % 10, sigortalı......% 70 oranında kusurlu bulunduğunun tespit edildiği, bu davada alınan kusur raporunda ise davalılardan ... ......)’nin % 35, ...’nın %35, sigortalının ise % 30 oranında kusurlu olduğu tespit edilerek davanın kısmen kabulüne karar verildiği, ancak dosya içinde bulunmayan....... Hukuk (iş) Mahkemesinin 2009/149 Esas sayılı dosyasında.....ve ... ile...... aleyhine sigortalı tarafından açılan “maddi ve manevi tazminat” talepli davada ...’nin % 50, ...’nın %10, sigortalı .......’ın % 40 oranında kusurlu bulunduğunun tespit edildiği ........ üzerinden yapılan incelemede anlaşılmıştır. Anılan raporlar arasında çelişki mevcut olmakla, Mahkemece bu çelişki giderilmeksizin karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında Mahkemece, tazminat dosyası celp edilerek irdelenmeli, tazminat dosyasının kesinleşmesi halinde tazminat davasında verilen kararın güçlü delil oluşturduğu hususu ile ceza davasında belirlenen maddi olguların bağlayıcı olacağı hususu da gözetilmek suretiyle davalılar ve dava dışı kişilerin kusur oran ve aidiyetleri; iş kazasının gerçekleştiği iş kolu ile iş güvenliği alanında uzman kişilerden seçilecek bilirkişi kurulundan yeniden kusur raporu aldırılmak suretiyle maddi oluşa ve kanuna uygun olarak belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, temyiz eden vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı ..."ye iadesine, 22.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
......