14. Hukuk Dairesi 2015/6408 E. , 2016/10577 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.01.2011 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.11.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
KA R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı 378 ada 44 parselde ortaklığın satış suretiyle giderilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK"nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.
Somut olaya gelince, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan zemin ve iki normal katlı betonarme binanın zemin ve ikinci katı hakkında davalı ..."ın muhdesat iddiasının bulunduğu, davalı ..."ın bu hususta açtığı muhdesatın aidiyetinin tespiti istemli davada, imar uygulaması ile taşınmazda paydaş haline gelen davalı ... Başkanlığının ve davalı ..."ın, dava konusu taşınmazdaki muhdesat ile ilgilerinin bulunmadığı hususu gerekçeli kararda da belirtilmek suretiyle, mevcut binanın 1 ve 3 nolu dairelerinin ..."a aidiyetine yönelik karar verildiği ve ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 20.02.2014 tarih, 2013/195 Esas, 2014/139 Karar sayılı kararının, 14.07.2014 tarihinde kesinleştiği görülmektedir.
Öte yandan Davalı ..., 20.09.2011 tarihli ve 20.12.2011 tarihli celselerde dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan binadaki orta kat dairenin, davacıların mırasbırakanı ..."a ait olduğunu belirtmiştir. O halde yukarıda değinilen ilkeler gözetilmek suretiyle ve belirtilen beyanlar ile kesinleşen mahkeme kararı gözetilerek muhdesat oranlaması yapılması gerekirken bu hususlar gözetilmeksizin düzenlenen bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulması doğru görülmemiş, belirtilen nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle bir kısım davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 20.12.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.