14. Hukuk Dairesi 2016/11597 E. , 2016/10574 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından 05.02.2014 günüde davalılar aleyhine 11.09.2015 gününde verilen dilekçeler ile davalı ... ve Sabri aleyhine tapu iptali ve tescil, mümkün olmaz ise tazminat, ıslahen sadece tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; asıl dava yönünden ve birleştirilen dava yönünden tazminat isteminin davalılar ... ve ... yönünden kabulüne, asıl davada davalı ... yönünden davanın husumet yönünden reddine dair verilen 19.01.2016 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalılar ... ve ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 20.12.2016 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekili Av. ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafın sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KA R A R
Dava, davalı arsa sahipleri adına kayıtlı 397 ada 2 sayılı parselde, inşa edilen 2. kattaki 5 nolu bağımsız bölümü davalı arsa sahiplerinin vekil tayin ettikleri ... tarafından satılan taşınmazın tapusunun iptali ve tescil ıslahen çekişmeli bölüm dava sırasında 03.04.2014 tarihinde .... isimli üçüncü şahsa satılmış olduğundan ifa imkansızlığı nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
Davalı arsa sahipleri vekili, yüklenici davalı ... ile aralarında 07.07.2011 tarih 9225 yevmiye nolu satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını; ancak, yüklenicinin inşaatı bitirmeden kaçtığını, 04.12.2013 tarih 14229 yevmiye nolu azilname ile davalı yüklenici ..."ın vekaletten azledildiğini, davanın yükleniciye verilen vekaletnameye değil kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayandığını; ancak, yüklenicinin edimini yerine getirmediğini, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının davalı vekil ... ile yapmış olduğu taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin 07.07.2011 tarih 9226 yevmiye nolu vekaletnameye göre davalı asiller ... ve ..."yi bağlayıcı nitelikte olduğu gerekçesiyle; ayrıca, dava ıslahen tazminat istemine çevrildiğinden asıl dava ve birleştirilen dava yönünden tazminat isteminin kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar ... ve ... vekili temyiz etmiştir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır.
Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır. Söz konusu taşınmazın da bir konut satış sözleşmesiyle satın alındığı belirtilerek bu dava açılmıştır.
Anılan kanunun 3. maddesinin (k) bendindeki tanıma göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (l) bendindeki tanıma göre de tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73. maddesinin (1) bendi gereğince de bu kanun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılması gerekir.
Somut olaya gelince; davacı tüketici, davalı yüklenici ... ile akdettiği 17.08.2012 tarih 10067 yevmiye nolu taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanarak, temlike dayalı tapu iptali ve tescil ıslahen tazminat isteminde bulunduğundan o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi, aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması yasadan kaynaklanan bir zorunluluktur. Mahkemece kamu düzeninden olan görev hususu re’sen gözetilerek yukarıda yazılı olduğu şekilde işlem yapılması gerekirken çekişmenin esasının incelenip hükme bağlanması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 1350 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak temyiz eden davalılar ... ve ..."a verilmesine, 20.12.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.