4. Hukuk Dairesi 2014/643 E. , 2014/12966 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/10/2013
NUMARASI : 2002/296-2013/332
Davacı Türk Telekomünikasyon A.Ş. vekili Avukat S.. Ş. tarafından, davalı K.. Y.. aleyhine 18/06/2002 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 10/10/2013 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili, duruşmasız olarak incelenmesi de davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 14/10/2014 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat İ.. K.. ile karşı taraftan davacı vekili Avukat İ.. Ö.. geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
Dava, haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
Davacı, davalının ambar talep çıkış fişleri üzerinde tahrifat ve eklemeler yapmak suretiyle, Teknik İşletme Yatırım Müdürlüğüne verilmiş gibi görülmesini sağlayarak kabloları, ambardan çıkarttığı ve sattığı iddiası ile eldeki tazminat davasını açmıştır.
Davalı, yanlışlık olduğu zaman fişler üzerinde düzeltme yaptığını kabul etmekle birlikte; bunun usulsüz olmadığını, davaya konu edilen kabloların ambardan çıkışının yapılarak Teknik İşletme Yatırım Müdürlüğü personeline teslim edildiğini belirterek davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme, teslim alan personelin isteği olsa dahi ambar memurunun teslim alan personelin bu isteğini paraflandırması gerektiğini, üzerinde düzeltme yapılarak nitelikleri ve miktarları değiştirilen talep çıkış fişlerinin hemen hemen aynı malzeme çıkışına ait olduğunu, bu kabloların çok pahalı kablolar olduğunu, sadece bu ortak özelliklere sahip kablolara ait talep çıkış fişleri üzerinde düzeltme ve tahrifat bulunduğunu, bu durumun tesadüf sınırlarını aştığını, Sakarya Emniyet Müdürlüğü tarafından 02/02/2002 tarihinde dava dışı C..N.... isimli hurdacıya ait hurda deposunda yapılan aramada davacı tarafa ait iki adet makara kablosunun bulunduğu dikkate alındığında, dava dışı kişinin iş yerinde bulunan kablolarla ambardan çıkışları yapılan kabloların aynı kablolar olabileceğinin kuvvetle muhtemel olduğunu, dava konusu kabloların kullanım sahası dar olduğu için azalması veya fark edilmesinin oldukça zaman alabileceğini, tamamen tesadüfi bir şekilde dava dışı üçüncü kişinin iş yerinde bulunması neticesinde olayın ortaya çıktığını, belirtilen bu hususlara işaret eden 20/06/2013 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alındığını belirterek davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Dosya kapsamından, davalının davacı şirketin Bolu İl Telekom Müdürlüğü"nde ambar memuru olduğu, emniyet güçleri tarafından dava dışı C.. N... adlı hurdacının deposunda 2 adet makara kablonun yakalanması üzerine, İl Müdürlüklerinde müfettiş tarafından yapılan soruşturma sonucunda; yakalanan bu 2 makara da dahil olmak üzere toplam 11.722 metre 30 makara 100-09 librajlı kablonun da davalının çalıştığı malzeme ambarından eksildiğinin belirtildiği, davalı hakkında hizmet nedeniyle emniyeti suistimal suçundan kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonunda mahkumiyete yeter delil bulunmadığından beraat kararı verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine davanın zamanaşımı nedeniyle düşmesine hükmedildiği görülmektedir.
Dosyada bulunan talep çıkış fişlerinde düzeltmeler mevcut olup, ibraz edilemeyen nüshalarında da aynı düzeltmelerinin bulunup bulunmadığının tespit edilemediği, talep çıkış fişlerinin tüm nüshalarının incelenerek ancak sonuca ulaşılabileceği, dosyada mevcut nüshaların dahi değişik müdürlüklerde ve birimlerde muhafaza edildiği dikkate alındığında, sadece ambar memuru olan davalının kendisinde kalan nüshanın dışındaki nüshalara nasıl nüfuz edebildiğinin somut olarak belirlenemediği, bu nedenle zarara hangi aşamada sebep olunduğunun tespit edilemediği, gerek ceza yargılaması sırasında alınan heyet raporu, gerek ceza dosyası kapsamı ve ceza mahkemesi kararının gerekçesi, gerek eldeki tazminat dosyasında alınan 14/03/2013 tarihli heyet raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının uğradığını iddia ettiği zarara, davalının sebep olduğunun kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan 20/06/2013 tarihli bilirkişi raporu, varsayımlara dayalıdır. Davanın ispatlanamadığından reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile zarardan davalının sorumlu tutulması doğru değildir. Mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve davalı yararına takdir olunan 1.100,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine, davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 14/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.