Esas No: 2009/10609
Karar No: 2010/3946
Karar Tarihi: 16.03.2010
Ortak Giderlerin Teminatı - Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2009/10609 Esas 2010/3946 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalılar, icra takibi yapılması nedeniyle itiraz etmişlerdir. Davacı, itirazın iptali ve icra inkar tazminatının davalılardan tahsili için dava açmıştır. Mahkeme, itirazın iptali yönünde karar vermiş ancak icra inkar tazminatı talebini reddetmiştir. Davacının davalılardan sadece birinin alacağına ilişkin talebi kabul edilmiştir. Ancak, mahkeme, davalılardan M.. E.. hakkında da karar vermiştir. Kanun madde numarası 634 olan Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 22. maddesi, bağımsız bölüm maliki yanında anataşınmazda kira akdine veya sükna hakkına dayanarak devamlı bir şekilde faydalananların ortak giderlerden müteselsilen sorumlu olduğunu belirtmektedir. Ancak, takip tarihinde anataşınmazı tahliye etmiş olan kişi hakkında bu hüküm geçerli değildir. Kiracının sorumluluğu yalnızca kira miktarı ile sınırlıdır ve bu şekilde sorumlu tutulan kiracının kira borcu, bağımsız bölüm maliki ile kiracı arasındaki sözleşmeye tabi olmak üzere kira borcundan da düşülebilir.
18. Hukuk Dairesi 2009/10609 E., 2010/3946 K.
18. Hukuk Dairesi 2009/10609 E., 2010/3946 K.
- ORTAK GİDERLERİN TEMİNATI
- 634 S. KAT MÜLKİYETİ KANUNU [ Madde 22 ]
"İçtihat Metni"
Dava dilekçesinde, itirazın iptali ve %40"dan az olmamak üzere icra İnkar tazminatının faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde, 207 numaralı işyerinin su borcunu ödememesi nedeniyle davalılar aleyhine İzmir 20.İcra Müdürlüğünün 2007/26591 Esas sayılı dosyası ile icra takibi yaptıklarını, yapılan icra takibine davalıların itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, bu sebeple, davalılardan E.. D.. için 423YTL asıl alacak, 517 YTL işlemiş faiz üzerinden, diğer davalı M.. E.. için ise takibe konu tüm alacak üzerinden itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının davalılardan tahsilini istemiş, mahkemece; davanın kısmen kabulü ile her iki davalı yönünden de itirazın iptaline, icra inkar tazminatı talebinin ise reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Davacı vekili dava dilekçesinde davalılardan E.. D.. yönünden 423 YTL asıl alacak ve 517 YTL işlemiş faiz üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemesine karşın, mahkemece; HUMK"nun 74.maddesine aykırı olarak talep aşılmak suretiyle takibe konu tüm alacak üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi,
2-Davalılardan M.. E.. vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin, 01.02.1996 tarihinden 27.04.2004 tarihine kadar dava konusu bağımsız bölümde kiracı olduğunu, bu tarihten sonra ise dava konusu bağımsız bölümü tahliye ettiğini, bu sebeple takibe konu borçtan sorumlu tutulamayacağını ileri sürmüş, dosya içerisine sunduğu Maliye Bakanlığı İzmir Defterdarlığı Kemeraltı Vergi Dairesince düzenlenmiş 04.05.2004 günlü "yoklama fişi"nden de davalının dava konusu bağımsız bölümdeki bürosunu 27.04.2004 tarihinde başka bir adrese naklettiği belirtilmiştir.
Kat Mülkiyeti Yasasının 22. maddesi hükmüne göre, bağımsız bölüm maliki yanında anataşınmazda kira akdine veya sükna hakkına dayanarak devamlı bir şekilde faydalananlar ortak giderlerden müteselsilen sorumlu ise de, takibin yapıldığı tarihte anataşınmazı tahliye etmiş olan kişi hakkında bu yasa hükmü geçmiş döneme ilişkin ortak giderlere ait olsa bile uygulanmaz. Çünkü sözü edilen maddenin 1. fıkrasının son cümlesi hükmüne göre, bu şekilde sorumlu tutulan kiracının sorumluluğu ancak kira miktarı ile sınırlı olduğu gibi, bu davada dikkate alınmayacak olan bağımsız bölüm maliki ile kiracı arasındaki sözleşmeye tabi olmak üzere kira borcundan da düşülebilecektir.
Mahkemece takip tarihinde, davalılar arasındaki kira ilişkisinin sona erip ermediği kesin olarak belirlenmeli; sona ermiş ise davalı M.. E..ş yönünden davanın reddine karar vermek gerekirken, bu davalı hakkındaki davanın da kabulü şeklinde hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 16.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.