Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/9675
Karar No: 2016/10569
Karar Tarihi: 20.12.2016

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/9675 Esas 2016/10569 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2016/9675 E.  ,  2016/10569 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.04.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 20.12.2016 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. .... ile karşı taraftan davacı vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    KA R A R
    Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı vekili 19/04/2013 tarihli dilekçesi ile 1591 parsel 18658 m2 tarla cinsli taşınmazda paylı malik olup, davalının 03.04.2013 (33.895 TL) ve 04.04.2013 (300.000 TL) tarihinde satın aldığı (toplam 11.396 m2) payın önalım hakkı nedeniyle iptalini, adına tescilini istemiştir.
    Davacı vekili 2012/406 Esas sayılı dosyada ortaklığın giderilmesi davasının derdest olduğunu, 200 civarında kişinin dava konusu parselde paydaş olup, taksimin mümkün bulunmadığını, davacının kullandığı yer bulunmadığı gibi 2013/1091 sayılı savcılık iddianamesine göre rızai taksim bulunmadığını beyanla davanın kabulünü istemiştir.
    Davalı vekili taşınmaz malikleri arasında rızai taksim söz konusu olduğunu, davacının 02.04.2013 tarihinde tapuda intikal yaptırdıktan hemen sonra kötüniyetle (kullandığım yer yoktur deyip) dava açtığını, ayrıca sunmuş olduğu belgelerden anlaşılacağı üzere 2011 yılında .... Bankasından üzerindeki (2000 yılında inşa edilmiş olan) çırçır fabrikası ile birlikte 20.10.2011 tarihinde bedelini makbuzlar ile satıcı bankaya ödeyip zilyetliğini devir aldığını, ancak 3083 sayılı Yasa gereğince tapunun 04.04.2013 tarihinde banka tarafından devir edilen fabrika bölümünün, 03.04.2013 tarihinde diğer payı satan...."a ait bölümün ve davacıların murislerine ait mirasçılar
    tarafından ev ve ahır bulunan bölümün ayrı ayrı kullanıldığını, fiili taksim bulunduğunu, 2006/197 sayılı icra dosyası, 16.04.2003 tarihli rızai taksim sözleşmesi ve ekli krokisi ile birlikte tüm deliller getirtildikten sonra savunma tanıkları dinlenip davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, 26.09.2014 tarihinde yapılan keşif, rapor ve kroki ve fotoğraflarda ve 23.10.2014 tarihli oturumda dinlenen tanık beyanlarına göre her bir paydaşa taşınmazda kullanabileceği yer tahsis edildiğini davalının ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.2.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
    Somut olayda; duruşmada dinlenen tanıklar, dava konusu taşınmazın fiilen taksim edildiğine ilişkin beyanlarda bulunmuşlardır. Ancak, taşınmaz üzerinde fiili taksim olup olmadığı varsa taşınmazın hangi bölümünün kimler tarafından ve ne şekilde kullanıldığı hususları açıklığa kavuşturulamamıştır. Bu nedenle öncelikle davalının dayandığı taksim sözleşmesi ve taksim krokisi ve taraf delilleri tümü toplandıktan sonra mahallinde yeniden keşif yapılarak, HMK"nun 259/2. maddesi gereğince tarafların tanıkları taşınmaz başında dinlenerek davacının miras bırakanının öteden beri belirli bir yeri kullanıp kullanmadığı ve davalıya pay satan kişilerin kullandığı ayrı ayrı bölümler bulunup bulunmadığı belirlenerek, çelişkili beyanlar varsa giderilerek ve tanıklarca gösterilecek yerler fen bilirkişisi tarafından düzenlenecek krokide denetime elverişli şekilde işaretlenmek suretiyle fiili taksimin mevcut olup olmadığı saptanmalı, varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
    Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 1.350 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak temyiz eden davalıya verilmesine, 20.12.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi