4. Hukuk Dairesi 2013/17928 E. , 2014/12958 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı aleyhine 07/02/2012 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarının ihlaline dayalı manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın reddine dair verilen 06/09/2013 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 14/10/2014 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat Köksal Yıldırım ile karşı taraftan davalı vekili Avukat geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve davalı yararına takdir olunan 1.100,00 TL duruşma avukatlık ücreti ile aşağıda yazılı onama harcının davacıya yükletilmesine, peşin alınan harcın bundan mahsubuna 14/10/2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın giderilmesi, basılı ve internet ortamında yayımlanan haberlerin hukuka aykırılığının tespiti, yayımların kaldırılması ve erişiminin engellenmesi ile mahkeme kararının yayımlanarak ilan edilmesi istemlerine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş; davacının temyizi üzerine hüküm, Dairemiz çoğunluğu tarafından onanmıştır.
6, 7, 8 Ocak 2012 tarihli nüshalarının 1. sayfalarında ve iç. sayfalarında “bakanı bu işleri iyi bilir” “, “ “İmtiyaz’ı ihaleyle mi bedava mı verdin?” başlıklarıyla verilen ve davacı ile ihale ile alan şirketin sahibinin resimlerinin konduğu haberler dava konusu edilerek, olan davacının, bu ağır itham ve iftiralar ile yalan ve gerçeğe aykırı haberler karşısında kişilik haklarının saldırıya uğradığı ileri sürülmüştür.
Bilindiği üzere; 25. maddesi düşünce ve kanaat hürriyetini, 26. maddesi düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetini, 28. maddesi basın hürriyetini düzenlemiştir.Keza 5187 sayılı Basın Yasası’nın 1. ve 3. maddelerinde de benzer hükümler yer almıştır.Bu hususlarda duraksama ve tartışma yoktur. Ancak, dava konusu bu haberleri basın özgürlüğü kapsamında mütalaa etmek mümkün değildir.
Şöyle ki; bu haberleri, havalimanı ile şehir merkezi arasında yolcu transferi yapan nda ortağı olduğu ile davalı yayın organının organik bağı bulunan ve benzeri çalışmalar yapan ve yine davalının bünyesinde yer alan ve deniz taşımacılığı sektöründe faaliyet gösteren arasındaki ticari ihtilaflardan ve çıkar çatışmasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, halkı bilgilendirme ve kamu yararından öte davalının organik bağı bulunan ticari şirketlerinin çıkarını ön plana aldığı izlenimi edinilen başlık ve haberlerdeki ifadeler okuyucu nezdinde bakan olan davacının şeref ve itibarını tahribe yöneliktir.Şu durumda davacı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 24. ve 25 maddelerinde kendisine tanınan hakları kullanabilir, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 41 ve devamı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 ve devamı maddelerindeki hükümlerin uygulanmasını isteyebilir.
Bu itibarla; davacının kişilik hakkına açıkça saldırı bulunduğundan, davanın kabulü gerektiği vicdani kanaatiyle davayı tümden reddeden yerel mahkeme hükmünü onayan Daire çoğunluğun kararına karşıyım. 14/10/2014