23. Hukuk Dairesi 2014/5141 E. , 2014/4873 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 04/12/2012
NUMARASI : 2007/358-2012/439
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 27.03.2013 tarih ve 1256 E., 1921 K. sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı tarafından duruşmalı olarak istenilmekle karar düzeltme aşamasında duruşma yapılamayacağından, duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği görüşüldü.
- K A R A R -
Davacı, davalı kooperatifin üyesi olduğunu, kooperatif yönetiminin, 2004 yılında kooperatif inşaatları devam ederken, inşaat halindeki konutların tapularını üyelere verdiğini ve kendisinin ödenmeyen aidat veya aidat faiz borcu olması ihtimaline karşı teminat olarak iki adet boş bonoyu imzalayarak kooperatif yönetimine verdiğini, bu konuda alınmış bir genel kurul kararı olmadığını, senedi baskı altında verdiğini, üyelere verilen dairelerin içinin kendileri tarafından yapıldığını, bakanlık müfettişlerince yapılan inceleme sonucu, kooperatif bünyesinde birçok usulsüzlük bulunduğunun tespit edildiğini, önceki yönetim kurulu başkanı R. D.."ın hem kooperatif yöneticiliği, hem de D.... Emlak Ltd. Şti."nin ortağı olduğunu, yapılan usulsüzlüklere karşı çıkması nedeniyle kooperatife verdiği bonolardan bir tanesine 139.149,00 TL yazılarak kendisi aleyhine icra takibi başlatıldığını, bunun üzerine menfi tespit davası açtığını ve davanın derdest olduğunu, 2004 yılında kooperatif yönetimi tarafından diğer bononun kendisine iade edileceğine dair yazı göndermesine rağmen, senedin iade edilmediğini ileri sürerek, boş bono nedeniyle kooperatife borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalı kooperatifin 23.07.2006 tarihinde yapılan genel kurulunda, aidat ödemekle yükümlü olan 46 ortak için 28.138,00 Euro borçlarının sabitlendiği ve bu kişiler arasında olan davacıdan da boş olarak alınan teminat senedine bu meblağın yazıldığı, anılan genel kurul kararlarının iptali amacıyla açılan davanın reddine dair verilen kararın kesinleştiği, aynı genel kurul kararlarının yokluğunun tespiti amacıyla aynı sebeplere dayalı olarak açılan davanın sonucunun beklenmesine gerek bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 27.03.2013 tarih ve 2013/1256 E., 1921 K. sayılı ilamıyla onanmıştır.
Bu kez, davacı karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1)Davacı tarafça 23.07.2006 tarihli genel kurul kararına dayalı olarak verilen bonodan dolayı borçlu olmadığının tespiti istenmiş olup, 23.07.2006 tarihli genel kurulun maliyet hesaplarının ahlak, adap, iyiniyet esaslarına aykırı ve yoklukla batıl olduğunun tespiti iddiasıyla Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2011/242 E. sayılı dava açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece, bu davanın sonuçlanması ve kesinleşmesinin beklenmesi gerekirken, sonucunun beklenmesine gerek bulunmadığı belirtilmiş olup, bu gerekçede isabet bulunmamaktadır.
Ne var ki, anılan davanın mahkemece reddedildiği, davacı tarafın temyiz isteminin Dairemizin 26.12.2013 tarih ve 6712 E., 8340 K. sayılı ilamı ile reddedilerek yerel mahkeme kararının onandığı, yine davacı tarafın karar düzeltme isteminin ise Dairemizin 25.06.2014 tarih ve 3559 E., 4872 K. sayılı ilamıyla reddine karar verildiği, buna göre anılan davanın reddine ilişkin hüküm kesinleşmiş olduğundan, gerekçedeki yanılgının sonuca etkili olmadığı anlaşılmıştır.
Bu açıklamalara ve dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacının HUMK"nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
2)Dairemiz onama ilamında, dava dilekçesi ve temyiz dilekçesi davacı asıl tarafından sunulduğu halde, Dairemiz ilamının giriş kısmı, dava dilekçesi özeti, temyiz edenin anlatımı bölümleri ile ilamın son paragrafı ve "SONUÇ" bölümünde “davacı vekili” ibarelerine yer verilmesi doğru olmadığı gibi, bilirkişi raporu alınmadığı halde, yerel mahkeme kararının gerekçesinin anlatıldığı bölümde “benimsenen bilirkişi raporu” ibarelerine yer verilmesi de hatalı olmuş ise de, HMK’nın 304. maddesi uyarınca, bu yanlışlıkların aşağıdaki şekilde düzeltilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacının karar düzeltme isteminin REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, Dairemizin 27.03.2013 tarih ve 1256 E, 1921 K sayılı ilamı içeriğindeki "davacı vekilince", "Davacı vekili", "davacı vekilinin" ibarelerinin tamamının Dairemiz ilamından çıkarılması, yerlerine sırasıyla, "davacı tarafından", "Davacı", "davacı", "davacının", "davacının" ibarelerinin yazılması, mahkeme kararının özetlendiği kısımdaki “benimsenen bilirkişi raporu” ibaresinin Dairemiz ilamından çıkartılması suretiyle MADDİ HATANIN DÜZELTİLMESİNE, 1,95 TL harç ve takdiren 226,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 25.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.