1. Hukuk Dairesi 2016/205 E. , 2016/1861 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... "in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, 5737 Sayılı Yasanın 17.maddesine dayalı tapu iptal ve tescil isteklerine ilişkindir.
Davacı Vakıflar İdaresi, eski 360 ada 53 ve 58 parsel sayılı taşınmazların ifrazından meydana gelen 1352 ada 6 parsel sayılı 5626.29 m2 yüzölçümlü taşınmazın ...Vakfından icareli olarak ... adına kayıtlı iken, adı geçenin vârissiz ölümü nedeniyle ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 1983/1924 Esas, 1984/1038 sayılı kararı ile 28.03.2005 tarihinde davalı ... adına tescil edildiğini, 5737 Sayılı Yasanın 17.maddesi uyarınca taşınmazın vakfı adına tescili gerektiğini ileri sürerek Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile vakfı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine, eski 360 ada 53 ve 58 parsel sayılı taşınmazlarda hükmen paydaş iken, imar uygulaması sonucunda 1563 ada 6 parsel sayılı taşınmazın ... adına tescil edildiğini, vakfın niteliğinin araştırılması gerektiğini, vakıf şerhi bulunmasının tek başına mahlülen vakfına intikal edeceği şeklinde yorumlanmasının hukuken mümkün olmadığını, anılan vakfın gayri sahih vakıf olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 5737 Sayılı Yasanın 17.maddesinin koşulları oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, eski 360 ada 53 ve 58 parsel sayılı taşınmazların 04.04.1984 tarihinde Vicdan, davalı Hazine ve dava dışı kişiler adına paylı mülkiyet üzere tescil edildiği, 53 ve 58 parsel sayılı taşınmazların 21.10.1998 tarihinde imar uygulamasına tabi tutularak oluşan 1563 ada 5 parsel sayılı taşınmazda Vicdan ve dava dışı kişinin paydaş kılındığı, 1563 ada 6 parsel sayılı taşınmazın da ... adına tescil edildiği, daha sonra 28.03.2005 tarihinde yapılan ikinci imar uygulaması ile 1352 ada 5 parsel sayılı taşınmazın Vicdan ve dava dışı kişi adına, aynı uygulama ile 1352 ada 6 parsel sayılı taşınmazın da davalı Hazine adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, davacı Vakıflar İdaresinin çekişme konusu 1352 ada 6 parsel sayılı taşınmazın öncesini oluşturan 53 ve 58 parsel sayılı taşınmazlardaki paydaş Vicdan’ın payından geldiğini ileri sürerek eldeki davayı açtığına göre, çekişme konusu taşınmazın imar uygulamaları ile hangi paydaşın payına dayalı olarak oluşturulduğunun açıklığa kavuşturulması gerektiği kuşkusuzdur.
Ne var ki, mahkemece bu yönde hükme yeterli bir araştırma ve inceleme yapılmamıştır.
Hâl böyle olunca, öncelikle çekişme konusu taşınmazda yapılmış olan imar işlemlerine ilişkin tüm dayanak belgelerin getirtilmesi, eski 53 ve 58 parsel sayılı taşınmazların hükmen tescil edildiği gözetilerek tescil ilamının temini ile davalı ... ve ...’ın edinme sebeplerinin açıklığa kavuşturulması, gerektiğinde mahallinde keşif yapılarak davaya konu edilen payın gaip olduğu ve payının vakfına dönmesi gerektiği ileri sürülen ...’a ait olup olmadığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması ve ondan sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken anılan husus gözardı edilerek neticeye gidilmesi doğru değildir.
Kabule göre de, yargılama sırasında 13.09.2012 tarihli makbuzla davacı tarafça yatırılan 331.974.15.TL tamamlama harcının iadesine karar verilmemiş olması ve yazılı şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetsizdir.
Tarafların temyiz itirazı açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 Sayılı HMK’nun geçici 3.maddesi yollamasıyla) 1086 Sayılı HUMK’nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.