
Esas No: 2016/4168
Karar No: 2018/12781
Karar Tarihi: 25.12.2018
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/4168 Esas 2018/12781 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan maddi ve cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalılar ... ve ... vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili dava dilekçesinde,müvekkili şirkete ait ... marka otomobile 04.07.2014 tarihinde, davalı ... yönetiminde olan ve ruhsat sahibi ... olan ... Plakalı aracın çarptığını, kaza sonucu müvekkil şirkete ait araçta bulunan ... ile ... hafif şekilde yaralandığını, müvekkil şirkete ait aracın yeni bir araç olduğunu, çarpma sonucu araç hurdaya çıktığını ve sigorta şirketi tarafından satıldığını araç 2013 yılının 12. Ayın sonunda trafiğe çıktığını, o tarihte fatura fiyatı 58.000,00 TL, kaza tarihinde fatura fiyatı 70.000,00 TL olduğunu, araç 7 ay kullandığı için küçük bir yıpranma payı olduğundan kaza tarihî itibarıyla piyasa fiyatı belirsiz olduğunu, bu münasebetle iş bu miktarı belirsiz dava açıldığını,kazadan sonra davacıya Güneş sigorta tarafından 14.000,00 TL, hurdaya çıkan araç için 32.000,00 TL toplamı 46.000,00 TL ödendiğini, olduğunu aracın bugünkü 70.000,00 TL fiyatı dikkate alındığında müvekkilin büyü koranda zarara uğradığının kesin olduğunu, karşı tarafça tüm maddi manevi ödeme yapılmadığından müvekkilinin araç kiralamak zorunda kaldığını belirterek fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere 3.000,00 TL araçtan dolayı, 2.000,00 TL kiralamadan dolayı toplam 5.000,00 TL maddi
tazminata hükmedilmesine, müvekkil Oğuz için 2.000,00 TL, ... İçin 2.000,00 TL olmak üzere toplam 4.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine ve tüm tazminatlar için dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın ıslah dilekçesi dikkate alınarak kısmen kabulü ile,davaya konu araçtan dolayı 6.540,00 TL kiralamadan dolayı 1.440,00 TL olmak üzere toplam 7.980,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacı ... için 2.000,00 TL, Ahmet için 2.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalılar vekilinin davacılar ... ve ... yönünden hükmedilen manevi tazminata ilişkin temyiz talebinin incelenmesinde; 6100 Sayılı HMK"nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2015 tarihinden itibaren 2.080,00 TL’ye çıkarılmıştır.
Temyize konu kararda, davacılar ... ve ... lehine hükmolunan manevi tazminatların 2000,00"er TL olduğu görülmektedir. Karar, anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden, hüküm altına alınan maddi tazminat kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden; davalılar vekilinin bu yöne ilişkin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-1086 sayılı HUMK"nın 388. ve 389. maddeleri ile 6100 sayılı HMK"nın karşılık 297/1-2. maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının
gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimi yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hüküm bulunması gerektiği açıktır.
Mahkemece hükmün gerekçesinde davaya konu aracın değer kaybının 6.500,00 TL, olduğu ifade edilmiş olmasına rağmen; kararın hüküm fıkrasında bu maddi tazminat kalemi yönünden 6.540,00 TL"na hükmedilmiş olması çelişkili olup, taraflar yönünden şüphe ve tereddüt uyandıracak nitelikte olduğundan ve bu yön yukarıda açıklanan yasa maddelerine açık bir aykırılık oluşturduğundan (10.04.1992 gün, ... Esas-1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında da belirtildiği üzere) hükmün bozulması gerekmiştir.
3-Kabule göre, dava, trafik kazası nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybı ve araç mahrumiyet bedelinin tazmini istemine ilişkindir.
Değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.
Somut olayda, davacılar vekili dava dilekçesinde davaya konu kazalı aracın fatura fiyatının 58.000,00 TL olduğunu, kazadan sonra karşı aracın sigortacısı tarafından 14.000,00 TL ayrıca, hurdaya çıkan araç için 32.000,00 TL olmak üzere toplam 46.000,00 TL ödendiğini, aracın güncel fiyatının 70.000,00 TL olduğunu, bu nedenle zararının oluştuğunu, yeni araç alınana kadar araç kiralamak zorunda kaldığını beyanla, değer kaybı ve araç kiralamadan kaynaklanan zararlarının tazminini talep etmiştir. Dilekçe ekinde sunulan araç satış sözleşmesinden kazalı aracın 18.08.2014 tarihinde 32.000,00 TL bedelle satıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece hükme esas alınan 28.12.2015 tarihli bilirkişi raporunda ise, aracın tamirinin ekonomik olup olmadığı, tamiri ekonomik ise tamir süresi ve aracın pert total sayılıp sayılmayacağı hususlarında değerlendirme yapılmadığı gibi, değer kaybı hesaplamasında aracın dava tarihi itibarıyla 2. el fiyatının esas alınmak suretiyle yapılan hesaplamada
araçta oluşan değer kaybı 6.540,00 TL, kaza tarihinden aracın satış tarihine kadar kiralama bedeli ise 1.440,00 TL olarak hesaplanmıştır.
Dosyada alınan bilirkişi raporları hüküm kurmaya elverişli değildir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu durumda, mahkemece yapılacak iş, tarafların dosyaya sundukları tüm bilgi ve belgeler ve bilirkişi raporları ile davalıların bilirkişi raporuna itirazları da gözetilerek, davacı aracının modeli, yaşı, kaza sonucu meydana gelen hasar durumu, km"si, kullanım tarzı vs de gözönünde bulundurularak, dava konusu aracın tamiri ekonomik ise, tamir masraflarının hesaplanması ve değer kaybının az yukarıda açıklanan ilkelere göre belirlenmesi, ekonomik değilse; (pertle ayrılması halinde) aracın yaşı, modeline göre kaza tarihindeki hasarsız 2"ci el piyasa değeri ile sovtaj (hasarlı hali) bedelinin tespiti ile ikinci el değerinden sovtaj düşülerek zararın tesbiti ayrıca aracın tamiri ekonomik ise tamir için geçen süredeki kaybın (ikame araç bedeli) yada perte ayrılması halinde aynı nitelikte araç alınması için makul süre ile sınırlı ikame araç bedelinin belirlenmesi için İTÜ ya da Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişi kurulundan gerekçeli, ayrıntılı, denetime imkan verecek itirazları karşılayacak şekilde rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz dilekçesinin, davacılar ... ve ... yönünden hükmedilen manevi tazminatlara ilişkin kısım yönünden, mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan ve re"sen görülen nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ve ..."a geri verilmesine 25/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.