19. Hukuk Dairesi 2015/9710 E. , 2015/14954 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Mahkemece davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen 20.05.2013 tarihli ilk hüküm davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 20.11.2013 tarihli kararı ile bozulmuştur. Hükmüne uyulan 2013/14091 E., 2013/18575 K. sayılı bozma ilamında "...Uyuşmazlık, davalı yanca icra takibine konu yapılan alacağın davacının kefil olarak imzasını kabul ettiği davalı ... ile dava dışı asıl borçlu şirket arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan 15.04.2013 havale tarihli bilirkişi raporunda, davacının müşterek borçlu müteselsil kefil olarak yer aldığı davalı ... ile dava dışı asıl borçlu şirket arasında akdedilen sözleşme uyarınca davalı bankanın anılan şubesi tarafından 6297599 no.lu kredili mevduat hesabının açıldığı ve icra takibine konu alacağın bu hesaptan kullandırılan kredi borcundan kaynaklandığı belirtilmiş ise de; rapor ekindeki hesap ekstrelerinde...no.lu hesap numarasının ... şubesine ait olduğu görülmüştür. Keza davacı vekilinin bilirkişi raporuna yönelik 07.05.2013 tarihli itiraz dilekçesinde de, bilirkişi raporunda borç dökümü yapılan ve hesaplanan kredili mevduat hesabının ...ilinin imzasının bulunmadığı sözleşmeye ait olduğu belirtilmiştir. Bu durumda mahkemece, davacı vekilinin anılan dilekçesindeki itirazları üzerinde yeterince durulup konusunda uzman bir bilirkişiden davacının yukarıda belirtilen itirazlarını da karşılar şekilde Yargıtay denetimine elverişli yeni bir rapor alınıp varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir...." denilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacının, davalı bankaya takip tarihi itibariyle 30.000-TL (kefalet limiti) asıl borç, 6.375-TL temerrüt faizi, faizin %5"i olan 318,75-TL... olmak üzere toplam 36.693,75-TL borçlu bulunduğu, bankanın 70.194,70-TL"lik talebinin yerinde olmadığı ve 33.500,95-TL için davacının borcunun bulunmadığı, dava kapsamında ihtiyati tedbir kararı verilmediğinden ve alacağın tahsilinde yalnızca bu davadan kaynaklı bir gecikme yaşanmadığından davalının İİK’nun 72.maddesine dayalı tazminat isteminin yasal koşullarının oluşmadığı gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulü ile, davacının, davalı bankaya 36.693,75-TL borçlu bulunduğunun, 33.500,95-TL borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Menfi tespit davalarında, dava tarihindeki borçluluk durumu saptanarak bir karar verilmelidir. Bozma sonrası alınan ve hükme esas teşkil eden bilirkişi raporunda takip tarihi itibariyle hesaplama yapıldığı görülmüş olup, bu raporun hükme esas alınması doğru görülmemiştir.
2- Davacının kefaleti sebebiyle imzası bulunan ..." ndeki kredi hesabının ... geçtiği, bu şube tarafından da kredi sözleşmeleri yapıldığı, davacının bu sözleşmelerde ise imzasının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda takibe konu kredinin davacının kefaleti bulunan sözleşmeyle ilgili olarak kullandırılıp kullandırılmadığının tespiti gerekir.
3- Davacının imzası bulunan kredi sözleşmesi uyarınca hem kredi kullandığı, hem de kredi kartı verildiği iddiasına dayalı olarak takip yapılmıştır. Toplam borç bakımından menfi tespit istenmiş olduğundan, kredi kartına ilişkin kredi kullandırılıp kullandırılmadığının da tespiti gerekir. Hükmüne uyulan bozma kararı kapsamı da dikkate alınarak bankacılıkta uzmanlığı bulunan yeni bir bilirkişiden rapor alınması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda (1), (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 17.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.