22. Hukuk Dairesi 2017/2256 E. , 2017/2199 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, kanun yararına bozulması Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmiş, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, ... 16. İcra Müdürlüğünün 2014/2403 esas sayılı dosyasında ... 1. İş Mahkemesinin 23.12.2013 tarih ve 2012/980 esas 2013/445 karar sayılı ilamı ile hükmedilen kıdem ve ihbar tazminatlarının tahsiline ilişkin olarak başlatılan ilamlı icra takibinde, söz konusu alacağa ilişkin hükmün brüt olarak verildiği zannıyla sehven eksik olarak talep edilmesi nedeniyle tahsil edilemeyen alacak miktarları ile yine aynı Mahkemece yapılan yargılama sırasında verilen bilirkişi raporu ile tespit edilmiş ancak mahkeme kararıyla hüküm altına alınmamış olan bakiye kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesinin talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının ... 1. İş Mahkemesinin 2012/98 esas sayılı dosyasıyla verilen ilamda yazılı olan alacağını sehven brüt yerine net olarak ilamlı icraya koymuş olması nedeniyle talep ettiği bakiye kıdem ve İhbar tazminatı alacakları yönünden derdestlik ve kesin hüküm itirazında bulunduklarını, ek dava yönünden ise davayı kabul ettiklerini beyan etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece; davacının bu davada iki talebi olduğu, birinci talebinin, 1. İş Mahkemesinin 2012/98 esas, 2013/445 karar sayılı ilamını icraya koyarken eksik talepte bulunduğunu, ... 16. İcra Müdürlüğünün 2014/2403 esas sayılı takipte 3.000,00 TL net kıdem tazminatı yerine 2.977,23 TL net kıdem tazminatı ve 1.000,00 TL net ihbar tazminatı yerine 842,41 TL net talep ettiğini, bu takipten dolayı eksik talep ettiği 22,77 TL net kıdem tazminatı ve 157,59 TL net ihbar tazminatı alacağı olduğunun anlaşıldığı, davacının ikinci talebinin ise ek dava olduğunu, 1. İş Mahkemesinde saklı tutulan fazlaya ilişkin hakların tahsili talebine ilişkin olup, 1. İş Mahkemesinde hüküm altına alınan miktarın mahsubu ile bakiye kıdem tazminatı 46,79 TL net ve bakiye ihbar tazminatının 155,88 TL net olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle bakiye kıdem ve ihbar tazminatı isteklerinin kabulüne dair kesin olarak karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, kanun yararına bozulması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Davacının daha önce açtığı davada verilen mahkeme hükmünün bu dosyadaki talepler yönünden kesin hüküm teşkil edip etmediği uyuşmazlık konusudur.
Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle; yargılama hukuku açısından “dava şartı” ile “kesin hüküm” kavramlarının temel hukukî esasları üzerinde durulmasında yarar vardır.
Dava şartları, mahkemenin davanın esası hakkında yargılamada bulunabilmesi için gerekli olan şartlardır. Diğer bir anlatımla; dava şartları, dava açılabilmesi için değil mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu şartlardır.
Mahkeme, hem davanın açıldığı günde, hem de yargılamanın her aşamasında dava şartlarının tamam olup olmadığını kendiliğinden araştırıp, inceler ve bu konuda tarafların istem ve beyanları ile bağlı değildir. Dava şartlarının davanın açıldığı günde bulunmaması ya da bu şartlardan birinin yargılama aşamasında ortadan kalktığının öğrenilmesi durumunda mahkemenin 6100 sayılı Kanun"un 115. maddesi gereği dava şartı noksanlığı sebebiyle davayı usulden reddetmesi gerekir. Bu bağlamda, davanın daha önce bir kesin hüküm ile (HMK. md.303) çözümlenmemiş olması da dava şartıdır. Bu, olumsuz dava şartı adıyla adlandırılır. Birinci dava ile ikinci davanın konusunun, dava sebeplerinin, taraflarının ve ilk davanın hüküm sonucu ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması maddi anlamda kesin hüküm oluşturur (HMK.md.303). Kesin hüküm, hem bireyler için hem de devlet için hukukî durumda bir kararlılık ortaya koyar. Bununla, hukukî güvenlilik ve yargı erkine güven sağlandığından kamu yararı ile doğrudan ilgilidir.
Hukukumuzda kamu düzeninden sayılan ve 6100 sayılı Kanun"un 303. maddesinde düzenlenen kesin hüküm tarafların anlaşmaları ile ortadan kaldırılamadığı gibi, 6100 sayılı Kanun"un 114/1-i .maddesinde dava şartları arasında yer aldığından mahkemece 6100 sayılı Kanun"un 115/1 maddesi gereği kendiliğinden (re"sen) gözönünde tutulur. Kesin hükmün amacı kişiler arasındaki uyuşmazlıkların kesin bir biçimde çözümlenmesidir. Bu amacın gerçekleşmesinde, hem kişilerin hem de devletin yararı vardır. Çünkü devlet, mahkemelerin sınırsız bir biçimde aynı uyuşmazlık (dava) ile sürekli ve yinelenerek meşgul edilmesini istemez. Davacı, dava sebebini yani dayandığı olayları bildirmekle yetinir. Bu olaylara uygulanacak hukuk kurallarını bulmak ve uygulamak, başka bir söyleyişle bu olayların hukuksal niteliğini ve sebebini tayin etmek Türk Kanunlarını kendiliğinden (re’sen) uygulamakla yükümlü olan (HMK.md. 33) hâkime aittir. Yine Hukuk Genel Kurulunun 2002/3-1088 2002/1088 sayılı kararına göre, kesin hükmün amacı, kişiler arasındaki uyuşmazlıkların kesin bir şekilde çözümlenmesidir. Kesin hüküm, hem kişiler hem de devlet için hukuksal durumda istikrar sağlar.
Kesin hükmün kural olarak hüküm fıkrasına münhasır olduğu ve gerekçeye sirayet etmeyeceği kabul edilmiş ise de hüküm fıkrasına sıkı sıkıya bağlı olan gerekçe de kesin hüküm teşkil etmektedir. Hangi gerekçenin hüküm fıkrasına sıkı sıkıya bağlı olduğu, her olayın özelliğine göre belirlenir. Ancak gerekçe, hükme ulaşmak için mahkemece yapılan hukukî ve mantıki tahlil ve delillerden ibaret kalmayıp, hüküm fıkrası ile ayrılması imkânsız bir bağlılık içinde bulunuyor ise, istisnaen bu kısmın da kesin hükme dâhil olduğunu kabul etmek gerekir.
Davacının aynı davalıya karşı olan birbirinden bağımsız birden fazla talebini, aralarında bir derecelendirme ilişkisi kurmadan aynı dava dilekçesinde ileri sürmesi halinde görünüşte tek bir dava, gerçekte ise talep sayısınca talep ve dava vardır. Bu nedenle dava şartlarının her bir talep (dava) bakımından ayrı ayrı belirlenmesi gerekir.
Somut olayda, 3.000.00 TL kıdem tazminatı ile 1.000.00 TL ihbar tazminatı alacağının ... 1. İş Mahkemesinin 23/12/2013 tarih ve 2012/98 esas 2013/445 karar sayılı ilamı ile daha önce hüküm altına alınmış olmasına rağmen, davacı tarafından ... 16. İcra Müdürlüğünün 2014/2403 esas sayılı dosyası ile başlatılan ilamlı icra takibinde, söz konusu alacaklara ilişkin hükmün brüt verildiği zannıyla sehven eksik olarak takibe konulduğu gerekçesiyle tahsil edilemeyen 180,36 TL yönünden yeniden dava açmasında hukuki yarar bulunmadığından, kesin hüküm nedeni ile dava şartı yokluğundan davacının bu miktar hakkındaki talebi bakımından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Sonuç:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına temyiz isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.