23. Hukuk Dairesi 2014/2412 E. , 2014/4852 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 09/04/2013
NUMARASI : 2012/123-2013/131
Taraflar arasındaki iflas erteleme davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde müdahil T.. K.. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, makina üretimi işinde faaliyet gösteren müvekkilinin tüm dünyada yaşanan global ekonomik kriz ve krizin ülke ekonomisine olumsuz etkileri sonucunda şirket aktiflerinin pasiflerini karşılayamaz duruma geldiğini, 700.000,00 TL olan kayıtlı sermayenin 691.496,62 TL"sinin ödendiğini, şirketin mevcut borca batıklıktan kurtulabilmesi için iyileştirme projesinin uygulanması gerektiğini ileri sürerek, iflasının bir yıl ertelenmesini talep ve dava etmiştir.
Bir kısım müdahiller davanın reddini istemiş, bir kısım müdahiller ise sadece müdahale talebinde bulunup, davanın esası hakkında beyanda bulunmamışlardır.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi ve kayyım raporlarına göre; davacı şirketin TTK"nın 324/2. maddesi uyarınca yapılan değerlendirmeye göre 268.748,84 TL borca batık hale geldiği, şirket aktiflerinin pasiflerini karşılama oranının %93.34 olduğu, iyileşme ümidinin bulunduğu, şirket yönetiminin iflası ortadan kaldırabilmek amacıyla yasa hükümlerine uygun hareket ettiği, iyileştirme projesinin realize edilebilir gözüktüğü, iflas erteleme şartlarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, müdahil T. İş Kurumu vekili temyiz etmiştir.
Müdahale dilekçesi verdikleri halde müdahiller E... Şaft San. Tic. Ltd. Şti., Macit Boru Demircilik Mam. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. ve A.. Ö.. ile vekillerinin gerekçeli karar başlığına yazılmamaları, HMK"nın 297/1-b maddesi hükmüne aykırı olmuş ise de, HMK"nın 304. maddesi uyarınca tarafların başvurusu üzerine veya re"sen düzeltilmesi mümkün maddi hata niteliğinde olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.
Öte yandan, İİK"nın dava tarihinde yürürlükte olan 179/a bendinde "Mahkeme erteleme kararının hüküm fıkrasını, 166. maddenin ikinci fıkrasındaki usulle ilan eder ve gerekli bildirimleri yapar" hükmüne yer verilmiştir. Bu maddede erteleme talebinin ilanına ilişkin bir hüküm bulunmamakta ise de, Yargıtay İçtihatları uyarınca erteleme talebinin İİK"nın 166/2. maddede yazılı usulle ilanı gerekli görülmektedir. Nitekim, İİK"nın dava tarihinden sonra 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6103 sayılı Kanun ile değişik 179/a maddesinin 1. ve 2. fıkraları, "Mahkeme, iflâsın ertelenmesi isteminde bulunulması üzerine, envanter düzenlenmesi ve yönetim kurulunun yerine geçmesi ya da yönetim kurulu kararlarının onaylanması için derhal bir kayyım atar; ayrıca şirketin ve kooperatifin malvarlığının korunması için gerekli diğer önlemleri alır.
Kayyımın atanmasına ilişkin karar, kayyımın mahkemece belirlenmiş görevleri ve temsil yetkisi ile bunların sınırları ve iflâsın ertelenmesine ilişkin talep 166. maddenin ikinci fıkrasındaki usul ile mahkeme tarafından ilân ve ticaret siciline tescil ettirilir. Mahkeme bu arada erteleme talebini karara bağlar." hükmünü içermektedir.
Mahkemece, iflas erteleme talebi ile ilgili ilanlar yapılmış ve kayyım atanmış ise de, anılan hüküm iflas erteleme yargılamasına ilişkin usul hükmü olup, derhal uygulanması gerektiğinden kayyım atanmasına ilişkin karar ile kayyımın mahkemece belirlenmiş görevi ve yetkilerinin ve bunların sınırlarının ilanı ve ticaret siciline tescili ile erteleme talebinin ticaret siciline tescili gerekirken, bu hususlar yerine getirilmeksizin karar verilmesi İİK"nın 179/a maddesi hükmüne aykırı olmuştur. Ne var ki, iflas erteleme süresi, temyiz inceleme tarihi itibariyle dolduğundan ve bu eksikliklerin açıldığı anlaşılan iflas ertelemenin uzatılması davasında tamamlanması mümkün olduğundan, bu hususlar bozma nedeni yapılmamıştır.
Diğer yandan, İİK’nın "Erteleme Kararının Etkileri" başlıklı 179/b-1 maddesi uyarınca erteleme süresinin erteleme karar tarihinden itibaren başlatılması gerekirken, dava tarihinden itibaren başlatılması doğru olmamış ise de, karar, davacı tarafça temyiz edilmediğinden, bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Bu açıklamalara ve dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, temyiz edenin sıfatına ve ileri sürülen temyiz nedenlerine göre, müdahil T.. K.. vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, T.. K.. vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.