Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/8208
Karar No: 2019/2695
Karar Tarihi: 21.02.2019

a ilişkin olarak; - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2018/8208 Esas 2019/2695 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2018/8208 E.  ,  2019/2695 K.

    "İçtihat Metni"



    Hakaret ve tehdit suçlarından sanık ..."ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-1. cümle, 125/2. maddesi delaleti ile 125/1, 62/1 (iki kez) ve 52/2. maddeleri gereğince 1.500,00 Türk lirası adli para ve 5 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi gereğince hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına dair Antalya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/05/2018 tarihli ve 2018/19 esas, 2018/499 sayılı kararına karşı sanık müdafii tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/07/2018 tarihli ve 2018/810 Değişik İş sayılı kararının, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 20/11/2018 gün ve 94660652-105-07-14191-2018-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28/11/2018 gün ve 2018/94768 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
    Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22/01/2013 tarihli ve 2012/10-534 esas, 2013/15 sayılı kararı uyarınca, itiraz merciinin yapacağı incelemeyi sadece 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesinin 6. fıkrasında yer alan suça ve sanığa ilişkin objektif (nesnel) uygulama koşullarının var olup olmadığı ile sınırlı olarak değil, hem maddi olay hem de hukuki yönden yapması gerektiği yönündeki açıklama nazara alınarak yapılan incelemede,
    Sanık müdafii tarafından müvekkilinin üzerine atılı suçlardan beraatine karar verilmesi gerektiği yönündeki itirazları incelenmeksizin, sanığın itiraz dilekçesinde ileri sürdüğü hususların niteliği itibari ile temyiz incelemesinde Yargıtay tarafından değerlendirilebileceği, bu aşamada mahkemelerince sadece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının koşullarının oluşup oluşmadığı yönünden inceleme yapılabileceği gerekçesiyle anılan kararda 5271 sayılı Kanun"un 231. maddesinde düzenlenen koşulların bulunduğundan bahisle itirazın reddine karar verilmesinde,
    isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    I-Olay:
    Hakaret ve tehdit suçlarından sanık ..."ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-1. cümle, 125/2. maddesi delaleti ile 125/1, 62/1 (iki kez) ve 52/2. maddeleri gereğince 1.500,00 Türk lirası adli para ve 5 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi gereğince hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına dair Antalya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/05/2018 tarihli ve 2018/19 esas, 2018/499 sayılı kararına karşı sanık müdafii tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/07/2018 tarihli ve 2018/810 Değişik İş sayılı kararının, sanık müdafii tarafından müvekkilinin üzerine atılı suçlardan beraatine karar verilmesi gerektiği yönündeki itirazları incelenmeksizin, sanığın itiraz dilekçesinde ileri sürdüğü hususların niteliği itibari ile temyiz incelemesinde Yargıtay tarafından değerlendirilebileceği, bu aşamada mahkemelerince sadece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının koşullarının oluşup oluşmadığı yönünden inceleme yapılabileceği gerekçesiyle anılan kararda 5271 sayılı Kanun"un 231. maddesinde düzenlenen koşulların bulunduğundan bahisle itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
    II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
    Hakaret ve tehdit suçlarından sanık ..."ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-1. cümle, 125/2. maddesi delaleti ile 125/1, 62/1 (iki kez) ve 52/2. maddeleri gereğince 1.500,00 Türk lirası adli para ve 5 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi gereğince hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına dair Antalya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/05/2018 tarihli ve 2018/19 esas, 2018/499 sayılı kararına karşı sanık müdafii tarafından yapılan itirazın, sadece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının koşullarının oluşup oluşmadığı yönünden incelenerek reddine karar verilmesine ilişkin Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/07/2018 tarihli ve 2018/810 Değişik İş sayılı kararında isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.

    III- Hukuksal Değerlendirme:
    Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CMK"nın 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır.
    Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, hukukumuzda ilk kez çocuklar hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 23. maddesi ile kabul edilmiş, 19/12/2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun"un 23. maddesiyle 5271 sayılı Kanun"un 231. maddesine eklenen 5 ila 14. fıkrayla büyükler için de uygulamaya konulmuş, aynı kanunun 40. maddesi ile 5395 sayılı Kanun"un 23. maddesi değiştirilmek suretiyle, denetim süresindeki farklılıklar hariç tutulmak kaydıyla çocuk suçlular ile yetişkin suçlular, hükmün açıklanmasının geri bırakılması açısından aynı şartlara tâbi kılınmıştır.
    Başlangıçta yalnızca yetişkin sanıklar yönünden ve şikâyete bağlı suçlarla sınırlı olarak hükmolunan, bir yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezaları için kabul edilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması 5728 sayılı Kanun"un 562. maddesi ile 5271 sayılı Kanun"un 231. maddesinin 5 ve 14. fıkralarında yapılan değişiklikle, Anayasa"nın 174. maddesinde güvence altına alınan inkılâp kanunlarında yer alan suçlar istisna olmak üzere, iki yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezalarına ilişkin tüm suçları kapsayacak şekilde düzenlenmiş, maddenin altıncı fıkrasına, 25/07/2010 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6008 sayılı Kanun"un 7. maddesiyle "sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez." cümlesi eklenmiş, yine maddenin sekizinci fıkrasına birinci cümlesinden sonra gelmek üzere, 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan 6545 sayılı Kanun"un 72. maddesiyle "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez" cümlesi eklenmiştir.
    5560, 5728, 5739, 6008 ve 6545 sayılı Kanunlarla 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinde yapılan değişiklikler göz önüne alındığında, hükmün açıklanmasının geri bırakılabilmesi için;
    1) Suça ilişkin olarak;
    a- Yargılama sonucu hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezası olması,
    b- Suçun Anayasa"nın 174. maddesinde güvence altına alınan inkılâp kanunlarında yer alan suçlardan olmaması,
    2) Sanığa ilişkin olarak;
    a- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
    b-Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,
    c-Mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önüne alınarak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate ulaşılması,
    d-Sanığın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediğine dair bir beyanının olmaması,
    e-Sanık hakkında daha önce hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verilmemiş olması,
    Şartlarının gerçekleşmesi gerekmektedir.
    Tüm bu şartların varlığı halinde, mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecek ve onsekiz yaşından büyük olan sanıklar beş yıl, suça sürüklenen çocuklar ise üç yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulacaktır.
    Hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağına ilişkin bir değerlendirme yapılması için, yargılamanın herhangi bir sujesinin talepte bulunması şart değildir. Maddede öngörülen şartların oluşup oluşmadığı ve bu hükmün uygulanıp uygulanmayacağı hakim tarafından her olayda re"sen değerlendirilip takdir edilmeli ve denetime imkan verecek biçimde kararda gösterilmelidir.
    CMK’nın 231. maddesinin 12. fıkrasına göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı itiraz yoluna başvurulabilecektir.
    Olağan kanun yollarından olan itiraz, CMK’nın 267 ila 271. maddeleri, arasında düzenlenmiş olup "İtiraz olunabilecek kararlar" başlıklı 267. maddesinde; "Hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde, mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir" şeklindeki düzenlemeye göre, kural olarak sadece hakim kararlarına karşı gidilebilecek olan itiraz yoluna, kanunlarda açıkça gösterilmiş olunması kaydıyla mahkeme kararlarına karşı da başvurulması mümkündür.
    CMK’nın 270 ve 271. maddelerine göre, itiraz incelemesi kural olarak duruşmasız ve dosya üzerinden yapılacak, merci gerekli görürse Cumhuriyet savcısı, müdafii veya vekili de dinleyebilecektir. Bunun yanında merci, yazı ile cevap verebilmesi için itiraz istemini Cumhuriyet savcısı ve karşı tarafa bildirebilecek, kendisi de inceleme ve araştırma yapabileceği gibi gerekli gördüğünde bunların yapılması konusunda emir de verebilecektir.
    CMK’nın itirazla ilgili yukarıda yer verilen maddelerinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik itirazın yalnızca şekil yönünden inceleneceği, esasın inceleme dışı bırakılacağına dair bir düzenleme bulunmamaktadır.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu da 22/01/2013 tarih ve 2012/10-534 esas, 2013/15 sayılı kararında; “İtiraz mercii, o yer Cumhuriyet savcısının suç vasfına yönelik aleyhe başvurusu üzerine incelemesini sadece şekli olarak değil, hem maddi olay hem de hukuki yönden yapmalı, gerekli gördüğünde cevap vermesi için itirazı sanık müdafiine tebliğ etmeli ve Cumhuriyet savcısı ile sanık müdafiini dinlemeli, yine ihtiyaç duyduğu konular varsa gerekli araştırma ve incelemeyi yapmalı ya da bunların yapılmasını sağlamalı ve bunun sonucunda da TCK"nın 191/2. maddesi gereğince verilen tedavi ve denetimli serbestlik kararının isabetli olup olmadığına karar vermelidir.” şeklindeki gerekçesiyle itirazın hem maddi hem hukuki yönden ele alınması ve her yönden hukuka uygunluğunun denetlenmesi gerektiğine karar vermiştir.
    İncelenen dosyada;
    Sanık ... hakkında hakaret ve tehdit eylemleri nedeniyle cezalandırılması talebiyle kamu davasının açıldığı, yargılama sırasında sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul ettiği, yargılama neticesinde Antalya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/05/2018 tarihli ve 2018/19 esas, 2018/499 sayılı kararıyla sanığın, TCK"nın 106/1-1. cümle, 62, 125/2. maddesi delaleti ile 125/1, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince sırasıyla 5 ay hapis ve 1.500,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, CMK"nın 231. maddesi gereğince hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, anılan karara sanık müdafii tarafından sanığın beraat etmesi gerektiğinden bahisle itiraz edildiği, Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/07/2018 tarihli ve 2018/810 Değişik İş sayılı kesin nitelikteki kararıyla "Yapılan yargılama sonucunda, sanık hakkında tesis edilen mahkûmiyet hükmününde hükmolunan cezaların iki yıldan daha az süreli hapis cezasından ibaret olup yapılan uygulamanın usul ve yasaya uygun olduğu, sanığın mahkumiyetine konu suçun hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesine engel suçlardan olmadığı, sanığın sabıka kaydında hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel bir mahkumiyetinin bulunmadığı, bu haliyle objektif şartların sanık açısından oluştuğu, subjektif şartlar ile ilgili olarak ise mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak, yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate ulaşılmasından dolayı karar verildiği ayrıca hakkında yapılacak hükmün açıklanmasının geri bırakılması uygulamasına muvafakat ettiği anlaşılmakla sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının usul ve yasaya uygun olduğu..." biçimindeki gerekçeyle esasa girilmeden sadece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının koşullarının oluşup oluşmadığı yönünden değerlendirme yapılarak itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

    Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
    CMK’nın 231. maddesinin 12. fıkrasına göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı itiraz yoluna başvurulabilecektir. CMK’nın itirazla ilgili maddelerinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik itirazın yalnızca şekil yönünden inceleneceği, esasın inceleme dışı bırakılacağına dair açık bir düzenleme olmadığı gibi, ayrıca yasa yoluna başvurma hakkının içerisinde esastan inceleme yapılmasını isteme hakkının olduğunun da kabul edilmesi gerekir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının talebe bağlı oluşu(CMK"nın 231/6-c maddesi) yasa yolu incelemesinde esastan inceleme isteminde bulunulamayacağı anlamına gelmez. Yargıtay Ceza Genel Kurulu da 22/01/2013 tarih ve 2012/10-534 esas, 2013/15 sayılı kararında itirazın hem maddi hem hukuki yönden ele alınması ve her yönden hukuka uygunluğunun denetlenmesi gerektiğine karar vermiştir. Bu açıklamalar karşısında, sanık ... müdafiinin, sanığın yükletilen suçlardan dolayı beraatine karar verilmesi talebini de içeren itirazının, hem maddi hem hukuki yönden ele alınması, kararda hukuka aykırılık saptanması halinde gerekçesi de gösterilmek suretiyle itiraz kabul edilerek yeniden karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi, bu suretle de kararın her açıdan hukuka uygunluğunun denetlenmesinin gerektiği gözetilmeden, esasa ilişkin değerlendirilme yapılmadan sadece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının koşulları açısından şeklen inceleme yapılarak itirazın reddine karar verilmesine dair Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/07/2018 tarihli ve 2018/810 Değişik İş sayılı kararında isabet bulunmamaktadır.
    IV-Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle,
    Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/07/2018 tarihli ve 2018/810 Değişik İş sayılı kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sonraki işlemlerin, CMK"nın 309/4-a maddesi gereğince mahallinde merci mahkemesince yerine getirilmesine, 21/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.














    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi