Esas No: 2018/8242
Karar No: 2019/2694
Karar Tarihi: 21.02.2019
ta Tekerrür ve Özel Tehlikeli - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2018/8242 Esas 2019/2694 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Silahla tehdit suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/2-a maddesi gereğince 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun"un 58/6. maddesi gereğince cezasının infazının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre yapılmasına dair Nizip 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/05/2016 tarihli ve 2013/40 esas, 2016/332 sayılı kararının, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 01/11/2018 gün ve 94660652-105-27-7261-2018-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09/11/2018 gün ve 2018/89861 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesi, Yargıtay 3. Ceza Dairesi"nin 12/12/2018 tarihli ve 2018/7892 esas, 2018/19326 sayılı görevsizlik kararıyla Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, karar tarihinde yürürlükte bulunan 6217 sayılı Kanun"un 26. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun Yürürlük Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"un geçici 2. maddesinde yer alan " (1) Bölge adliye mahkemeleri faaliyete geçinceye kadar hapis cezasından çevrilenler hariç olmak üzere, sonuç olarak belirlenen üçbin Türk Lirası dâhil adlî para cezasına mahkûmiyet hükümlerine karşı temyiz yoluna başvurulamaz." ve aynı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı (mülga) Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu"nun 305. maddesinin son cümlesindeki “ bu suretle verilen hükümler tekerrüre esas olmaz” şeklindeki hükümler karşısında, adı geçen sanığın Gaziantep 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/12/2010 tarihli ve 2009/1129 esas, 2010/1091 sayılı ilamıyla mahkum olduğu 740,00 Türk lirası adli para cezasının kesin nitelikte olduğu ve tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden hapis cezasının infazının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Silahla tehdit suçundan sanık Cuma Yıldırır"ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/2-a maddesi gereğince 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun"un 58/6. maddesi gereğince cezasının infazının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre yapılmasına dair Nizip 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/05/2016 tarihli ve 2013/40 esas, 2016/332 sayılı kararının, karar tarihinde yürürlükte bulunan 6217 sayılı Kanun"un 26. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun Yürürlük Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"un geçici 2. maddesinde yer alan " (1) Bölge adliye mahkemeleri faaliyete geçinceye kadar hapis cezasından çevrilenler hariç olmak üzere, sonuç olarak belirlenen üçbin Türk Lirası dâhil adlî para cezasına mahkûmiyet hükümlerine karşı temyiz yoluna başvurulamaz." ve aynı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı (mülga) Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu"nun 305. maddesinin son cümlesindeki “ bu suretle verilen hükümler tekerrüre esas olmaz” şeklindeki hükümler karşısında, adı geçen sanığın Gaziantep 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/12/2010 tarihli ve 2009/1129 esas, 2010/1091 sayılı ilamıyla mahkum olduğu 740,00 Türk lirası adli para cezasının kesin nitelikte olduğu ve tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden hapis cezasının infazının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre
çektirilmesine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Sanık Cuma Yıldırır hakkında silahla tehdit suçundan kurulan hükümde, TCK"nın 58. maddesi gereğince tekerrür hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5237 sayılı TCK"nın “Suçta Tekerrür ve Özel Tehlikeli Suçlular” başlıklı 58. maddesinde;
"(1) Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi halinde, tekerrür hükümleri uygulanır. Bunun için cezanın infaz edilmiş olması gerekmez.
(2) Tekerrür hükümleri, önceden işlenen suçtan dolayı;
a) Beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl,
b) Beş yıl veya daha az süreli hapis ya da adlî para cezasına mahkûmiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl,
Geçtikten sonra işlenen suçlar dolayısıyla uygulanmaz.
(3) Tekerrür halinde, sonraki suça ilişkin kanun maddesinde seçimlik olarak hapis cezası ile adlî para cezası öngörülmüşse, hapis cezasına hükmolunur.
(4) Kasıtlı suçlarla taksirli suçlar ve sırf askerî suçlarla diğer suçlar arasında tekerrür hükümleri uygulanmaz. Kasten öldürme, kasten yaralama, yağma, dolandırıcılık, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti ile parada veya kıymetli damgada sahtecilik suçları hariç olmak üzere; yabancı ülke mahkemelerinden verilen hükümler tekerrüre esas olmaz.
(5) Fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişilerin işlediği suçlar dolayısıyla tekerrür hükümleri uygulanmaz.
(6) Tekerrür halinde hükmolunan ceza, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilir. Ayrıca, mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.
(7) Mahkûmiyet kararında, hükümlü hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağı belirtilir.
(8) Mükerrirlerin mahkûm olduğu cezanın infazı ile denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması, kanunda gösterilen şekilde yapılır.
(9) Mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin, itiyadi suçlu, suçu meslek edinen kişi veya örgüt mensubu suçlu hakkında da uygulanmasına hükmedilir.” hükmüne yer verilmiştir.
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerin İnfazı Hakkında Kanun"un "Mükerrirlere ve Bazı Suç Faillerine Özgü İnfaz Rejimi ve Denetimli Serbestlik Tedbiri " başlıklı 108. maddesinin 2. fıkrasında tekerrür nedeniyle koşullu salıverme süresine eklenecek miktarın, tekerrüre esas alınan cezanın en ağırından fazla olamayacağı düzenlenmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18/06/2013 tarihli ve 2013/8-129 esas, 2013/308 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, tekerrür, 765 sayılı TCK’da cezanın artırım nedeni olarak öngörülmüş iken, yeni sistemde koşullu salıverilme süresini de etkileyecek şekilde bir infaz rejimi olarak düzenlenmiştir. 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesi uyarınca önceden işlenen suçtan dolayı verilen hükmün kesinleşmesinden sonra yeni bir suçun işlenmesi halinde, sanık hakkında tekerrür hükümleri uygulanacaktır. Tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için önceki hükmün kesinleşmesi ve ikinci suçun kesinleşmeden sonra işlenmesi yeterli olup, cezanın infaz edilmiş olmasına gerek bulunmamaktadır. Ancak kanun koyucu tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için önceki cezanın infaz edilmesi şartını aramadığı halde, infazdan sonra belirli bir sürenin geçmesi halinde tekerrür hükümlerinin uygulanmayacağını hüküm altına almıştır. Buna göre, beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet halinde cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl, beş yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına mahkûmiyet halinde ise cezanın infaz tarihinden itibaren üç yıl geçmekle tekerrür hükümleri uygulanmayacaktır. 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesi uyarınca kişinin mükerrir sayılması için ilk hükmün kesinleşmesinden sonra ikinci suçun işlenmesi yeterli olup, ilk suçun 1 Haziran 2005 tarihinden önce veya sonra işlenmesinin mükerrirlik açısından herhangi bir önemi bulunmamaktadır. Tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesinin sonucu olarak; mükerrir sanık hakkında, sonraki suç nedeniyle kanun maddesinde seçimlik ceza olarak hapis veya adli para cezası öngörülmüşse hapis cezasına hükmolunması, hükmolunan cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesi ve hükümlü hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanması gerekmektedir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 01/11/2018 tarihli ve 2016/13-860 esas, 2018/498 sayılı kararında da belirtildiği gibi; 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun"un 18. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca 5271 sayılı CMK’nın 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe girmesi üzerine, 1412 sayılı CMUK yürürlükten kaldırılmıştır. Ancak yeni usul yasası sisteminde, yasa yolları içinde istinafa yer verilmesi ve bölge adliye mahkemelerinin 20/07/2016 tarihinden sonra göreve başlaması nedeniyle 5320 sayılı Kanun"un “Temyiz ve karar düzeltme” başlıklı 8. maddesinin birinci fıkrasında; “Bölge adliye mahkemelerinin, 26.09.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun"un geçici 2. maddesi uyarınca Resmî Gazete"de ilân edilecek göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu"nun 322. maddesinin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkraları hariç olmak üzere, 305 ilâ 326. maddeleri uygulanır” hükmüne yer verilmek suretiyle bölge adliye mahkemelerinin göreve başlamasından önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında 1412 sayılı CMUK’nın 305 ila 326. maddelerinin uygulanacağı öngörülmüştür. 23/07/2016 günlü Resmi Gazetede yayımlanan 01/07/2016 tarihli ve 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"un anılan maddesinin birinci fıkrasında yer alan “aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan” ibaresi “verilen” şeklinde değiştirilmiştir.
1412 sayılı CMUK’nın 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesinin birinci fıkrası uyarınca yürürlükte bulunan “Temyizi Kabil Olan ve Olmayan Hükümler” başlıklı 305. maddesi; “Ceza Mahkemelerinden verilen hükümler temyiz olunabilir. Ancak, on beş sene ve ondan yukarı hürriyeti bağlayıcı cezalara ait hükümler hiçbir harç ve masrafa tabi olmaksızın Yargıtay’ca re"sen tetkik olunur.
1- İkimilyon liraya kadar (İkimilyon dâhil) para cezalarına dair olan hükümler,
2- Yukarı sınırı onmilyon lirayı geçmeyen para cezasını gerektiren suçlardan dolayı verilen beraat hükümleri,
3- Bu Kanun ile sair kanunlarda kesin olduğu yazılı bulunan hükümler, temyiz olunamaz.
Bu suretle verilen hükümler tekerrüre esas olmaz. Ancak haklarında 343. madde hükümleri dairesinde Yargıtaya başvurulabilir” şeklinde iken,
21/07/2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanun"un 3. maddesi uyarınca CMUK"nın 305. maddesinin (1) numaralı bendinde yer alan "ikimilyon" ibaresi "ikimilyar"; (2) numaralı
bendinde yer alan "onmilyon" ibaresi "onmilyar" olarak değiştirilmiştir. Yapılan bu değişikle 21/07/2004 tarihinden önce iki milyon liraya kadar olan para cezaları kesin nitelikte iken, 21/07/2004 tarihinden itibaren iki milyar liraya kadar olan para cezaları kesin hâle getirilmiştir. İki milyar (iki bin) liraya kadar (bu miktar dâhil) para cezalarına ilişkin hükümlerin temyiz edilemeyeceğine ilişkin 1412 sayılı CMUK"nın 305. maddesinin ikinci fıkrasının birinci bendinin Anayasa Mahkemesinin 07/10/2010 tarihinde yürürlüğe girmiş olan 23/07/2009 tarihli ve 65–114 sayılı kararı ile iptal edilmesinden sonra, ister hapis cezasından çevrilen, isterse de doğrudan verilen adli para cezasına ilişkin hükümlerin 14/04/2011 tarihine kadar hiçbir miktar gözetilmeksizin; 14/04/2011 tarih ve 27905 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 23. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 272. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde; "Hapis cezasından çevrilen adlî para cezaları hariç olmak üzere, sonuç olarak belirlenen 3.000 Türk Lirası dâhil adlî para cezasına mahkûmiyet hükümlerine karşı istinaf yasa yoluna başvurulamaz" şeklinde gerçekleştirilen değişiklik ve aynı Kanun"un 26. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen; "Bölge adliye mahkemeleri faaliyete geçinceye kadar hapis cezasından çevrilenler hariç olmak üzere, sonuç olarak belirlenen üçbin Türk Lirası dâhil adlî para cezasına mahkûmiyet hükümlerine karşı temyiz yoluna başvurulamaz" biçimindeki geçici ikinci madde göz önünde bulundurulduğunda da, 14/04/2011 tarihinden sonra doğrudan hükmolunan 3.000,00 Türk lirasından fazla adli para cezasına ilişkin mahkûmiyet hükümleri yönünden temyiz kanun yolu açık hâle gelmiştir.
1412 sayılı CMUK"nın 305. maddesinin birinci fıkrasındaki kesinlik sınırını, maddede belirtilen kesinlik sınırları içinde kalmak şartıyla başkaca hiçbir hak sınırlaması sonucunu doğurmayan para cezasına ilişkin hükümlerle sınırlı olarak yorumlamak gerekmektedir. Bu nedenle, gerek bir mahkûmiyete ek, gerekse bağımsız olarak hükmedilen güvenlik tedbirleri, kesin nitelikteki hükümlere de her yönüyle temyiz edilebilirlik niteliği kazandıracaktır. Diğer yönden, Ceza Genel Kurulunun duraksamasız kararlarında da açıkça vurgulandığı üzere; 5237 sayılı TCK’nın 50. maddesinde, 647 sayılı Kanun"un 4. maddesindeki düzenlemeye benzer şekilde “Uygulamada asıl mahkûmiyet, bu madde hükümlerine göre çevrilen adli para cezası veya tedbirdir” hükmüne yer verilmesine karşın, “Bu hükmün uygulanması, kanun yollarına başvurmada engel teşkil etmez” hükmüne yer verilmemesi nedeniyle, gerek 5237 sayılı TCK"nın 50. maddesi uyarınca kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezaya seçenek olarak hükmedilen, gerekse 52. madde uyarınca doğrudan hükmedilen 2 milyar lirayı (2.000,00 Türk lirası) aşmayan adli para cezalarına ilişkin hükümler kesin niteliktedir.
İncelenen dosyada;
Sanık Cuma Yıldırır hakkında 30/08/2012 tarihli silahla tehdit eylemi nedeniyle TCK"nın 106/2-a, 53 ve 58. maddeleri uyarınca yargılanıp cezalandırılması talebiyle kamu davasının açıldığı, yargılama neticesinde Nizip 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/05/2016 tarihli ve 2013/40 esas, 2016/332 sayılı kararıyla sanığın, TCK"nın 106/2-a maddesi gereğince 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, Gaziantep 4. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 09/12/2010 tarihli ve 2009/1129 esas, 2010/1091 sayılı hükmüne konu 740,00 Türk lirası adli para cezası nedeniyle cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre infaz edilmesine ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verildiği, sanığın hükme yönelik temyizinin Dairemizin 28/06/2017 tarihli ve 2016/17968 esas, 2017/18063 sayılı ilamıyla süre yönünden reddedildiği,
Gaziantep 4. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 09/12/2010 tarihli ve 2009/1129 esas, 2010/1091 karar sayılı hükmü incelendiğinde, suç tarihinin 06/10/2009 kesinleşme tarihinin 11/03/2011 olduğu,
sanığın TCK"nın 86/2, 86/3-a, 29, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 740,00 Türk lirası adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği,
Sanığın adli sicil kaydı incelendiğinde; Nizip 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/05/2012 tarihli ve 2010/572 esas, 2012/349 karar sayılı ilamıyla TCK"nın 227/1 maddesi uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 80,00 Türk lirası adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, bu hükmün 09/07/2012 tarihinde kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
Tekerrüre esas alınan Gaziantep 4. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2009/1129 esas ve 2010/1091 karar sayılı hükmü incelendiğinde, suç tarihinin 06/10/2009, karar tarihinin 09/12/2010 kesinleşme tarihinin ise 11/03/2011 olduğu, sanığın TCK"nın 86/2, 86/3-a, 29, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 740,00 Türk lirası adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği görülmüştür. Karar tarihi olan 09/12/2010"da 1412 sayılı CMUK"nın 305. maddesinin ikinci fıkrasının birinci bendinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 23/07/2009 tarihli ve 65–114 sayılı iptal kararı yürürlüktedir. Bu tarihte 5237 Türk Ceza Kanunu uyarınca hem hapisten çevrilen hem de doğrudan verilen tüm adli para cezaları miktara bakılmaksızın temyize tâbidir. Bu açıklamalar karşısında, Gaziantep 4. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 09/12/2010 tarihli ve 2009/1129 esas, 2010/1091 sayılı hükmüne konu 740,00 Türk lirası adli para cezasının temyizi mümkündür ve yerel mahkemece tekerrüre esas alınmasına engel bir düzenleme bulunmamaktadır.
Ancak ;
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerin İnfazı Hakkında Kanun"un "Mükerrirlere ve Bazı Suç Faillerine Özgü İnfaz Rejimi ve Denetimli Serbestlik Tedbiri " başlıklı 108. maddesinin 2. fıkrasında tekerrür nedeniyle koşullu salıverme süresine eklenecek miktarın, tekerrüre esas alınan cezanın en ağırından fazla olamayacağının hüküm altına alınması, sanığın adli sicil kaydında, Nizip 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/05/2012 tarihli ve 2010/572 esas, 2012/349 karar sayılı ilamıyla TCK"nın 227/1 maddesi uyarınca hükmolunan ve 09/07/2012 tarihinde kesinleşen 1 yıl 8 ay hapis cezasının yer alması karşısında; Nizip 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/05/2012 tarihli ve 2010/572 esas, 2012/349 karar sayılı hükmünün tekerrüre esas alınması gerekirken, daha az cezasıyı içeren Gaziantep 4. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 09/12/2010 tarihli ve 2009/1129 esas, 2010/1091 sayılı hükmünün esas alınması kanuna aykırıdır.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1)Kanun yararına bozma istemine ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarnamede yer alan bozma nedeni yerinde görüldüğünden,Nizip 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/05/2016 tarihli ve 2013/40 esas, 2016/332 sayılı kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2)Hükümden tekerrür uygulamasına ilişkin fıkranın çıkarılarak yerine “Sanığın adli sicil kaydında yer alan Nizip 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/05/2012 tarihli ve 2010/572 esas, 2012/349 karar sayılı ilamı ile hükmolunan 1 yıl 8 ay hapis cezasından dolayı mükerrir olduğu anlaşıldığından, TCK’nın 58. maddesi uyarınca cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ve 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca sanığın aleyhine değiştirmeme ilkesi
gözetilerek 5275 sayılı Kanunun 108/2. maddesi uyarınca koşullu salıverme süresine eklenecek miktarın Gaziantep 4. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 09/12/2010 tarihli ve 2009/1129 esas, 2010/1091 sayılı hükmü esas alınarak belirlenmesine” fıkrasının eklenmesi biçiminde hükmün DÜZELTİLMESİNE,
bozulan kararda yer alan diğer hususların olduğu gibi bırakılmasına, 21/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.