Abaküs Yazılım
6. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/2479
Karar No: 2020/973
Karar Tarihi: 02.03.2020

Hırsızlık - Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2018/2479 Esas 2020/973 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanık, daha önce aldığı hırsızlık suçu cezasını ertelemeyi kaybederek yeni suçlar işledi. İzmir Çocuk Ceza Mahkemesi bu suçları değerlendirdi ve önceki cezayı açıklayarak sanık hakkında toplamda 3 hapis cezası verdi. Ancak Yargıtay Yüksek Ceza Genel Kurulu'nun kararı ışığında, sanık için verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kesinleştiği tarihi ile 2. suçun işlendiği tarih arasında dava zamanaşımı süresi durduğu kabul edildi ve kamunun açtığı dava zamanaşımı nedeniyle düştü. Kanun maddeleri: 5237 sayılı TCK'nin 142/1-a, 43, 31/3, 62. maddeleri; 5395 sayılı Yasanın 23. maddesi; 116/1, 119/1-c ve 62. mad.
6. Ceza Dairesi         2018/2479 E.  ,  2020/973 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
    SUÇ : Hırsızlık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    Sanık ... hakkında, İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 29.11.2017 gün ve 2007/49 Esas, 2007/809 sayılı Kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 142/1-a, 43, 31/3 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 4 ay 20 gün hapis cezası verilip aynı yasanın 51. maddesi uyarınca ertelenmesine karar verildiği, sanık savunmanı tarafından temyiz edilen söz konusu hükmün Yargıtay 6. Ceza Dairesi’nin 19.07.2010 gün, 2008/18223 esas, 2010/13856 karar sayılı ilamıyla “Suçun niteliği, cezanın türü ve süresine göre; 08.02.2008 tarih ve 26781 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunun Geçici madde; 1/1. fıkrası yollamasıyla aynı Kanunun 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nin 231/5-14. madde ve fıkraları gereği sanıkların hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu” gerekçesiyle bozulduğu,
    İlk derece Mahkemesince, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda verilen 08.05.2012 gün ve 2012/106 esas, 2012/402 sayılı karar ile, sanık hakkında, 142/1-a, 43, 168/2, 31/3 ve 62. maddeleri uyarınca verilen 8 ay 10 gün mahkumiyet hükmünün, 5395 sayılı Yasanın 23. maddesi uyarınca açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, anılan kararın 09.07.2012 günü itiraz edilmeksizin kesinleştiği,
    Sanığın, deneme süresi içinde kalan 26.05.2014 tarihinde işlediği hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçları ile ilgili olarak İzmir 15. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 25.12.2014 tarih ve 2014/439 esas, 2014/802 sayılı kararı ile; mala zarar verme suçundan 5237 sayılı TCK’nin 151/1, 168/2 ve 62.
    maddeleri uyarınca 1 ay 20 gün, hırsızlık suçundan 5237 sayılı TCK’nin 142/1-b, 168/2 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay ve işyeri dokunulmazlığının ihlal suçundan 116/1, 119/1-c ve 62. maddeleri uyarıca 1 yıl 8 ay mahkumiyetine karar verildiği ve anılan hükmün 19.04.2017 gününde kesinleştiği,
    Deneme süresi içinde yeni suç işlediği anlaşılan sanık hakkında, İzmir Çocuk Ceza Mahkemesi tarafından dava dosyasının yeniden ele alındığı, duruşma açılarak yapılan yargılama sonucunda, 13.02.2017 gün 2017/671 - 902 sayılı karar ile, açıklanması geri bırakılan 08.05.2012 günlü hükmün açıklandığı ve sanık savunmanının anılan karara karşı temyiz davası açtığı anlaşılmış olup;
    Yargıtay Yüksek Ceza Genel Kurulu"nun 01.03.2016 tarih 2015/3-599 Esas, 2016/99 Karar sayılı ilamında; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin davalarda dava zamanaşımı süresinin ne zaman duracağı ve ne zaman işlemeye başlayacağı tartışılmıştır. Anılan kararda; “Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi durumunda dava zamanaşımı, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği tarihte durmaya başlayıp denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde denetim süresi sonunda, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde ise yeni suçun işlendiği veya denetimli serbestlik tedbiri yükümlülüklerine aykırı davranıldığı tarihte dava zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlar” hükmüne yer verilmiştir.
    Suç tarihinde 15-18 yaş aralığında bulunan sanık ...’ın eylemine uyan 5237 sayılı TCK"nin 142/1-a, 43/1, 168/2, 31/3, 62/1, 50/1-a ve 52/2. maddelerindeki ceza için, aynı Yasanın 66. maddesinde 8 yıllık süre belirlendiği, TCK"nin 66. maddesinin 2. fıkrası uyarınca ise 15-18 yaş grubunda bulunan sanık için bu sürenin üçte ikisinin geçmesiyle kamu davasının düşeceği öngörülmüştür. Yine aynı yasanın 67. maddesinin son fıkrasında dava zamanaşımının yasada tahdidi olarak öngörülen sebeplerle kesilmesi halinde, zamanaşımı süresi ile ilgili suça ilişkin olarak yasada belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzayacağı öngörülmüştür. Buna göre sanığın eylemine uyan atılı suçun olağan zamanaşımı süresi 5 yıl 4 ay olup, olağanüstü halde kesintili zamanaşımı süresi ise 7 yıl 12 ay olacaktır.
    Somut olayımızda; sanık ...’ın eylemine uyan “Kamu Kurumu ve Kuruluşlarındaki Eşya Hakkındaki Hırsızlık” suçunun TCK"nin 66/1-e maddesi uyarınca 8 yıllık dava zamanaşımına tabi olduğu, 15-18 yaş grubunda olan sanık hakkındaki dava zamanaşımının bu sürenin üçte ikisi olan 5 yıl 4 aylık süreye karşılık geldiği, aynı Kanunun 67/4. maddesi uyarınca da dava zamanaşımını kesen sebeplerin varlığı halinde bu sürenin 7 yıl 12 aya kadar uzayacağı, bu duruma göre Yargıtay
    Ceza Genel Kurulu"nun yukarıda anılan kararı ışığında; sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kesinleştiği tarih olan 09.07.2012 tarihi ile sanığın 2. suçu işlediği tarih olan 26.05.2014 tarihi arasında dava zamanaşımı süresinin 1 yıl 6 ay 17 gün süreyle durduğunun kabulü gerektiğinden, bu sürenin olağanüstü zamanaşımı süresine eklenmesi halinde, sanık hakkında açılmış bulunan kamu davasında olağanüstü zamanaşımı süresinin 17.01.2017 gününde (inceleme tarihinden önce) dolmuş olması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 02.03.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi